|3|

515 22 0
                                    

- Ben karanlığım sense aydınlık. Anla artık.
- Hayır!
~~~KAİ'NİN AĞIZINDAN~~~
İşlemlere girmek istemiyorum.
- Bak abicim girmeyeceğim. İstemiyorum. Niye anlamıyorsun?
- Lütfen beyfendi zor kullanmak istemiyorum. *Güvenlik*
- Kullansana!Hadi lan sıkıyosa kullan!
- Bak- *Güvenlik*
-Hey tamam durun. *melek y.ç.*
Güvenlik konuşacağı sırada o melek yüzlü çocuk güvenliğin sözün kesti. Tamam sustum.
-Efendim lütfen siz karışmayın. *Güvenlik*
Korktun dimi? Ondan kim korkar ki? Ben niye karışmıyorum? Ah tabii ya o gelince konuşma yetkimi kaybettim. Kolumu hareket ettirmeye çalıştım.
Hareket edemiyorum lan anası satayım.
-Burada sesten dolayı rahatsız oluyorum. *melek y.ç.*
-Üzgünüz efendim. *güvenlik*
- Bu kavganın asıl amacını öğrenebilir miyim? *m.y.ç.*
-Efendim, bu beyfendi işlemlere girmeyeceğini iddia ediyor.*güvenlik*
-Girmesin o zaman.*M.y.ç.*
- Ama efendim, sizlerin güvenliği için *Güvenlik*
O çocuk bir an gözlerini bana çevirdi. Şaşırmıştım aslında. Hafif tebessüm etti. Lan bu çocuğun gülümsemesi nerden tanıdık geliyor bana?
-Bizim güvenliğimizi istiyorsanız içeri girenlere değil uçaktan inenlere bakmanız daha doğru olur. Buradaki aletin altından geçince zaten tehlikenin alarmı çalıyor. Ama uçaktan inenlerin çalmıyor. O elinizde tuttuğunuz uzun çubukları tutuyorsunuz uçaktan inenlerin üstüne. Ama belki iç organlarının içine plastik veya başka bir poşetin içine bir şeyler koyuyorlar. Sizde bunu anlamıyorsunuz. Sonuç ne oluyor? Bir sürü ölü. *m.y.ç.*
- Ah, evet efendim haklısınız. *Güvenlik*
İçeri girdim. Tam çocuğa bir şey demek için ağızımı açtığım sırada biri benden önce konuştu.
- Siz burada ne yapıyorsunuz?*Kris*
Karşımda ki çocukla beraber sağ tarafımıza baktık. Tao ve Kris.
- Siz tanışıyor musunuz? *Tao*
Evet biz tanışıyor muyuz? Güzel soru. Ah Kai elbette tanışmıyoruz. Sen sadece ona melek yüzlü çocuk diyorsun. Daha onun adını bile bilmiyorsun.
- Hayır
Aklıma gelen ilk şey olan hayır ı söyledim. Başka ne diyim ki?
-O zaman, ne oldu? *Kris*
-Bir şey olduğu yok.Gideceksek gidelim.
-Ah,Kai. Ne bu acale?*Kris*
-O hep öyleydi Kris.*Tao*
-Herneyse siz tanışmıyorsanız tanıştıralım.*Tao*
-Bu Kai *Kris*
Beni gösterdi Kris. O çocuğa baktım. Bana bakıyordu. Onun adını öğrenmek için sabırsızlanıyorum.
-Bu da Kyungsoo. *Kris*
Kyungsoo Kyungsoo Kyungsoo Kyungsoo Kyungsoo Kyungsoo Kyungsoo Kyungsoo
Dünyada unutmayacagım bir isim. Kyungsoo
-Memnun oldum. *Kyungsoo *
Dedi ve elini uzattı.Yavaş bir şekilde elini tuttum.
-Aynen.
Ölüm sessizliği oldu bir anda. O bana baktı, ben ona baktım.Bu sessizliği Tao bozdu.
-Eee hadi gidelim artık.*Tao*
Eğer konuşmasaydı Tao,yıllarca bakabilirdim Kyungsoo'ya.
-Kai de mi gelecek? *Kyungsoo*
-Evet.Asıl sen niye geliyorsun?
-Bizimkiler beni Tao ve Kris'i almam için gönderdiler.*Kyungsoo*
-Eee beni de.
Noluyor lan? Bir dakika yoksa...
-Ben hemen geliyorum.
~CHEN aranıyor...~
Açsana mal,gerizekalı,aptal.
-Efendim abi? *Chen*
-Niye geç açtın lan?
-İşim vardı.*Chen*
-Olum siz O çocuğu biliyordunuz dimi?
-Kyungsoo'yu mu abicim benim?*Chen*
-He adını da biliyorsunuz.
-Ihımm,abi ıııı bak ıımm şimdi ımm*Chen*
-Lan geveleme ağızında,zaten sinirliyim.
-Abi sen al onları Kyungsoo'yu da al gel.*Chen*
-Yok ben tek geleceğim,sonra hepinizi öpeceğim.
-Olum kaçın lan kaçç. *Chen&Lay*
-Binadan dışarı çıkmayın iyiliğinize.
-Abicim gel hadi sen eve.Tamam çıkmayacağız.*Baek*
-Olum Baekhyun ben sana güvenmiyorum.Hep sen sokuyorsun böyle kötü şeyleri bizimkilere .
-Böyle kötü şeyleri ben nasıl sokayım bizimkilere. *Baek*
~CHEN çağrı sonlandırıldı...~

Kyungsoo'nun yanına geri gittim. Tao ve Kris'in yanına yoksa niye gideyim.
-Hadi gelin gidelim.
-Nereye?*Tao*
-Bize.
-Kyungsoo sana uyar mı? *Tao*
-Uymuyorsa gelmesin.
Ben böyleyim. Ne yapalım?
-Hayır uyuyor da bizimkileri de çağırmam gerekiyor.*Kyungsoo*
-İyi,Tamam.
Ben motorumla geldiğim için onlar Kyungsoo'nun arabasına bineceklerdi.

U Hurt Me | Kaisoo Where stories live. Discover now