27. Bölüm

202 19 0
                                    

Mac'i revire getirdiklerinde sedyede oturur biçimde duruyordu. Odanın kapısı kapalıydı ve oradaki görevli kadın eline makası aldı.

"Tanrım gerçekten çok canım yanıyor!" Dediğinde kadın çoktan yanına gelmişti. Elindeki eldiveni makas ile yırttığında Mac suratını buruşturdu. Kötü görünüyordu.

"Vay canına! Gerçekten de ucuz atlatmışsın. Herhalde Bayan Harriet bundan sonra deneylerini yaparken daha dikkatli olur."

"Onun bir suçu yoktu. Sanırım yanlış asiti düzeneye soktum. Bizi başından uyarmıştı."

"Elinden olabilirdin Mackenzie." Dediğinde suratını buruşturdu.
"Neyseki gerçekten ucuz atlattın."

"Tanrım....cam parçaları nasıl çıkacak."

"Bunları bu şartlar altında çıkartamam. Fazla ciddi değil ama cam kırıklarını aldığım zaman kanama başlayacaktır. Hastaneye gitmen en iyisi olacak. Ailenden kimi aramamızı istersin? Anneni mi yoksa babanı mı?" Diye sorduğunda itiraz edercesine kafasını salladı.

"Ağabeyim ile yaşıyorum. Annemler şehir dışındalar. Bu yüzden ağabeyimi aramalıyım."

"Pekala telefonun nerede?"

"Cebimde.." dedi Mackenzie sağlam eli ile çıkarmaya çalışarak. Kadın da ona yardım etmişti.

"İşte!" Dedi telefonu ona uzatırken. Mac hemen ağabeyini aramıştı.

"Allison?"
"Jordan..."
"Ne oldu? Bir sorun mu var?"
"Aslında evet...okulda sana ihtiyacım var Jordan."
"Ne oldu? Yoksa yine başın belada mı?"
"Hayır! Başım belada falan değil. Sadece küçük bir kaza geçirdim. Lütfen hemen buraya gelir min?"
"Ne? S-sen iyi öyle değil mi?"
"Evet iyiyim. Lütfen...sadece buraya gel!" Dedi ve suratını buruşturdu. Canı yanıyordu. Telefonu kapattıktan sonra yanına koymuştu.

Kapının tıklatılması ile ikisi de kafasını oraya çevirmişti. Kadın kapının arkasındakine seslenerek gelmesini söyledi. İçeriye Bayan Harriet girmişti. Kadına doğru baktı.

"Ne oldu? Bir şey yapacak mısın? Yoksa hastaneye mi gitmesi gerekiyor?"

"Hastaneye gitmesi gerekiyor. Cam parçalarını çıkartamam."

"Nasıl hissediyorsun Mackenzie?"

"Ben iyiyim Bayan Harriet. Yalnızca biraz acıyor o kadar."

"Daha dikkatli olmalıydınız. Sizi kaç kere uyarmıştım. Sizin yüzünüzden bende azar işittim."

"Üzgünüm...sizi zor durumda bırakmak istemezdim." Dediğinde Bayan Harriet derin bir nefes alarak onun eline doğru bakmıştı.

"Aman tanrım!" Diyerek suratını buruşturdu ve oradan ayrıldı. Tam o çıkarken içeriye Ethan ve Avery girmişti. Kapının ağzında da Nick ve Marcus bulunuyordu.

Ethan hemen onun önüne geçti. Eline doğru bakarak suratını buruşturmuştu.

"Aman tanrım...sen iyi misin?"

"Ağabeyimi aradım. Birazdan benim için gelecek ve hastaneye gideceğiz."

"Ciddi bir şey mi?" Diye sordu Nick arkadan. Mac kafasını ona doğru döndürdüğünde gözlerini devirmişti. Şu anda kendini iyi hissetseydi ona bu cam parçalarıyla dalabilirdi ama halsiz hissediyordu.

"Gerçekten duyunca çok üzüldüm Mackenzie...." demişti Avery de. Arkadan da Marcus eklemişti.

"Geçmiş olsun!"

O sırada içeriye Jordan girdi.

"Tanrım burada neler oluyor?" Diye sormasıyla olduğu yerde kalması bir olmuştu. Mackenzie'nin yaralı eline doğru bakıyordu.

"Aman tanrım! Ne oldu?" Diye sordu sesini yükselterek ve Mac'in yanındaki kadına baktı.

"Neler oluyor burada?"

"Sorun yok Jordan..ben iyiyim gerçekten!"

"Sen buna iyi mi diyorsun? Elini görmüyor musun? Şu hale bak! Nasıl oldu bu?"

"Kimya dersindeydik."dedi Nick arkadan.
"Deney yaparken beherglas kendini imha etti."

Jordan kafasını geri çevirdiğinde Mac'i yavaşça ayağa kaldırmıştı.

"Hadi hemen hastaneye gitmeliyiz. All.....Mackenzie." Dedi. Neredeyse ona Allison diye seslenecekti ama son anda yırtmıştı.

"Ben elindeki eldiveni çıkarttım ama hastaneye gidip elinin tedavi olması gerekiyor." Demişti kadın elindeki kanlı eldiveni göstererek. Mac ayağa kalktığında sağlam eliyle ağabeyine tutundu.

Ethan onlara arkalarından baktıktan sonra yürümeye başladı. Şu anda bunu yaptığına inanamıyordu ama o da onlarla gitmek istiyordu.

"Mackenzie!" Diye seslendiğinde Jordan ile duraksamışlardı.

Ethan, ağabeyinin ona bakmasıyla biraz çekinsede sonunda derdini anlatmak için ona yaklaştı.

"Bende gelmek istiyorum...onun yanında olmak istiyorum!"

Jordan, Mac'e doğru baktı. Kabul etmekten başka diyeceği bir şey yoktu. Bu yüzden kafasını olumlu anlamda salladı.

"Pekala! Hadi öyleyse bir an önce gidelim." Dediğinde aynı anda yürümeye başlamışlardı.

***

Hastaneye vardıkları zaman Mac'i direkt olarak odaya almışlardı. Ethan ile Jordan da kapının önünde bekliyorlardı.

"Telefonda küçük bir kaza geçirdim dedi..elini öyle görene kadar gerçekten küçük bir kaza olduğunu sanmıştım." Dediğinde Ethan onun yanına gitmişti.

"Onu öyle görünce...canım acıdı." Dedi Ethan duvara dayanarak.
"Hayatım boyunca ilk defa biri için canım acıdı..."

Jordan ona doğru bakıyordu.

"Mackenzie senden çok bahsetti. Okuldan her geldiğinde seni, bana anlatıyordu."

Ethan ona bakarak gülümsemişti.

"Ben çok ciddiyim..hatta bir ara evde yalnızca senin muhabbetin vardı."

"Ama ben onu kimseye anlatamıyorum." Dedi Ethan eliyle gözünün önüne düşen saçlarını geriye atarak.

"Neden? Etrafında sevdiğin insanlar yok mu?"

"Elbette var...ama ben onu anlatamıyorum. Neden biliyor musun?...çünkü ben onu anlatacak kelime bulamıyorum."

Ethan'ın böyle demesi Jordan'ı etkilemişti. Ona daha farklı bakmaya başladı. O sırada odadan doktor çıkmıştı. Ardından da Mac çıktı ve onlara doğru baktı.

"Tamamdır. Elini temizleyip sardım. Bir süre bu şekilde kalırsa iyi olur. Ağrı için ağrı kesici içmesi yeterli olacaktır." Dediğinde Jordan başını sallamıştı. Ethan hemen Mac'in yanına gitti. Onun için gerçekten endişelenmişti.

"Sen iyisin öyle değil mi?"

"Evet.." dedi sargılı elini göstererek.
"İyiyim."

"Tamam Doktor Sullivan ilginiz için teşekkür ederim." Dedi Jordan yaşlı adamla el sıkışarak. Doktor yanlarından ayrıldığında Jordan, kardeşine doğru bakmıştı.

"Daha iyisin öyle değil mi?"

"Evet..gerçekten ben iyiyim. Endişelenmeniz gereken bir şey yok. Birkaç tane krem verdi. Hergün yatmadan önce sürüp sarmamı istedi." Dediğinde Jordan kafasını sallamıştı.

"Tamam eve giderken alırız." Diyerek Ethan'a baktı.

"Ethan seni nereye bırakmamı istersin?" Diye sormuştu ama Mac Ethan'ın cevaplamasına fırsat vermeden konuşmuştu.

"Beni eve bırakacaksın değil mi?....öyle ise Ethan da benimle gelebilir mi?....lütfen!" Dediğinde Jordan biraz kararsız kalsada kafasını sallayarak onaylamıştı.

"Pekala hadi öyleyse...bizim eve gidiyoruz!" Dedi Jordan. Birlikte hastaneden çıkmışlardı.

Kiralık Ruhlar (TAMAMLANDI!)On viuen les histories. Descobreix ara