41. Bölüm

186 20 1
                                    

Kieran silahı hâlâ Allison'a doğrultuyordu. Allison yavaş bir şekilde elini kaldırdı ve doğrularak geriye doğru süründü.

"Kieran....bence pişman olacağın bir şey yapmak istemezsin. İndir şu silahı!" Dedi onu ikna etmeye çalışarak.

"Nasıl olsa o peşime taktığın adamlar buraya gelince ikimizin de işi bitecek. Neden birkaç saat daha fazla yaşayıp kendimize acı çektirelim ki?"

"Bak....bak şu anda sağlıklı düşünemiyorsun. Bir insanı öldürmek o kadar kolay mı sanıyorsun?" Dediğinde Kieran bağırarak konuşmuştu.

"Sence zor mu? Ben karımı öldürdüm. Her şeyden çok sevdiğim kadını öldürdüm. Sence bunu yapmak zor gelmedi de şimdi seni ve kendimi öldürmek mi zor gelecek?! Ha?"

Allison sustu. Konuşmak istemiyordu. Konuşsa bile ne diyeceğini tam olarak bilmiyordu.

"Konuşsana! Hadi psikolog değil misin sen ha? Kişiliğim ya da düşüncelerim hakkında yorum yapıp hastalığımın tanısını koysana!"

Gözlerini Kieran'a doğru sabitlediğinde silahın yavaşça indiğini fark etmişti.

Kieran silahı iyice indirdikten sonra gözyaşlarıyla birlikte yere oturmuştu. Silahı elinden bırakmadan yan tarafına koydu. Ve gözlerini yere doğru sabitleyerek konuştu.

"Onu gerçekten çok sevdim. Benden ayrılmasına.....beni bırakmasına izin veremezdim."

Allison gözlerini silahtan ayırmadan dizlerini kendine doğru çekmişti. Kieran'ı dinlemeye çalışıyordu fakat silah onu korkutuyordu.

"Beni bırakacaktı. Ama ben...onu çok seviyordum. Onu öldürmek istememiştim ki....yalnızca yanımda kalmasını istemiştim. Sadece beni sevsin. Birlikte çok mutlu olalım istedim."

Allison nihayet gözlerini silahtan ayırarak Kieran'a doğru baktı. Kieran hâlâ sabit bir şekilde yere bakıyordu.

"Nasıl bir insanı yanlışlıkla öldürebilirsin ki?" Dedi Allison en sonunda. Kieran ona pek samimi gelmiyordu. Fakat işi gereği onu dinleyecekti.

"Yemin ediyorum ki onu öldürmek istemedim. Onu çok seviyordum."

"Peki ne oldu? Ne oldu da onu öldürdün?"

"Zaten sürekli kaçamak bir hali vardı. Evliliğimiz ilk aylarında her şey son derece güzel gidiyordu. Sonrasında arkadaşlarım yüzünden kumara başladım. İlk başlarda her şey iyi gidiyordu fakat sonrasında......işler karıştı ve farkında olmadan bir sürü borcun altına girdim. Borçlar biriktikçe çareyi kafa çekmekte buluyordum. Yine eve sarhoş geldiğim bir zaman büyük bir kavga ettik. Beni, ona istemediği şeyler yapmaya zorladı. Çok sarhoştum ve kendimi iyi hissetmiyordum. Zaten bundan sonra hep böyle gitti. Aramız bir daha düzelmedi."

Allison bütün dikkatini ona vermişti. Kafasında canlandırmaya çalışarak yaşananları anlamaya çalışıyordu.

"Bir yaz akşamı her zamanki gibi kavga ile yemeğe oturmuştuk ama bu sefer ki......çok farklıydı. Bıçak kemiğe dayanmıştı. Beni terk etmeye kalkıştı." Dedi ve nihayet yere sabitlediği gözlerini oradan ayırarak Allison'un gözlerinin içine sabitledi.

"Gitmemesi için ona yalvardım. Ama sonucu ne olursa olsun buna karşı direniyordu. Son çarem onu korkutmaktı. Elime bir bıçak aldım ve eğer kapıdan adımını atarsa sağ çıkamayacağını söyledim." Dedi ve gözlerinden akan yaşlarını sildikten sonra burnunu çekti.

"Söylediklerime rağmen beni terk etmeye kararlıydı. Yemin ediyorum amacım onu sadece korkutmaktı. Gideceğini bilmem beni kontrolden çıkardı. Sonrasında ise ortalık kan reva olmuştu. Onu öldürmüştüm."

Kafasını kaldırarak derin bir nefes aldı ve ağlamaya devam etti.

"Onu yanımdan ayırmak istemiyordum. Adeta ruhum bedenimden ayrılmıştı. Bir şeyler yapıyordum fakat ne yaptığımı ve nasıl yaptığımı bilmiyordum. Onu evimin bodrum katında bulunan küçük bir odaya sakladım ve üzerine de kolay kırılamayacak bir kilit geçirdim. Sonrasında herkese onun kanserden öldüğünü söyledim. Her şey Ethan'ın işlerime burnunu sokması ile mahvolmuştu. Her geldiğinde bana o odada ne olduğunu soruyordu. Oradan değişik bir koku geldiğini söyleyip duruyordu. Bir gün ben evde yokken anahtarı nerden bulduysa kilidi açıp içeriye girmiş. Onun kanserden ölmediğini benim öldürdüğümü öğrenmişti. Herkese anlatacağını söyleyerek beni tehdit etti. İşte ondan sonra kendimi kaybettim."

"Hatta o kadar çok kaybettin ki çocuğu hastanelik ederek psikolojisinin bozdun."

"Ben de kolay şeyler yaşamadım. Onun yaşadığı benimkilerin yanında çok ufak kalıyor. Beni anlamak için ben olmak lazım. İstersen en iyi psikolog ol. Yine de beni anlamayacaksın."

Allison sessiz kalmayı tercih etmişti. Bir şey demeden gözlerini tekrar silaha doğru çevirdi. Hâlâ orada duruyordu.

....

Adamlar içeriye girer girmez Jones'lar aynı anda ayağa kalkmışlardı. Ethan adamlara doğru ilerledi.

"Kamera kayıtlarını getirdik şerif." Dedi ve hemen bilgisayara doğru ilerledi. Corey diskleri eline alır almaz hemen bilgisayara taktı ve incelemeye başladı. Kayıtlar dün sabahtan başlıyordu. Hepsi de bilgisayarın başına geçmiş pür dikkat ekranı izliyorlardı. Corey'nin sol tarafında Ethan, sağ tarafında ise Jordan duruyordu.

Kayıtları incelemeye devam ediyorlarken Corey biraz ileriye sarmıştı. Sabah ve öğlen pek bir şey gözükmüyordu. Yağmurun yağmaya başladığı akşam saatlerine kadar geldi. Kayıt ilerlemeye devam ederken Jordan'ların evine biraz uzak bir yere siyah bir minibüs park edildi. Ethan gözlerini kısarak minibüsü izlemeye başlamıştı. Tanıdık geliyordu.

İçerisinden siyah kabanlı bir adamın çıkmasıyla ise Ethan adamın kim olduğunu anlamış bir şekilde Jordan'a baktı.

"Bu o..." dedi. "Kieran."

Corey adamın ne yaptığını izlemeye devam etti. Adam evin önündeki merdivenlere doğru oturdu ve beklemeye başladı. Bundan sonra adam hiçbir şey yapmamıştı. Öylece oturuyordu. Corey görüntüleri biraz daha ileri sardığında Allison'un da arabası ile eve geldiğini gördü. Kaydı devam ettirdiğinde herkes neler olacağını merak eder şekilde ekrana yaklaşmıştı.

"Tanrım!" Dedi Bayan Jones arkadan. Ethan gözleri dolu bir şekilde olanları izliyordu. Adam kıza doğru yaklaştığında Allison gerilemeye başlamıştı. Sonrasında ise o büyük darbe....

Allison'un olduğu yere serilmesiyle hepsi farklı tepkiler vermişlerdi. Jordan ellerini dayadığı masadan çekti ve gözünden akan yaşları silmeden elini oradaki duvara geçirdi. Hepsi ona baktığında bağırmaya başlamıştı.

"O adamı bulduğumda cezasını kendi ellerimle vereceğim!!"

Sinir krizi geçiyor, etrafı yumrukluyordu. Diğerleri onu sakinleştirmeye çalışırken Ethan bir kenara doğru geçip duvara dayandı ve olduğu yere çömelip bacaklarını kendine doğru çekti. Ağlamaya başlamıştı. Allison onu kurtarmak için kendini birçok tehlikeye atmıştı. Ve Ethan onu bir kere bile dinlemeyip reddetmişti. Çok pişmandı. Eğer o adam yüzünden Allison'a bir şey olursa kendini asla affetmeyecekti. Aklına kötü şeyler getirmek  istemiyordu fakat yapamıyordu. Kafasını bacaklarına gömdü ve ağlamaya devam etti. Bir şeyler yapmalıydı. Çok geç olmadan bir şeyler yapmalıydı...

Kiralık Ruhlar (TAMAMLANDI!)Where stories live. Discover now