39. Bölüm

177 22 1
                                    

Ethan okulun karşısındaki parktaki banklardan birine oturmuş düşünüyordu. Bugün Mackenzie'yi hiç görememişti. Telefonlarına da cevap vermiyordu. Düşünürken bir yandan da tırnaklarını yiyordu. Kızın nerede olduğunu merak ediyordu. Akşam olmuştu ve etrafında araba seslerinden başka bir ses yoktu. O sorada yağmur yağmaya başladı. Kafasını yukarıya doğru kaldırıp yüzüne düşen yağmur damlalarının sesini dinledi. Gözleri kapalıydı. Şu anda odaklandığı tek şey buydu. Hatta buna o kadar odaklanmıştı ki yanına oturan Nick'i fark etmemişti bile. Gözlerini açıp yan tarafına bakmasıyla irkildi.

"Nick burada ne yapıyorsun sen?"

"Nasıl yalnız oturduğunu izliyordum sonra daha fazla yalnız kalmana razı kalamadığımdan yanına geldim.......Mackenzie nerede Jones? Yoksa seni ekiyor mu?"

"Ne alakası var?"

"Öyle ise nerede?"

"Bilmiyorum. Telefonlarıma cevap vermiyor."

"Buna alıştığını düşünüyordum. Sonuçta onun işleri her zaman yoğun geçer."

"Nasıl yani? Ne demek istiyorsun?"

"Tamam senden hiçbir bok olamayacağını biliyordum ama bu kadar da saf ve aptal olduğunu bilmiyordum."

Ethan oturduğu yerden kalkarak Nick'in yakalarından tuttu.
"Ne diyorsun sen? Düzgün konuş!"

"Diyorum ki sevgilinin şu anda uğraşacak daha önemli hastaları var. İnanmıyorsan git ve kendin gör!"

....

Corey ofisten ayrıldıktan sonra Allison da hemen hazırlanmaya başlamıştı. Kieran'ın evden gitmesi hiç iyi değildi. Bu yalnızca işlerini zorlaştıracaktı. Halbuki o adamın hemen göz altına alınması gerekiyordu. Şu anda tek umudu Corey ve arkadaşlarıydı. Allison daha fazla hiçbir şey yapamazdı. Üzerine kabanını geçirdikten sonra masasının arka tarafında kalan pencereden dışarıya baktı. Yağmur şiddetini her saniye daha da arttırıyordu. Panjurları kapatmasıyla odaya loş bir ışık hakim olmuştu.

"Allison Grace?"

Arkadan birinin ona doğru seslenmesiyle kafasını kaldırdı. Yavaş bir şekilde arkasına dönmesiyle beynine kan sıçraması aynı dakikalar içerisinde olmuştu. Şaşkınlıkla karşısındakine bakıyordu. Şu an bir kelime bile etmekten çok korkuyordu. Birbirine yapışan dudaklarını yalayarak birbirinden ayırdı ve sesinin titremesine aldırış etmeden konuştu.

"Ethan!"

Ethan karşısına geçmiş hayal kırıklığı dolu gözlerle ona bakıyordu. Suratını buruşturdu.

"Bunu nasıl yaptın?!" Dedi ve daha fazla bir şey söylemek istemezcesine kapıdan çıktı. Koşar adımlarla oradan uzaklaşmaya çalışırken Allison da arkasından koşmaya başlamıştı.

"Ethan bekle!" Diye bağırdığında Ethan daha da hızlanmıştı.

Binadan çıktıklarında Allison onu durdurarak kendine doğru çevirdi. Ağlıyorlardı.

"Ethan lütfen bana izin ver! Her şeyi anlatacağım!" Dedi yüzünü darmadağın eden yağmur damlalarına aldırış etmeden.

"Neyi anlatacaksın ha? Nasıl bir yalancı olduğunu ve beni nasıl kandırdığını mı anlatacaksın? Aman tanrım!!" Dedi ve kollarını Allison'un elleri arasından kurtararak geriye doğru iki adım attı.

"Ben sana güvenmiştim. Ben sana inanmıştım. Lanet olsun ki uzun zaman sonra hayatımda ilk kez birine inandım." Diye bağırmıştı boğazını delercesine.

"Ethan.....lütfen! Dinle beni!"

"Rahat bırak beni!....uzak dur benden!...Allison Grace!" Dedi Ethan ve arkasını dönerek hızlı adımlarla orayı terk etti.

Allison hiçbir şey söyleyemiyordu. Çok şey söylemek istiyor ama yapamıyordu. Kitlenmiş kalmıştı. Çaresizce Ethan'ın gidişini izliyordu.

Ethan oradan iyice uzaklaştıktan sonra sonra adımlarını yavaşlatmıştı. Kendini çok kötü hissediyordu. Elini yanındaki duvara dayayarak durmuştu. Gücü kalmamıştı. Etrafına bakındı ve saçlarını gözünün önünden çekti. Sonrasında sırtını duvara vererek olduğu yere oturdu ve ağlamaya başladı. Canını yakan şey yüzünden hıçkırarak ağlıyordu. Adeta takılmış kalmıştı. Kendisiyle savaşıyordu ama güçlü kalamıyordu. Daha fazla güçlü kalamıyordu. Olanları sindiremiyordu. Bacaklarını kendine doğru çekerek yağmurun altında ağlamaya devam etti.

.....

Allison çaresiz halde arabasına atlamış evine gidiyordu. Şu anda ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Yalnızca Corey'den haber bekliyordu. Jones'ları ona emanet etmişti.

Az önceki olan şey.....o şeyi hâlâ sindirememişti. Ağlamaya başladı. Bu duruma düşmek istememişti. Ethan'ı kaybetmek istememişti. Onu gerçekten seviyordu. Çok seviyordu. Ellerini direksiyona vurdu. Pişmandı. Aralarında bir şey başladığı zaman ona anlatmamakla hata yaptığını biliyordu. Bunun pişmanlığını yaşıyordu.

Evin önüne geldiğinde hızlıca arabadan indi ve kafasını kaldırdı. Karşısında suratını seçemediği biri vardı. Etraf fazlasıyla karanlık olduğunda onu tanıyamamıştı.

"Jordan?"

Ses çıkartmıyordu. Allison yavaş adımlarla karşısındaki suratı gözükmeyen adama doğru ilerlemeye devam etti.

"Jordan sen misin?" Dedi gözüne giren yağmur damlalarına aldırışı etmeyerek. O sırada adam da kafasını kaldırmadan ona doğru yürümeye başlamıştı.

Nihayet birbirlerine yaklaştıklarında adam yavaşça kafasını kaldırdı. Allison karşısındakinin yüzünü gördüğünde geriye doğru tökezledi.

"Seni annenden doğacağına pişman edeceğimi söylemiştim Allison Grace."

Karşısında duran adam Kieran idi. Allison tam çığlık atacaktı ki Kieran ona doğru salladığı sert yumruğu ile Allison'u susturarak yere doğru sermişti. Sırıtarak yerde yatan kıza doğru baktı.

Kiralık Ruhlar (TAMAMLANDI!)Where stories live. Discover now