Marinette?

842 87 21
                                    

So I started writing songs, I started writing stories Something about that glory just always seemed to before me Cause only those I really love will ever really know me .

Bende şarkı yazmaya başladım, hikaye yazmaya başladım Bu şan söhret hakkında bir şeyler her zaman benden önce görünüyordu Çünkü sadece sevdiklerim beni gerçekten tanıyabilir.

Müzik:7 Years/ Lukas Graham

İşte bir gün daha başlıyordu. Marinette yataktan fırladığı gibi hazırlanmaya başladı. Üzerini giydikten sonra aşağıya indi ve mutfaktan bir elma alıp evden çıktı. İçinde sakladığı mutluluğu pek belli etmemeye çalışsada yine de olmuyordu. Onu düşündükçe eskiden olduğu gibi hissediyordu. Tam anlamıyla Marinette'in başını döndürmeye daha onu görmeden başlamıştı. Marinette"Ya kekelersem!" bağırdığı için etrafındaki insanlar bir süre ona tuhaf tuhaf bakmıştı. Hiçbir şey yokmuş gibi yoluna devam etti. Hadi ama artık ergen bir kız değildi böyle şeyler olmayacaktı. Plazanın önüne geldiğinde yutkunmuştu. Yavaş adımlarla içeri girdi ve etrafı incelemeye başladı. İçerisi cidden büyüktü ve gelecekten gelmiş havası yaratan değişik ekranlar,hologram tarzında adını dahi bilmediği enteresanlıkta şeyler vardı. O etrafı incelerken karşısına bir kadın geldi."Merhaba,size yardımcı olabilir miyim?" yakasında "Mia laurent" yazıyordu. Oldukça tatlı birine benziyordu. Marinette aynı samimiyetle "Evet aslında iş görüşmesi için gelmiştim ama içeri girince kendimi kaybettim." dedi. Mia güldükten sonra "Aramızda sizi görmekten mutluluk duyarım. Beni takip edin lütfen." dedi. Marinette bu kızı cidden çok sevmişti. Eğer görüşmeyi geçerse arkadaş olabileceği birisini bulmuştu. Mia, Marinette ile bir asansöre binmişti. Toplamda 10 kat bulunuyordu ve onlarda 10. Kata çıkıyorlardı. Fazlasıyla heyecanlı olan Marinette yerinde duramıyordu. Mia bunu fark etmişti ve ağzından ufak bir kıkırdama kaçmıştı. Marinette daha ne oldu diye soramadan 10. Kata gelmişlerdi bile. Mia"bu taraftan" diye yolu gösterirken Marinette çantasında sakladığı şans bilekliğini takıyordu. Yıllardır bırakamadığı alışkanlıklarından biri buydu. Ona şans getirdiğine inanıyordu. Mia onu kapının önüne kadar getirmişti."Benim şimdi gitme vaktim. Gerisini kendin halledersin." dedi en içten gülümsemeyle. Marinette kafasın tamam dercesine salladı. İçeri girmeden önce kapının kolunu tuttu ve gözlerini kapadı." Asla pes etme asla vazgeçme. Asla zalim ya da korkak olma. Korku seni acımasız biri yapmaz." diye içinden söylerken aniden kapı açılmıştı. Marinette elindeki bütün kağıt parçalarını yere düşürmüştü. "Aferin sana Marinette, bugünde sakarlığını ispatlamış oldun." diye kendi kendine söyleniyordu. "Çok özür dilerim. Ben--" karşısında bütün şaşkınlığı ile ona bakan Adrien'ı görünce susmuştu. Önemli değil sanırım mülakata gelmiştiniz." Marinette'in içine bir ok saplanmıştı adeta. Onu tanımayacağını söyleyen kız neredeydi. Yerdeki kağıtları toplamaya başladı. Hepsini topladıktan sonra ayağa kalktı."Evet buraya iş görüşmesi için gelmiştim."dedi. Adrien onu içeri davet ettikten sonra konuşmaya başladı."Neden bizimle çalışmak istiyorsunuz bayan...." Adrien'ın yeni aklına gelmişti isim sormak." Afedersiniz isminiz neydi?" Marinette cevap verdi."Marinette. Marinette Dupain-Cheng" dedi. Ardından gözü Adrien'ın bileğine takıldı. Inananmıyordu. Bu Marinette'in Adrien'a verdiği bilezikti. Demek hala takıyordu. Adrien bir şey hatırlamış gibi aniden ayağa kalktı."Marinette?" dedi. Marinette onun bu haline gülmüştü." Evet Bay Agreste. BenBen buraya görüşme--" daha Marinette sözünü bitiremeden Adrien "Alındın." dedi. Marinette "Ne?" demişti. Adrien ceketini üstüne alırken tekrar söyledi. "İşe alındın." Marinette daha neler olduğunu anlayamadan Adrien elini uzatmıştı."Öğle yemeği vakti geldi. Bana katılmak ister misin?" demişti. Marinette içinden sevinç çığlıkları atarken sadece "Tabiki" demişti. Adrien ile Marinette'i el ele gören çalışanlara ise yeni bir dedikodu konusu çıkmıştı. Dışarı çıktıklarında Adrien "Ne yemek istersin?"diye sormuştu. Bugün ikisi içinde harika bir gün olacağa benziyordu.

* "Asla pes etme asla vazgeçme. Asla zalim ya da korkak olma. Korku seni acımasız biri yapmaz." sözü Doctor Who'dan alıntıdır. Belki bilenleriniz vardır:))

 *Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi ve fikirlerinizi yorum olarak yazmayı unutmayın💛💛

*Son olarak güzel yorumları ve desteği için bu bölümü AYSELQAFAROVA'ya ithaf ediyorum. Teşekkür ederim 💛💛💛

La Vie En Rose ~AdrienetteWhere stories live. Discover now