|18|

206 12 0
                                    

6 YIL SONRA...

Kai'Den...

Sigara izmaritini attıktan sonra salonda ki kişiye baktım. Elinde pikaçu oyuncağı vardı. Televizyona bakıyordu. Balkondan dışarı baktım. İç çektim. 6 yıl oldu. Adını hiç anmadım. Onu görürüm diye ülke değiştirdim. Şimdi Paris'de güzel bir kız ile birlikteyim. Kendimde çok değişiklik yaptım. Saçım eskisi gibi kısa değil mesela ne uzun ne kısa. SM Entertainment'a başvurdum. Benim yaşadığımı herkese söylemesini istedim. Zor da olsa kabul etti. Artık ünlüyüm. Her günüm dolu geçiyor. Beni sevenler var. Sevdiğim kadın adı Jennie. İlişkimizi destekleyenler hayranlarımız var. Jennie'de ünlü bir kadın. Onun bir grubu var. Benim de grubum vardı. Fakat ben onların suratına nasıl bakabilirim? 6 yıl önce gitseydim yanlarına bana anlayış gösterirlerdi. Ama bu saatten sonra beni unutmuşlardır bile. Jennie'nin de hayranları bizi destekliyor. Balkonu kapatıp Jennie'nin yanına geçtim. Bana baktı. Gülümsedi ve gözlerini kaçırdı. Utangaçtı. Bu halleri bana onu hatırlattı. Jennie'nin yanına oturdum. Korku filmi izliyorduk. Kaç saat geçti bilmiyorum. Jennie öne eğilip kumandayı aldı.
"Ah sıkıldım."
Kafamı salladım. Komik bir film açtı. Onu izlemeye başladık. Gülüş sesi çok narindi. Kafamı ona çevirdim. Melek gibi gülüyordu. Gözleri küçülüyordu. Bana onu hatırlatmak ister gibi..Benzer yaratılmışlar sanki. Bana baktığında kahkahası küçük bir gülümsemeye dönüştü. Yanakları kızardı. Dudağını ısırıp önüne döndü. Ben de önüme döndüm. 1 veya 1 buçuk saat geçti. Kafası omzuma düştü. Ona baktım. Uyumuştu. Onu kucağıma aldım. Ayağa kalkıp yatağa yöneldim. Onu yatağa yatırdım. Kenara oturdum. Ona baktım.
Gözleri..Gülünce kısılan kaybolan gözleri.
Kirpikleri.. Her biri özenle seçilmiş.
Burnu.. Öpmeyi sevdiğim miniciğim.
Ve dudakları.. Kırmızı bir meyveyi anımsatıyordu. Fazla dolgun değildi. Öpmeye kıyamam. Ona eğildim. Yavaşça dudaklarına yaklaştım. Durdum. Aniden geri çekilip ayağa kalktım. Alnımda ki terleri sildim ve balkona çıktım.
Onu seviyorum ama neden ona yaklaşamıyorum ? İçimde ki bu boşluk ne ? Neden Jennie bana onu hatırlatıyor ?
Sürekli aklımda. Sürekli onu düşünüyorum. Ama artık kendime gelmeliyim. Çünkü ben ünlü oldum. Benim bir sürü hayranlarım var. Ve Jennie üzülmemeli. Onu üzmemeliyim.
Acaba onu sevmiyor muyum ? Ah..
Yine saçmaladım. Kendime gelmeliyim. Böyle düşünmeye devam edersem kendi hayatım ve Jennie'nin hayatı kararacak.
Çalan telefonum ile düşüncelerimden ayrıldım. İçeri geçip telefonumu aldım. Tekrar balkona çıktım. Arayan kişi kayıtlı değildi. Fakat numara tanıdık geliyor. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.
"Merhaba. Kimsiniz?"
Karşı taraftan ses gelmedi. Telefonu kulağıma daha çok yaklaştırdım.
"Kimsiniz acaba ?"
Karşı taraftan küçük bir hıçkırık sesi geldi ve telefon kapandı. Şaşkınlıkla telefona baktım. Hem arayıp hem telefonu kapatıyor. Hah. Telefonumu cebime koydum. Sigarayı paketinden çıkarıp dudaklarıma götürdüm. Diğer elimle çakmağı aldım. Sigarayı yakıp çakmağı masaya rastgele attım. Sigarayı işaret parmağımla orta parmağım arasına aldım. Kafamı kaldırdım. Karşı binanın perdesi aniden kapandı. Bugün ne kadar da tuhaf. Sigarayı dudaklarıma götürdüm. Telefonum çaldı. Sinirle telefonumu cebimden çıkardım. Ekrana baktım. Menajer arıyordu. Açıp telefonu kulağıma götürdüm.
"Evet efendim?"
"Jongin bugün şirkete gelmelisin. Ne zamandır uğramıyorsun. Ünlü olduğunu unutma. Yeni bir şarkı üzerinde çalışacağız. Ve görünüşe göre karografi zor. Öğlen olmadan şirkette ol."
Telefonu yüzüme kapattı. Sinirle telefonu koltuğa attım. Ah.. Yaşadıklarım yetmiyormuş gibi. Off. Sigaram bitmeden söndürdüm ve içeri geçip dolaptan eşyalarımı aldım. Lavaboya girip üzerimi değiştirdim. Lavabodan çıktığımda Jennie hala uyuyordu. Masanın üzerinden kağıt ve kalem aldım.
'Menajer şirkete çağırdı. Şirkete gitmem gerekiyor. Seni bırakmak istemezdim. Seni seviyorum kendine dikkat et ♡'
Kağıtı onun telefonun üzerine koydum. Yanına gidip yanağına küçük bir öpücük kondurdum. Balkonun kapısını kapatmaya giderken karşı binadan birinin bana baktığını gördüm. Göz göze geldiğimiz an perdeyi kapattı. Yüzünü göremedim. Sadece kahverengi gözlerini gördüm. Sanırım hayranlarımdan biri. Balkonun kapısını kapattım. Maskemi ve şapkamı taktım. Deri ceketimi giydim. Dışarı çıktım. Şirkete doğru giderken telefonumu evde unuttuğumu hatırladım. Arkamı döndüm. Eve doğru yürümeye başladım. Eve vardığımda balkonun kapısını açıp telefonumu aldım. Balkonun kapısını tekrar kapattım. Perdeyi çektim. Jennie uyuyordu. Kapıdan çıkarken telefonum titredi. Telefonuma baktığımda kayıtlı olmayan bir numaranın aradığını ama hemen kapattığını gördüm. Sanırım yanlış aramıştı. Dışarı çıkıp kapıyı kapattım. Şirkete doğru yol aldım. Ehliyet almam gerekiyor. Ve şirketten şoför istemeliyim. Deri ceketimin şapkasını şapkamın üzerine çektim. Kafamı önüme eğdim. Yan tarafımdan bir kaç kız geçti. Benim şarkılarım hakkında konuşuyorlardı. Kafamı kaldırdım. Yüzümde maske vardı nasıl olsa. Birinin beni izlediği düşüncesiyle etrafıma baktım. Arkama baktığımda bir kaç kız, market alışverişi yapmış yaşlı bir kadın, işe yetişmek için koşan bir adam ve siyah giyinmiş biri vardı. Sırtında çanta olduğuna göre okula gidiyordu. Önüme döndüm. Şirkete geldim. Kapıdan girmeden önce etrafıma tekrar baktım. Kimse tarafından fark edilmemem gerekiyordu. O çocuk karşı kaldırımda durmuştu. Sanırım karşıya geçecekti. Arkamı döndüm kapından içeri girecekken telefonuma mesaj geldi. Olduğum yerde durdum. Şaşkınlıkla telefonuma baktım.
'Beni bir öğrenci olarak görecek kadar safsın Kai.'
Hızla arkamı döndüm. O çocuk... O çocuk orda yoktu.
Hızla arkamı dönüp şirkete girdim.
O da neydi öyle ? Neler oluyor ?

U Hurt Me | Kaisoo Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora