9. Bölüm

297 28 0
                                    

Ethan çantasını omzuna takmış önden yürüyordu. Mac hemen arkasındaydı. Çantasına daha çok sarıldı ve dikkat çekmemeye çalışarak Ethan'ı takip etti. Ethan aşağı merdivenlere inerken bir anda durmuştu. Mac bunu gördü ve hemen duvarın arkasına geçti. O sırada ders zili çalmıştı. Birkaç dakika sonunda ise koridorda kimse kalmamıştı. Mac kafasını hafifçe duvardan uzattı ve Ethan'a baktı. Arkası dönük öylece duruyordu. Olduğu yere oturuverdi. Kendini pek iyi hissetmiyordu. Mac neler olduğunu anlayamamışcasına kaşlarını çattı. Elini duvardan çekerek ona doğru birkaç adım attı.

Ethan elleriyle suratını kapatmış sessizce ağlıyordu. Yüzünü ekşitti ve o da merdiven basamağına, Ethan'ın yanına oturdu.

"Hey!" Dedi kısık bir sesle.

Ethan gelen sesle ellerini yüzünden çekmişti. Kafasını kaldırmadan kim olduğuna bakmaya çalıştı ama anlayamamıştı.

"Burada ne arıyorsun?" Diye sordu sesini kalınlaştırmaya çalışarak ama pek başarılı olduğu söylenemezdi. Mac derin bir nefes aldı.

"Koridordan geçiyordum ve senin burada oturduğunu gördüm." Demesiyle Ethan kafasını kaldırdı. Karşısında yine o kızı görmesiyle gözlerini devirdi.

"Sana benimle konuşmanın iyi bir fikir olmadığını söylemiştim. Avery gibi bir kızla arkadaşlık ederken benimle konuşman çok saçma!"

Mac onun gözlerinden sırayla süzülen yaşlarına bakıyordu.

"Niye?" Diye sordu en sonunda.
"Avery gibi bir kız kim oluyor ki?"

Ethan kafasını sallayıp önüne baktı ve elleriyle oynamaya başladı.

"O, bu okuldaki gözde kızlardan biri...yani 9. Sınıftan beri öyleydi."

"Sanırım birileri bu kızdan hoşlanıyor!" Dedi Mac koluyla onu dürterek. Ethan, onun böyle demesiyle ciddi olan surat ifadesini daha da ciddileştirmişti.

"Hayır!" Dedi sert bir şekilde.
"Ben daha önce kimseden hoşlanmadım. Avery de buna dahil. Hem bu seni ilgilendirmez." Diye tamamladığında Mac kafasını sallamıştı.

"Ama kız gerçekten güzel!" Dedi Mac gülümsemeye çalışarak.

"Evet. Aynı zamanda basketbol takım kaptanının kız arkadaşı."

"Koç daha bir kaptan seçmedi ama.."

"Ne fark eder ki? Marcus her halde kaptan olacak. Geçen sene ve ondan önceki sene de kaptan o idi."

"Anlıyorum!" Dedi Mac gözlerini ondan ayırmadan. Ethan sonunda elleriyle oynamayı bıraktığında ona bakmıştı.

"Hâlâ yanımdasın ve benimle konuşuyorsun! Dediklerimi anlamıyor musun?"

"Elbette anlıyorum ama bu seninle arkadaş olmama engel olamaz."

"Arkadaş olmak için iki tarafında bunu istemesi gerekir. Ben seninle arkadaş falan olmak istemiyorum." Dedi ve bir anda ayağa kalktı. Çantasını da omzuna taktıktan sonra aşağıya inmeye devam etmişti. Mac de ondan sonra kalktı ve peşinden gitti. Arkasından geliyordu.

Ethan erkekler soyunma odasına girdiğinde gözünün ucuyla ona bakmaya çalışmıştı. Mac kapıya kadar geldiğinde Ethan bir anda arkasını döndü ve ona baktı.

"Vay canına! Sanırım biraz inatçısın."

"Aslında biraz değil! Fazla inatçıyımdır. Bir şeyin peşini kolay kolay bırakmayı sevmem." Dedi gözlerini kısarak.

Ethan gözlerini devirdi ve ofladı. Ardından da kapıyı gözlerini ondan ayırmadan Mac'in suratına kapattı. Mac kapı ile karşı karşıya kaldığında neye uğradığını şaşırmıştı. Birkaç adım geriye giderek karanlık koridora baktı ve ellerini beline doğeu koydu. Kendi kendine gülümsemişti. Çocuk gerçekten de yalnız kalmayı kendine yaşam tarzı edinmişti. Ama o bunu düzeltecekti. Çünkü o Allison idi. Bunu halledecekti.

***

Akşam yemeğinden sonra Ethan odasındaki tekli koltuğa oturmuş pencereden dışarıyı seyrediyordu. Bu koltuk ona büyükannesinden armağandı. Büyükannesi de onun sevdiği sayılı kişilerden biriydi.

Kapının çalınması ile kafasını oraya çevirdi. Bacaklarını kendine çekmiş kapının aralanmasını izliyordu.

"Ethan!"

Gelen Nora idi. Kapıyı kapattıktan sonra ellerini önünde bağladı ve duvara yaslandı.

"Bir sorun var mı?" Diye sorduğunda Ethan gözlerini etrafta gezdirdikten sonra kafasını sallamıştı.

"Geçen akşam yemeğinde basketbol takımından ayrılmak istediğini söylemiştin ama bugün isminin hâlâ o listede olduğunu gördüm."

Ellerini iki yanına doğru saldı ve omuzlarını silkerek derin bir nefes aldı.

"Koça söyleyemedim."

"Neden?"

Yine omuz silkmişti.

"Bilmiyorum! Denedim ama söyleyemedim."

Nora, ağabeyinin oturduğu koltuğa doğru yaklaşmıştı.

"Senin için endişeleniyorum Ethan...hepimiz senin için endişeleniyoruz."

"Ben iyiyim! Gerçekten."

"Pekala! Bugün okulda seni bir kızla konuşurken gördüm." Dediğinde derin bir nefes alarak gözlerini devirdi. Bundan hoşlanmamıştı.

"Kimdi o kız?" Diye sormuştu. Sesinde cilvelik vardı.

"Aslında bende tam olarak bilmiyorum. Sadece yeni geldiğini ve adının Mac olduğunu biliyorum. Aslında Mackenzie." Dediğinde Nora gülümsemeye başlamıştı. Ethan kafasını kaldırarak ona baktı.

"Ne oldu? Neden gülüyorsun?"

"Tatlı yemek ister misin?" Diye sormuştu yüzündeki ifadeyi bozmadan. Ethan kaşlarını çattı.

"Hayır, istemiyorum!" Dedi ve kafasını yine pencereye doğrulttu. Nora ifadesini bozmadan ellerini iki yanına saldı ve odadan çıktı. Ethan kafasını yine kapıya çevirdi ve oflayarak oturduğu yerden kalktı.

***

Üzerini giyindikten sonra aşağıya inmişti. Mutfak bölümüne geldiğinde çantasını masanın üzerine koyarak buzdolabını açtı ve bir kutu süt çıkartıp içmeye başladı.

"Yine iş başı mı?"

Gelen sesle elindeki şişeyi yerine koyup arkasını dönmüştü.

"Evet Jordan. Yine iş başı yapıyorum!" Dedi takım elbisesinin kravatını düzeltmeye çalışan ağabeyine doğru bakarak.

"Pekala!" Dedi Jordan ve elini tezgaha dayadı.

"Bu sefer kim için mucize olacaksın?"

"Ethan Jones adında bir çocuk. Daha 17 yaşında."

"17 mi? Vay canına! Bu diğerlerine benzemiyor öyle ise. Daha önce seni senden küçük biri için çalışırken görmemiştim."

"Evet, sanırım bu ilk oluyor." Dedi tebessüm ederek.

"Küçük yada büyük! Hiç fark etmez. Ben onun normale dönmesi için her şeyi yapacağım."

"Şüphem yok!" Dedikten sonra anlamamışcasına Allison'a baktı.

"Peki bu çocuğun derdi neymiş?"

"Henüz onunla arkadaş olamadım. Yaklaşmaya çalışıyorum ama beni ittiriyor. Yalnızlığı kendine tarz edinmiş bir çocuk."

"Ergen işte!"

"Hayır! Diğer çocuklar yada ergenler gibi değil. Farklı biri.....diğerlerinden farklı olduğunu hissediyorum."

"Olabilir...belki de sorun budur." Dediğinde kaşlarını çattı.

"Ne demek istiyorsun?"

"Belki de sorun onun farklı olmasıdır." Dedi Allison'a yaklaşarak. Alnına bir öpücük kondurduktan sonra tezgahın üzerindeki dosyalarını eline almıştı.

"Akşam geç kalabilirim. Eve döndüğünde beni ara!" Dedikten sonra evden çıkmıştı. Allison onun arkasından bakakaldı. Dediği mantıklı gelmişti. Belki de sorun onun farklı olmasıdır! Bu cümleyi düşünmeye başlamıştı.

Vote verip yorum yaparsınız sevinirim!😍😍 love ya

Kiralık Ruhlar (TAMAMLANDI!)Where stories live. Discover now