Sırlar Yalandır

354 41 30
                                    

  Bu yıldızlı gökler
Ne zaman başladı dönmeye
Kimse bilmez
Kimse bilmez

Müzik:Mehmet Güreli/Kimse bilmez.(Y.n: Bu sefer şarkı Türkçe olsun:))

''Hayır dedim! Biz gidiyoruz ve bu tartışma burada kapanacak. Nokta!'' dedi Chloe doğrusu ortalığı epey karışmıştı. Chloe, Adrien ve Marinette'in jette kalmasından taraftardı. Marinette'in durumu ortadaydı. Adrien ise...o da farklı sayılmazdı. Eğer Adrien gelirse bacağındaki lanet şey neyse daha da kötüleşeceğinden korkuyordu.''Bende geliyorum.'' dedi Adrien Chloe'nin dediklerini zerre dikkate almamıştı. Chloe en sonunda Alya'ya döndü.''Şuna bir şey söyle yoksa aklımı kaçıracağım.'' Alya arkadaşlarının arasında kalmıştı. Neden Chloe'nin Adrien'ın gelmesine engel olduğuna anlam veremiyordu. Belki de Marinette'in yalnız kalmaması içindi? Chloe ne ara bu kadar düşünceli olmuştu bilmiyordu ama bu olasılık ona mantıklı gelmişti.''Şimdi. Biz Chloe ile taşı alıp geleceğiz ve sen Adrien sakın gelmeye kalkma yoksa...'' Alya biraz bekledi daha doğrusu konuşamadı. Aklına en ufak söyleyecek tehdit edecek şey gelmiyordu.''Tamaam bu kadarı da yetti artık...'' dedi Chloe ve daha Adrien ne olduğunu anlayamadan yüzüğünü çıkardı.''Sıkıyorsa şimdi gel!'' dedi.''Hey yüzüğüm! Onu geri ver Chloe.'' Marinette ise elleri ağzında olan biteni izliyordu. Dilerdi ki ayağa kalkıp bu tartışmaya DUR! diyebilmek lakin attığı her adım canını yakıyordu.''Bunu mu demek istedin?'' diye sordu Chloe bıyık altından gülüyordu.''Bak eğer bir sorun çıkarsa Marinette'in küpelerini tak gitsin sana yakışacağına eminim.'' dedi Chloe ve kıkırdadı ardından Alya ile jetten ayrıldılar.

-

''Biraz fazla abartmadın mı?'' diye sordu Alya.''Neden yaptığımı bilseydin bunu sormazdın.'' diye iç geçirdi Chloe.''Nerede taş? Bulabildin mi?'' diye art arda soru sordu konuyu değiştirmeye çalışıyordu.''Bir şey saklıyorsun.'' dedi Alya ve Chloe'nin bileğinden tuttu.''Bu neyi değiştirirdi? ''Bir şeyi saklamam'' ayrıca konu sen değilsin yani karışma.'' diye tersledi Chloe ve bileğini tutan Alya'dan kendini çekip yola devam etti. Alya ise hayal kırıklığına uğramıştı.''Değiştiğini sanmıştım! Ama sen hala aynı Chloe'sin; kötü, kaba ve pisliğin tekisin!'' diye kızgınlıkla bağırdı Alya ve bir kez bile Chloe'nin yüzüne bakmadan yolunu değiştirdi. Chloe ise Adrien'a verdiği söz için içinden bin kez lanet etti ve Alya'nın peşine düştü. Yol boyunca bir kez bile konuşmamışlardı. Chloe nereye gittiklerini merak etse de sormaktan çekinmişti. Alya kırgın hissediyordu. Güvendiği birinin ondan önemli bir şeyi saklaması hasar vericiydi. Chloe'ye olan güveni çok çabuk sarsılmıştı. O bile bunu beklemiyordu.''Disneyland.'' dedi. Ve ikisi de yeniden tek bir kelime etmeden yollarına devam ettiler.

-

''Tikki daha ne kadar böyle kalacağım? Baksana halime.'' diye kendi kendine yakınıyordu Marinette. Adrien ise biraz kestirmeye gitmişti.''Yaranın iyileşmesi biraz vakit alacaktır. Üzgünüm Marinette ama mucize'nin bu konu da yapabileceği bir şey yok.'' dedi Tikki.''Ah! Pekala sanırım kendi başıma su almaya gidebilirim ne dersin?'' diye sordu Tikki'ye ve gülümseyerek ayağa kalktı. Daha doğrusu ayağa kalkmaya çalıştı.''Hey hey hey ne yapıyorsun? Neye ihtiyacın varsa söyle ben getiririm.'' dedi Adrien ve uykulu haliyle Marinette'i eski oturma düzenindeki gibi oturttu.''Sanırım su almaya gidemeyecek kadar aciz bir durumdayım.'' dedi Marinette ve kafasını yastığa gömdü. Adrien ise gülerek ona su getirmeye gitti.''Al bakalım.'' dedi suyla birlikte Marinette'in tepesinde dikiliyordu. Mari en sonunda yüzünü kaldırdığında minnet eder şekilde gülümsemesi büyüdü. Adrien onun yakınında durmak için sandalyelerden birini aldı ve getirirken bacağı aksadı. Bacağındaki sızı artmıştı ve neredeyse düşecekti.''Adrien...iyi misin?'' diye sordu Marinette. Adrien acısını belli etmemeye çalışarak sandalyeyi çekti ve Mari'nin yanındaki yerini aldı.''Tabi ki iyiyim! Hatta harikayım. Neden bir şey mi oldu?'' Adrien ilk defa Marinette'e yalan söylemişti. Yalan denemezdi ona göre gerçekleri saklıyordu. Marinette buna pek inanmasa da uzatma yanlısı değildi o yüzden bir şey dememişti.''Nasıl hissediyorsun?'' diye sordu Adrien.''İdare ediyorum. Bir şekilde iyileşeceğim.'' dedi Marinette ve yarasına göz gezdirdi.''Belki bu iyileşmeni hızlandırır.'' dedi Adrien ve yanında taşıdığı kutuyu cebinden çıkardı. İçinden ''gerçek bir yüzük'' çıktığını gören Marinette ise şok olmuş gözlerle bir Adrien'a bir de yüzüğe bakıyordu.''Sen...ne ara. Ne ara aldın bunları?'' diye sordu Marinette.''Şey beklediğim tepki bu değildi ama neyse Berlin'deyken aldım.'' dedi Adrien ve yüzüğü elinde tutup inceledi.''Harika bir şey değil ama ipten çok daha iyidir?'' Marinette güldü.''Aslında ben ipten memnundum.'' dedi.''Madem öyle o zaman bunlara ihtiyacın yok.'' dedi Adrien ve sırıtarak yüzükleri atmaya gitti.''Hey! Sadece şakaydı.'' dedi Marinette ve uzandığı yerden düştü.''Ahh! İşte bu acıttı.'' diyerekten devam etti. Adrien ise Marinette'e yardım etmek için koşmuştu ve o da düştü. Evet. Şu an ise Marinette acısını unutmuş yerde kahkaha atıyordu. Hem kendi haline hemde Adrien'a. Adrien'da ona katılmış birlikte gülüyorlardı.''Du-duramıyorum.'' dedi Marinette ve tekrar güldü. Adrien bu sefer onu gıdıklamaya başladı. Eli farketmeden Mari'nin yarasının üstünü gıdıklamıştı.''Aw aw aw'' tarzı acısından hemde kahkalarının arasında garip bir ses çıkarmıştı Mari. Adrien hemen ellerini çekmişti. Sonrasında bir şey demesine izin vermeden Mari'yi kucakladı ve eski yerine yatırdı.''Sende gelsene.'' dedi Marinette ve biraz yanına yer açıp koltuğu iki kez pat patladı.(y.n. Kendimi İngilizce edebiyatı dersinde gibi hissediyorum ascdjfc) Adrien Mari'yi fazla sıkıştırmamaya özen göstererek yanına uzandı.''Sıkıldım'' dedi Marinette.''Yüzüğüm olmadan kendimi çok garip hissediyorum.'' dedi Adrien ve yüzüğünün olduğu parmağa baktı.''Hey denemek ister misin?'' diye sordu Marinette küpelerini göstererek ve kıs kıs güldü.''Ha ha ha çok komik. Hala Chloe'nin bunu yaptığına inanamıyorum.'' dedi Adrien ve bacağındaki morluğa baktı.''Evet bende. Şimdiye kadar ilk kez bu kadar ileri gitmişti.'' dedi Marinette konuşurken kelimeler git gide yavaşlıyor ve boğuk bir hal alıyordu çünkü ilgisini tamamen Adrien'ın baktığı yere dikmişti. Adrien bir şey demeden evet anlamında bir ses çıkarmıştı.''Adrien bana söylemek istediğin bir şey var mı?''

La Vie En Rose ~AdrienetteWhere stories live. Discover now