28.Bölüm "Gönül"

15.7K 1.3K 732
                                    

Fırat'tan

Ona böyle adice şeyleri nasıl söyleyebilmiştim?Onu bu kadar çok severken nasıl canını yakmıştım?Kendime inanamıyordum gerçekten inanamıyordum.

Hamileydi.İkimizin bebeğini taşıyordu karnında.Canım'dı o benim.Ben canım'ın canını nasıl yakabilmiştim?

Ona öyle ağır lafları söyleyen ben miydim gerçekten?

Tamam bir hata yapmıştı.Belki iki hata ua da daha çok.Hata yapmış olması ona böyle ithamlarda bulunmam anlamına gelmiyordu.

"Mehlika."

Sesimi duymasıyla yatakta daha da büzüldü.Gelmiş ve yatağa yatmıştı.

"Defol git."dediğinde gözlerimi acıyla yumdum.Onunla konuşmalıydım.Af dilemeli belki de ayaklarına kapanmalıydım.

"Konuş-"

"Fırat,defol git!"diye bağırdı.Bir yandan da omuzları sarsıla sarsıla ağlıyordu.

Allah benim belamı versin.Onu ne hale getimiştim?

"Git!"

Mehlika tekrar bağırınca odadan çıktım.

Kars'a gittiğimde ordaki herkes bebek var mi diye sormuştu.Bende gelir gelmez bir test almıştım.Aklımda ona böyle sözler söylemek yoktu.Mehlika; iffetine düşkün,namuslu bir kızdı.Ama ben şerefsizdim.Sevdiğim kadına iftira atabilecek kadar hemde.

Nasıl affettirecektim kendimi?Nasıl sevdiğim kadını,bebeğimin annesini kazanacaktım.

Baba oluyordum.İçimde en ufak bir mutluluk yoktu.Sevdiğim kadın içerde hüngür hüngür ağlarken ben nasıl mutlu olabilirdim ki?

Onu mutsuzluğa iten de bendim.

Benim ona bunları söyleme sebebim oydu.Onu üzen bendim.

Evden çıktım ve yürümeye başladım.Yürümek beni her zaman rahatlatırdı.

Mehlika'ya kendimi nasıl affettirecektim?Tek düşüncem buydu.

"Napacağım ben?"

Mırıldanarak ilerdeki bir parka dogru yürümeye başladım.Parkta kimse yoktu.Banklardan birine geçip oturdum.Kafamı ellerimin arasına alarak yeri izlemeye başladım.Ne yapacağım hakkında en ufak bir bilgim yoktu.

Ağzımdan o kelimeler nasıl çıkmışt?Ona 'inşaAllah bendendir' demiştim.Niye demiştim ki bunu?Ona kendimden daha çok güveniyordum.Sinirimin esiri olmuştum.O anki sinirle ağzımdan çıkmıştı.Üstelik ona şerefsiz olduğunu söylemiştim.Asıl şerefsiz olan bendim.Bir kadına iftira atabilecek şerefsiz.

"Ne düşünürsün öyle kara kara?"

Omzuma dokunarak konuşan kişiye baktım hızla.Yaşlı bir adamdı.

"Hatalarımı."dedim.

Adam yanıma oturdu.Kır saçlı,kır sakallı bir adamdı.Tıpkı caminin ilk saflarında olan yaşlı adamlar gibiydi.O saflarda gençleri de görmeyi öyle çok isterdim ki.Sadece cuma günleri gençler geliyordu.Onlar da tek tüktü zaten.

"Ne yaptın da böyle bitkin durursun evlat?"diye sordu babacan bir tavırla.Farklı bir konuşması vardı.

"Karımı çok üzdüm."deyiverdim.Niye anlatıyordum bunları,tanımadığım bir adama?

"Çok mu kırdın kızın kalbini?"diye sordu.

Çok kırmıştım.Tedavisi nasıl olacaktı bilmiyorum.

"Çok kırdım,çok."dedim.

Derin bir nefes aldı.

"Kadınlar çok narindir.Allah onları öyle bir fıtratla yaratmışki.Bizi tam olarak tamamlarlar.Kalpleriyle düşünürler onlar,sonra çok kırılırlar.Hassastır onlar."diyerek gülümsedi.

TEK TANEM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin