70 Bölüm "Orman"

1.2K 104 43
                                    

Aşık: Komutanım birden kaybolması sizcede tuaf değil mi?
Yavuz: Bence Fethi seni aradıktan sonra oldu çünkü kan taze değildi.
Feyzullah: Belkide yengemin kanı değildir
Fethi: Delircem! Neden ya? Niyeki? Aklım almıyor ayhan yaptı desem adam tutuklu başkada derdimiz yok ki.
Keşanlı: Ağa belkide kaçırılmadı öldürülmedi başka birşey oldu ve Hastaneye gitti
Hafız: Hastaneleri aradık yok ayrıca üstünde sadece telefon vardır diğer eşiyaları burda.
Fethi: Birdakika benim tembihlediğim teyze vardı belki o birşey duymuştur.
Fethi koşar adımlarla kapıdan çıkıp alt katta oturan Teyzenin kapısını çaldı. Kapı açılıncada hızlı hızlı konuşmaya başladı.
Fethi: Teyzecim sen bir kaç saat önce Eylemden herhangi birşey duydun mu?
Teyze: Evladım sadece birşeyin yere düştüğünü duydum
Fethi: Üste çıktın mı peki?
Teyze: Yok hayır Eylem kızım zaten bugün yanıma geldi herzaman yukarı çıkıp tetikleyip kendimi yormam gerekmediğini söyledi bende ses duyunca birşey düştü diye çıkmadım. Hem ayıp olurdu
Fethi: Ah be Teyze dinlemeseydin sen Eylemi.
Teyze: Ne oldu ki oğlum?
Fethi: Eylem yok!
Fethi delirmiş birşekilde eve gider ve etrafda yürümeye başlar.
Fethi: Komutanım ne yapıcaz şimdi? Böyle elimiz kolumuz bağlı bekleyecek miyiz?
Yavuz: Başka caremiz varmı? Bir ip ucu bile yok!
Fethi: Yok abi ben delircem. Ben dedim daha bu sabah dedim alaya yakın biyere taşınalım burası tekin değil dedim. Dinlemedi. Şu olanlara bak. Komutanım Eyleme birşey olursa ben yaşayamam. Olmaz yani. Hem o gider hemde bebeğim.
Herkes üzgün birşekilde beklerken Yavuz un telefonu çalması ile herkesin dikkati Yavuza çevrilmişti. Yavuz kısa bir konuşmadan sonra hemen söze atladı.
Yavuz: Eylemin telefonundan konum gelmiş. Oraya gidiyoruz.
-
Eylemden:
Vücudumun titremesi ile yavaş yavaş gözlerimi açtım. Etrafa bakındığımda küçük bir kulübe türü yerde olduğumu anladım. Başıma aldığım darbe ile muhtemmelen bayılmıştım. Kollarımın sızlamasından kesik izlerini fark etmemde çok uzun sürmemişti. Hemen ayaklanıp küçük bir tahta aralığından dışarı baktım. Ormanlık biyer olduğu zaten düşünülebilirdi. Kapıya gıdıp vurmaya başladım.
Eylem: Kimse yokmu?! Nerdeyim ben!
Elimi karnıma götürüp göz yaşlarımı serbest bıraktım. Ya bebeğime birşey oldu ise? İstihabarat damarıma güvenerek kulübede kapıyı kırmak için malzemeler aradım. Başka bir tahta ile kapının kulpunu kırmak için yöneldiğimde kapının kilitli bile olmadığını görmüştüm.
Eylem: Ya ben nasıl bir oyunun içindeyim!
Kapıyı yavaş yavaş açıp bir yol arayıp koşmaya başlamıştım. Sonucta hala birilerin orda olabiliceği gerceği vardı.
-
Fethiden:
Konum geldiği yer ormanlık bir yerdi. Umudum vardı sonuçta kaçıran bir insan en iyi ormanda saklana bilirdi. Komutanımın verdiği komutlarla hepimiz bir orman bölgesinde ilerliyorduk. Ses çıkarmamaya dikkat ediyorduk, terröristler buradan güvenlilik için duruyor olabilirdi. Ormanın derinlerine inmeye başlamıştık. Benimde yanımda Ateş yürüyordu. Ateş sonradan operasiona dahil olmuştu başka şeyler için günlerdir dağlarda tepelerde bilgi almaya çalışıyordu. Biraz daha ilerledikten sonra bir kulübe gördük ve yanına yaklaştık. Kulübenin hiçbiryerinde cam yoktu hepsi tahtalarla kapatılmıştı. Kapı açık olduğunu fark edince hemen içeri daldık. Kimseler yoktu.
Ateş: Burdan birileri ayrılmış
Fethi: Eylem burda tutulup kaçmış olma ihtimali de var
Ateş: Şş bak şurda ayak izleri var burdan koşmuşdur.
Fethi: Tamam yürü ozaman
Panik bir halde ikimizde hızlı adımlarla ilerledik.
-
Eylemden:
Nerde olduğumu bilmiyordum. Ana yol gibi birşey bulamazsam burada gecenin soğukluklarından ve susuzluktan ölücektim. Benim ölmem umrumda olmazdı ama bebeğimin yaşamasını istiyordum. Fethiyi düşünüyordum. Devam koştuktan sonra dermanım kalmamıştı dizlerimde. Yere çöktüm.
Eylem: (sessizce) Allahım sen bana yardım et bir yol göstert bana yalvarırım.
Daha fazla oturmadan son gücüme kadar koştum. Spor için bukadar koşmuş olsaydım bir yıl spor yapmam gerekmezdi. Artık okadar halsizdim ki. Gecede yaklaşıyordu. Kendimi yere bıraktım. Öylece hareket etmeden yatıyordum. Gözlerime bile ağırlık çökmüşdü. Yavaş yavaş yumdum gözlerimi. Kendimi karanlığa bıraktım.
-
Fethiden:
Ormanda hala koşuyorduk. Havanında yavaş yavaş kararması herşeyi zorlaştırıyordu. Ayak izlerinide takip ederek birlikte umutlanıyorduk. Derinliklerine indiğimizde sesler geldiği anladık. Eylem olabilirdi ama belkide eylemin yanında başkası vardı. Tehlikeli olmasın diye ses çıkarmayarak ağacların arkasından dolandık.
-
Eylemden:
Gözlerimi hafif açtım. Birisinin yaklaştığını duyunca bir ağacın arkasına geçtim ve bekledim. İnşallah bana yardım edebilen biridir. Gözlerimi kapatıp yaklaşmasını hissetim.
-
Fethiden:
Ağacın arkasında biri durduğunu görünce hemen oraya ilerledim. Sessizce kenarından kişiyi görmek için ilerledim. Son adımımda sadece Eylem olduğuna dair dua etmiştim.

-Bölüm Sonu-

Kırmızı AyWhere stories live. Discover now