1. BÖLÜM

740 45 4
                                    

  Kaldırımın etrafında bulunan banklardan birine oturdu. Çantasını çıkartıp yan tarafına koydu ve karşısında çocuğunu oynatan kadına doğru bakmaya başladı.

"Tanrım şuradaki kadını görüyor musunuz?"

"Ne varmış ki kadında? Gayet normal bir şekilde çocuğunu oynatıyor."

"Tanrım hadi ama.....birlikte olduğu kişi çok şanslı olmalı."

"Kapa çeneni Mark..."

    Yanından geçen başka bir kadın tuhaf bir şekilde bakıyordu. Bakardı tabii sonuçta az önce konuşulanların hepsi onun ağzından çıkmıştı. İçinden lanet okumasıyla hepsi birden üstüne yüklendi.

"Hadi ama!".
"Dostum çok fazla lanet okuyorsun!"
"Lanet ne demek?"

   Gözlerini kapatıp açtı ve hızlı bir şekilde ayağa kalktı. Eve doğru yürümeye başlamıştı. İki elini birden ceplerine koyarak yürümeye devam etti.

   Evin önüne geldiğinde çantasındaki anahtarlarını aramaya başlamıştı. Bulamıyordu...Kapının bir anda açılmasıyla kalakalmıştı. Bu annesi idi. Hiçbir şey söylemeden çantasını düzeltti ve içeriye girdi. Merdivenleri ikişer ikişer çıkıyordu. Bayan Jones arkasından sesleniyordu fakat dinleyecek gücü yoktu.

  Odasına girer girmez çantasını yatağın üzerine fırlattı ve kapıyı kilitledi. Halının üzerine kendisini atmıştı. Kollarını ve bacaklarını iki yanına genişçe açtı. Ardından gözlerini kapattı. Kapı çalıyordu. Bu annesi idi. Kapının arkasından ona sesleniyordu.

"Ethan!....tatlım bir şeyler yemeyecek misin?"

   Cevap vermedi. Sol tarafına doğru döndü ve ellerini başının altına koydu. Yalnızca uyumak istiyordu.

.....

     Bayan Jones hızlı olmaya özen göstererek masaya yemekleri yerleştiriyordu. Ethan okuldan geldiğinden beri odasından çıkmamıştı. Onun için çok endişeleniyordu. Çocukluğundan beri böyleydi. Hep bir hüzünlü bir sessiz. Daha önce hiç bir arkadaşıyla konuştuğunu ya da bir şeyler yaptıklarını hatırlamıyordu. Aile arası bir gezi olduğunda gelirdi ama her zamanki gibi tek yaptığı şey etrafına uzunca bakınıp elinden hiç düşürmediği kitaplarını okumak oluyordu. Alışmamış değildi tabii ama artık bu durumdan sıkılmıştı. Oğlunun yürüyen ölüden bir farkı olmadığını bilmesi onu bitiriyordu. Bu akşam eşiyle bu durumu konuşmakta ve düzeltmekte kararlıydı. Ethan onların ilk  çocuklarıydı. Ondan sonra bir kızları daha vardı. Nora, Ethan'dan yalnızca iki yaş küçüktü.

   Kapının çalmasıyla kocasının ve kızının geldiğini anlamıştı. Kapıyı açmadan önce merdivenin başına geçti ve bağırdı.

"Ethan! Tatlım yemek hazır....aşağıya in!"

   Adımlarını hızlandırarak kapıya ilerledi ve açtı. Yanılmamıştı. Marcus ve Nora karşısında duruyordu. Melissa Jones bir adım geriye çekildi ve ikisine de içeriye girmesi için el hareketi yaptı.

   Masaya doğru yürüdüklerinde Ethan hâlâ inmemişti. Melissa kafasını kaldırarak merdivenlere göz gezdirdi. Gelen yoktu. Marcus'a baktı ardından bir şey söylemeden merdivene ilerledi ve yukarıya çıktı. Odanın önüne geldiğinde kapıyı çalmıştı ama ne bir ses ne de hareketlilik vardı. Daha sert çalıyordu artık. En sonunda kapının açılmasıyla içinde tuttuğu bütün nefesleri serbest bıraktı. Ethan ona bakıyordu.

"Uyuyor muydun?"

   Cevap vermedi. Yalnızca kafasını salladı. Melissa oğlunun elini tuttu ve onu kendine doğru çekerek sarıldı. O, Melissa'nın bu dünyadaki tek yaşama sebebiydi. Ayrıldıklarında Ethan hâlâ konuşmuyordu.

Kiralık Ruhlar (TAMAMLANDI!)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora