Aytekin eniştemin yüzü! Ve yine o pislik gülüşü! Gözyaşlarımı görünce, kaşlarını çattı. Bakışları babamı buldu.

"Ona ne yaptın?"

"Hiçbir şey. Sadece sana iyi davranmasını söyledim."

Aytekin memnun olmuş bir gülümsemeden sonra, bakışlarını kameraya çevirdi.

"Bu ne için?"

Babam ellerini ceplerine yerleştirdikten sonra konuşmaya başladı.

"Anlaştığımız şeyi unuttun mu? Ben o görüntüleri istiyorum. Sonrasında, istediğin kadar senin olabilir." Diyerek beni işaret etti kafasıyla.

Aytekin "Tamam, sen gidebilirsin. Ben sana görüntüleri yollayacağım." Dedi.

Allah'ım bu ne iğrençlikti böyle? Nasıl bir midesizlik, nasıl bir genişlikti?

"Yapmayın! Bunu bana yapmayın!"

Bağırarak konuşuyordum ama ikisi de beni duymazdan geldi. Kendi aralarında olan anlaşma biter bitmez, baba denen şerefsiz dışarı çıktı.

Aytekin'in adımları bana yaklaştıkça, korkum tavan yapıyordu.

"Gelme üzerime! Bunu bana yapmaya hakkın yok!"

Başını iki yana salladı.

"Minik sevgilim. Benim seni nasıl arzuladığımı, nasıl istediğimi ve nasıl sevdiğimi biliyorsun."

"İğrençsin!"

Tükürür gibi söylediğim kelimeye sinirlendi ve adımlarını hızlandırdı. Olabildiğince uzağa gitmek için arkama bakarak, hızlıca geriye gittim. Aklına bir şey gelmiş gibi duraksadı ve kameraya doğru yürümeye başladı. Gerçekten bunu yapacak mıydı?!

"Yapma!"

Bütün gücümle yine bağırdım. Beni duymazdan geldi, kamerayı iyice kurup çalıştırdı. Gözyaşları içerisinde kapıya koştum. Tam açacağım sırada, belime sarılan ellerle irkildim. Aytekin'in elinde debelenmeye başladım. Nefesini tam ensemde hissediyordum ve bu çok iğrençti!

"Sevgilim. Nereye kaçıyorsun? Bundan sonra benimsin. Seni elimden kim kurtaracak?"

"Bırak lütfen beni. Bıı... bırak.. lütfen.. yyy.. yapma."

Kelimeleri bile düzgün söyleyemiyordum! Aytekin beni daha fazla kendisine bastırınca, ileriye kaçmaya çalıştım. Yine başarısız olmuştum! Dirseklerimi onun karnına geçirip odanın ortasına kaçtım. Bu kahrolası küçük odada ondan ne kadar kaçabilecektim ki? Bana dokunmasını istemiyordum! Kendimi öldürürdüm, yine de dokunduramazdım! Aklıma gelen düşünce ile, koşarak banyoya girdim ve kapısını kilitledim!

Aytekin kapıya vurup "Aç şunu!" diye bağırırken, ben etrafta bir şeyler arıyordum. Kendimi öldürebileceğim bir şeyler!

Komik değil mi? Herkes yaşamak için çırpınırken, ben şuan ölmek için çırpınıyordum. Çünkü bu iğrençlik başıma gelirse, kesinlikle yaşayamazdım! Olduktan sonra kendimi öldüreceğime, olmadan önce öldürürdüm!

Etrafıma bakmaya devam ediyordum, tabi bu sırada Aytekin "Kapıyı aç! Burada benden kaçacak yerin yok!" diye bağırıyordu.

Banyodaki dolapları sırasıyla açtım ama Allah kahretsin ki bir şey yoktu! Dolabı hırsla kapattığımda, aynaya bakmaya başladım. Aynayı kırıp gayette kendimi öldürebilirdim!

Etraftaki şampuan kutularından birini alıp aynaya savurdum. Refleks olarak gözlerimi yummuştum. Kulağıma dolan "Zehra! Zehra ne oldu! Zehra ne yapıyorsun orada! Minik sevgilim, kaçamazsın!" sesini yoksayarak, yere düşen cam parçasını aldım.

Gözyaşlarım içerisinde elimdeki kırık parçaya bakarken, banyo kapısı kırılarak açıldı. Elimdeki parçayı boğazıma götürdüm. Aytekin korku dolu gözlerle bakıyordu. Hani, birini seversiniz ve ölmesine dayanamazsınız ya. Öyle bakıyordu!

"Yaklaşma bana!"

Bağırdığım zaman, adım atmayı kesti. Eliyle benim durmam için hareket yaparak "Yapma sevgilim. Seni seviyorum." Dedi. Allah'ım nasıl bir saplantıydı bu.

"Sen.. sen nasıl birisin böyle? Sen ablamla evlisin!"

"Zehra, önce seni tanısam yemin ederim seni severdim. Ben bir anda kendimi sana aşık bir halde buldum. Hem seni videoya falan çekmeyecektim!"

Bu dediğine zerre inanmıyordum. Hızla başımı sağa sola salladım.

"Yalan söylüyorsun! Videoya çekmek için anlaşma yaptığınızı gözlerimle gördüm ben! Hem sen.. sen ne şerefsiz birisin ya! Ablamla evlisin! Ablamla!"

İp kopmuştu artık! İçimde olanları dökecektim. Elimdeki kırık cam parçasını daha çok sıktım ve boğazıma daha fazla batırdım. Batırdığım yer yanmaya başlamıştı. Sıvı bir şeylerin boğazıma doğru aktığını hissediyordum. Ama şuan o acı umrumda değildi. İçimde olanları dökmek istiyordum!

"Ben.. ben ilk defa birisi beni seviyor dedim! Olmayan baba sevgisi görüyorum dedim! Seni babam, abim, kardeşim yerine koyarak sevdim! Oysa sen..."

Kelimeleri tükürür gibi ve iğrenircesine döktüm dilimden.

"Sen bana farklı bir gözle baktın! Bana tecavüz etmeye çalıştın! Ben uyurken gece odama girdin! Nasıl korku dolu yaşadım biliyor musun? Yeniden nasıl korku dolu günlerime döndüm biliyor musun! Hele bana..."

Duraksadım. Aklıma gelen kan dondurucu kelimeleri kanımı dondurmuştu. Bi anda elime çevirdi bakışlarını ve boğazıma. Korku dolu gözlerle "Kanıyor, bırak şunu elinden!" diye bağırdı.

"Bağırma bana! Bana bağırma sakın! Senin buna hakkın yok! Beni neyle tehdit etmiştin hatırlıyor musun?! Ablamı öldürmekle! Hem de babamın yaptığı gibi!"

Gözlerim kararıyordu artık. Yavaş yavaş hissizleştiğimi fark ediyordum. Kesik kesik nefesler almaya başladım. Boşluğumdan faydalandığı gibi, ellerimden o parçayı alıp yere savurdu ve bana sarıldı! Onu ittirmelerim boşa gidiyordu! Elimde olan kan, onun elbiselerine bulaşıyordu ama umrunda değil gibiydi!

"Sen benim olacaksın Zehra! Öyle veya böyle! Sadece benim!"

Kesik elim onun umrunda olmadan, kolumdan tuttuğu gibi beni odaya geri girdirdi. Yatağa doğru savurup gömleğinin düğmesini çözmeye başladığında, kalbim kulaklarımda atmaya başlamıştı artık! Bana gerçekten bunu yapmasına izin veremezdim! Allah'ım ne olur, kurtar beni!

Çıkardığı gömleği kenara fırlatıp üzerime doğru geldiğinde geri geri kaçmaya çalıştım. Ama başaramadım. Ellerimi sabitleyerek boynuma bastırdı başını. Hayır! Bu iğrençliği istemiyordum! Hıçkıra hıçkıra ağlıyor "Dokunma bana! Yapma!" diye bağırıyordum.

Çığlıklarımı duyan kimse yok mu diye düşünürken, kapı sonuna kadar açıldı. Hatta kırılarak açıldı! Aytekin ve ben kapıya doğru baktığımızda. Aytekine doğrultulan silah onun şok olmasına sebep vermişti. Üzerimden çekilip ayağa kalktığında "Yapma.. Yayyy.. yaaapma!" diye bağırdı. Ama tam alnının ortasına işaret edilen silah patladı! Ben şok olmuş bir şekilde ona bakarken, gözyaşları içerisinde "Özür dilerim." Diye fısıldadı ve Aytekin'in yıkılan cesedine birkaç kurşun daha sıktı! 

Kanlı ellerim ve boğazımın acısını unutmuş bu sahneye odaklanmıştım! Kurtuluşumun böyle olacağını kim bile bilirdi ki? 


Yorumları alayım beybisiler :)) Aytekin'i kim vurdu? Babası pişman olup döndü ve vurdu mu? Yoksa hiç ummadığımız birisi mi vurdu? Efken veya Gürkan olabilir mi dersiniz? Görüşlerinizi buraya yoruma bırakın bakalım :) Sizleri seviyorum.

Aşkın Son Damlası! [Tamamlandı]Where stories live. Discover now