15| Mavi ve Beyaz

Start bij het begin
                                    

O yüzden gitmeye karar vermişti, neyle karşılaşacağını bilmiyordu ama sorun olacağını da sanmıyordu.

Şehir merkezinden çıkana kadar takip etti Jungkook'u, geçen geldikleri parkura geldiler sonunda, ama bu defa ortalık gerçekten karışıktı. Onlarca araba vardı, bazılarının üzeri sponsor amblemleriyle donatılmıştı ki bu yasadışı bir yarış için garipti. Etrafta bir sürü insan vardı ve birkaç tane devasa çadır kurulmuştu. Hava yine yağmurluydu, yani henüz yağmur yağmamıştı ama dün gece gök delinmiş gibiydi ve gökyüzündeki kara bulutlar yağmurun yağmaya devam edeceğini belli ediyordu.

Arabasını kilitledikten sonra çamur olan zemine dikkatle bastı, çevresindekilerin dikkatini çekmiş sayılmazdı ama oraya uymadığı da çok belliydi. Kalabalığa karışıp etrafı izledi, Jungkook veya Jimin'i bulmayı amaçlıyordu ki sonra Jimin'i gördü. İleride, Yoongi ile birlikte bir arabanın yanında dikiliyorlardı. Onlara doğru ilerlemek istedi ama sonra vazgeçip yerinde kaldığında buna gerek kalmadı çünkü Jimin'le göz göze geldi.

Jimin gülümsemiyordu veya canlı görünmüyordu, yüzünde belli bir gerginlik vardı, etrafa kısık gözlerle bakıyordu ve sürekli dudaklarını dişliyordu ama kendisini gördüğünde yüzünde oluşan gülümseme gerçekten hayran olunasıydı. .

Jimin arabayı aşıp ona doğru ilerlemeye başladığında Taehyung da kalabalıktan sıyrıldı ve o tarafa yürümeye başladı. Jungkook konusunda gerçekten gergindi ama Jimin'i gördüğünde gerginliği uçup gitmişti.

"Tamam, seni görmeyi planlamıyordum." Jimin karşısında durduğunda ellerini montunun cebine koydu ve hafıfçe sallanmaya başladı ayakta. Hala gergindi.

"Bana söylersin diye düşünmüştüm," dedi Taehyung. "Yarış gününü yani. Burada seni desteklemek isterdim."

Jimin ayakkabısına bulaşmış çamura bakıp gülümsedi, her şey yedi yıl önceki gibiydi.

"Ben..." Söyleyecek bir şey bulamadığı nadir anlardaydı. Pantolon ve beli arasında sıkışmış olan metal gittikçe soğuyor ve Jimin'in bütün vücudunu donduruyor gibiydi, hava onu depresif biri yapmıştı ve ne olursa olsun, sonucunun ne olacağını bilmediği bir yarışa ilk defa giriyordu. "Ben... Çok gerginim ve..."

Taehyung dudaklarını birbirine bastırdıktan sonra onun gözlerine dikti gözlerini, Jimin gerçekten ilk defa böyle bir şey söylüyordu ve bu an kıymetliydi, öyle düşünmüştü.

"Eğer istersen sana güven verici şeyler söylerim." .

"Varlığın yeterli," dedi Jimin hafıfçe gülümsedikten sonra. "Arka tarafa gelmek ister misin? Jungkook da orada."

Taehyung bunu duyduğunda gerildi, Jungkook'un neden burada olduğunu bilmiyordu ve duyduğu konuşma sinirlerini bozuyordu. Yine de başını salladı hafıfçe ve birlikte yürümeye başladılar.

Arka taraf olarak bahsettiği yer Taehyung'a pit-stop'ları hatırlattı, araba lastikleri kontrol ediliyor ve benzin dolduruluyordu arabalara. Bazıları da motorlarla ilgileniyordu ve gerçekten çok fazla insan vardı. Yoongi de geldi yanlarına bir süre sonra ve o birkaç tane olan büyük çadırlardan birinin içine girdiler.

İçeride monitörler, kablolar, bir sürü insan, Jungkook ve... Hei vardı?

"Taehyung?" Hei şaşırma nidasıyla onlara yaklaştığında Taehyung geriye doğru bir adım attı. Onunla görüşmeye hiç de hazır hissetmiyordu kendini ve pat diye karşılarmaları hiç hoş olmamıştı. "Ne arıyorsun burada?" Hei'nin konuşmasından sonra Jungkook da çatık kaşlarıyla o tarafa döndü.

"Şimdi konuşmanın hiç zamanı değil, Hei." Elini kaldırarak kızı durdurmasının kaba bir hareket olduğunu bilecek kadar ahlak dersi almıştı ve aynı şekilde birilerini hayatlarıyla tehdit etmek de ahlak kurallarına pek uymadığından bunu umursamadı. "Jungkook?"

White Rabbit |vmin&yoonkook| ✓  Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu