22. Bölüm

237 25 2
                                    

Bay ve Bayan J. düşünmeye çalışıyorlardı ama akıllarına hiçbir şey gelmiyordu.

"Onun hiçbir kötü anısı aklıma gelmiyor. Demek istediğim elbette olmuştur ama psikolojisini etkileyecek derecede bir şey olduğunu sanmıyorum."

"Bunu bilemeyiz Bayan Jones."

"Her neyse...peki şu ruh zımbırtısının bir tedavisi var mı?"

"Elbette var!" Dedi Allison arkasına yaslanarak.
"Onu tedavi edebilirim. Tabii bu zaman gerektiren bir şey. Öncelikle onunla daha da yakın olmalıyım. Onun givenini tamamen kazanmalıyım. Aksi tepki gösterirse bu hiç iyi olmaz. Demek istediğim be birkaç günde yok olacak bir şey değil. Bana aylar lazım." Dediğinde Bay ve Bayan Jones birbirlerine bakmışlardı.

İkisinin de gözlerinde tedirginlik vardı. Kafalarını salladılar.

"Yıllarca beklediysek, aylarca da bekleyebiliriz!" Dedi Bay J. Allison'da kafasını sallamıştı.

"Öyle ise bu süreç içerisinde onun üzerine gitmenizi istemiyorum. Hareketlerine karşılık tuhaf tepkiler vermemeye çalışın."

"Allison bahsettiğin şu ruhlar...çokluk ekini kullanıyoruz ama kaç kişi yada başka bir şey..kaç taneler?" Diye sordu Melissa. Suratında bir hüzün vardı. Böyle bir şey ile ilk defa karşılaşıyordu.

"Ben şu ana kadar iki kişi ile karşılaştım. Bir tanesi var hepsinin isimlerini saymıştı. Mark, Teresa, Lisa ve Daniel....sanırım dört tane var."

"Daniel mi?" Dedi Melissa ve eşine doğru dönerek kolundan tuttu.
"Dün akşam Ethan seninle konuştuktan sonra bana Daniel'ı tercih ettiğini söyledi."

"Yani o benimle uğraşan Ethan değildi, onlardan biriydi."

"Niye ne söyledi ki?" Diye sordu Allison kaşlarını çatarak.

"Saçma sapan konuştu. Yaşlandığımı falan söyledi."

"Anlıyorum!" Dedi ve etrafına bakınarak fincanındaki son yudumu aldı.

"Dediğim gibi...önümüzdeki birkaç ay boyunca doğal tepkilerinizi bir kenara bırakın ve söylediklerimi düşünerek ona karşı tutumunuzu belli edin. Gerisine ise bana bırakın. Onun için buradayım." Dedikten sonra arkasına asılı olan ceketini sırtına geçirdi.

"Şimdi gitmem gerekiyor." Dedi ayağa kalkarak. Bay ve Bayan Jones'da onunla birlikte ayağa kalkmışlardı.

"Acaba bugün Ethan ile buluşacak arkadaş sen misin?" Diye sordu Bay J. Allison gülümseyerek ona baktı ve kafasını salladı.

"Biz çıkarken o çoktan kalkmış hazırlanmaya çalışıyordu. Bilirsin ne giyeceğini falan seçmeye çalışıyordu. Tıpkı normal gençler gibi."

"Bu güzel bir şey...buna sevinmelisiniz."

"Elbette seviniyoruz. Az da olsa oğlumuzu gülümserken görmek bize gurur veriyor."

"Dediğim gibi...her şey kontrolüm altında. Eğer sizde ona karşı olan tutumunuzu düzeltirseniz bana çok yardımcı olmuş olacaksınız. Şimdi gitmeliyim." Dedi son kez. El sıkıştıktan sonra suratındaki ifadesini bozmayarak oradan ayrıldı. Dışarı çıktığında yağmurlu havayı içine çekti ve üzerindeki ceketin önünü çekerek yürümeye başladı. Yürürken bir yandan da etrafına bakınıyordu. Tanıdık bir yüz görmemek için dua ediyordu. Yürümeye devam etti.

Nick elleri cebinde onun arkasından bakıyordu. Suratında pis bir gülümseme mevcuttu. Az önceki görüşmeye kendisi de şahit olmuştu. Ellerini cebinden çıkardı ve birkaç adım daha attıktan sonra olduğu yerde durdu.

Kiralık Ruhlar (TAMAMLANDI!)Where stories live. Discover now