0.3| Dördüncü Boyut

Start from the beginning
                                    

"Lordum, köleniz olurum nolur kızımın canını bağışlayın. Yalvarırım lordum, ona bir şey yapmayın." Kadının yakarmasına adam sinsi bir gülüşle karşılık verdi.

"Sen, hatta hepiniz benim kölemsiniz. Zavallı kızı boş hayallerle doldurmuşsun. Prenses geri dönecekmişte sizi kurtarıcakmış. " İğrenç bir şekilde gülüp devam etti;

"Sizi kimse kurtaramaz, prensesiniz öldü. Bunu kabul etseniz iyi olur. Bana direnmekten vazgeçin. Siz, ve o korkak, sarayından çıkamayan lideriniz, hepiniz bana teslim olacaksınız." Gülmeye devam etti. Küçük kıza dönüp;

"Sana gelince çocuk, bugün herkeze örnek olacaksın. Böylece bir daha prenses zırvalığını duymamış olacağım." Söylediği her şeyden zevk alan suratına iğrenerek baktım.

Küçük çocuğa zarar vermesine izin veremezdim. Belki konuşursam anlaşabilirdik. Pek umudum olduğunu sanmıyordum ama bir şeyler yapılması gerekiyordu. Malûm kimse kılını kıpırdatmıyordu. Bu insan müsvettesi herkesi korkutuyor olmalıydı. Bende korkuyordum ama cesaretimi toplayıp ayağı kalktım. Tam tehgahtan çıkmıştım ki adamın elinde yavaşça büyüyen alev topunu gördüm. Donup kaldım. Annenin çığlıkları beni kendime getirdi. Bir şey yapmam lazımdı ama ne yapabilirdim ki?

Yerde bulduğum büyük bir taşı elime alıp adama doğru attım. Adamlarından biri beni farkedip attığım taşı, daha efendisine ulaşamadan eliyle başka yere fırlattı. Yanıma doğru gelmeye başladı.

"Efendim , sözünü dinlemeyen, sana ihanet eden bir sefil daha var."

O bana geldikçe geri adım atmaya başladım. Çocuğu sanırım şimdilik kurtarmıştım ama beni kim kurtaracaktı?! Arkamı dönüp koşmaya başladım ki saç diplerimde büyük bir acı hissettim. Çığlık attım, gözlerim doldu. Saçlarımdan çekiştirerek efendim dediği adamın ayaklarının dibine fırlattı beni.

Havada duran küçük kızı yere atıp bana döndü. Annesi hemen kızını yanına alıp arkalara doğru götürdü, gözden kayboldu. Ayağı kalkıp adamla göz teması kurup bağırmaya başladım;

" Sen nasıl bir insansın! Bu masum halka bunu yapamazsın. Kimse senin kölen felan değil. Sen insan bile değilsin iğrenç bir yaratıksın. Küçük çocuğu öldürmeyi mi planlıyordun? Bunu neden yapıyorsun? Ellerinden bir şeyler çıkarabiliyorsun diye insanlara zulmedemezsin."

Daha diyeceklerimi bitirmemiştim ki biraz önce saçlarımı çeken şahıs arkadan tekrar saçlarıma yapıştı!

"Sen kimsin de efendimizi yargılıyorsun. Bir kelime daha edersen, seni öldürürüm!"

Hissettiğim acıyla ayağımı kaldırıp hassas bölgesine tekme attım. Bağırıp saçlarımı bırakmak zorunda kaldı.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun? Saçlarımı bir kez daha çekersen o zaman şuan acıyan yerini hissedemezsin! Anladın mı beni?! " deyip bağırdım.Bu cesaretimi neye borçluydum bilmiyorum ama yetti artık!

Adam doğrulduğu gibi bana yaklaştı ve yüzümde büyük bir acı hissettim ve bununla birlikte yeri boyladım. Benim bağırışlarım dolayısıyla oluşan sessizlikte, yüzüme atılan tokatın sesi yankılanmıştı. Yanağım çok fena sızlıyordu, elinin izinin çıktığına kalıbımı basardım! Ayağı kalkmaya çalıştım ama başım döndü, tekrar yere düştüm.

Denge mi sağlamaya çalışırken biri bana seslendi. Etrafıma baktım ama sesleneni göremedim, sanırım tokat bayağı ağır geldi ki yanılsamalar yaşıyordum. Yavaşça ayağı kalktım. Ağzımda değişik bir tat hissettim. Elimi dudağımın kenarına götürüp yokladım. Elimdeki kanı görünce dudağımın patladığını anladım. Sinirli sinirli bana vuran adama bakmaya başladım.

TESSERACT[Dördüncü Boyut] #Wattys2018 Where stories live. Discover now