RA 35 Özgürsün!

Start from the beginning
                                    

Deli gibi kızıyordu Sıla'sına kendisini düşürdüğü durum için ama canı yandığında kendi canı iki katı yanıyordu. Bir kaya misali oturmuştu yüreğine sözleri ama kıyamıyordu işte kardeşine...

" Ayaz bırak dedim!"

Revan'ın yeniden bağırmasıyla oğlunun yanına gelen İpek Hanım abla kardeşe nefretle bakarak Ayaz'ın kolundan tutup, bırakması için kendisine doğru çekti. Boran'a aşık olduğunu, oğluyla bu yüzden evlendiğini, Sıla için olduğunu bilmesine rağmen inanmayı seçen İpek hanım oğluna bağırdığı için Revan'a karşı olan sevgisini tamamiyle kaybetti. Mutlu olması için uğraşan oğlunun bu davranışı haketmediğini düşünen kadın bu şehre gönderdiği için bir kez daha pişman oldu.

" Seninle böyle konuşamaz Revan!"

" O benim kardeşim!"

Ayaz'ın gözlerine kendisini anlamasını isteyerek bakan Revan, kardeşinin kolunu daha sıkı kavradığını görünce " istediğini söyler!" dedi.

"Öyle mi? O zaman söylediklerinde haklı mı oluyor yani?"

Kardeşinin sırtını söylediği sözlere rağmen yere vermeyen karısına öfkesini yönlendiren Ayaz, doğruyu bilmesine rağmen canını acıtmaktan çekinmemişti. Ne Boran'ın ne annesinin öğrenmesine değil ablasına ahlaksız dediği, ona haksızlık ettiği içindi bu tavrı ama Revan'ın kardeşinin sözlerini yutmasına tahammül edememişti.

" Neyin ne olduğunu çok iyi biliyorsun Ayaz!"

" Artık bilmiyorum Revan! Sen sırf kardeşin diye o sözleri yiyip, yutuyorsan kusura bakma ama ben bildiklerimi yok sayarım"

Sevdanın ezildiği yalnızca öfkenin dile geldiği anlarda Ayaz, Revan'a biraz daha yaklaşıp " ya kardeşine gerçeklerin ne olduğunu söylersin ya da bende onun söylediklerine inanırım Revan" dediğinde çıktıkları yol çıkmaz sokak engeline takılmıştı. Kardeşine gerçeği anlatmak istemediği ve dengesizinin sarfettiği sözlerin acısıyla " istediğine inan o zaman Ayaz" dedi Revan. Yanıyordu canı ama Ayaz'ın söyledikleriyle yarası kanamıştı.

Sıla'nın kolunu bırakan Ayaz, karısının gözlerine odaklanıp bir süre öylece baktı. Karısı her şeye rağmen susup, kendine yedirebilirdi o sözleri ama Ayaz yediremezdi bu yüzden de karısının ne düşüneceğini, kızıp, kırılacağını umursamadan omuzundan tutup kardeşine doğru çevirdi.

" Ahlaksızlığı yakıştırdığın ablan benimle kuzenim için evlenmedi tamam mı? Sen okuluna devam edebil diye evlendi! Sen hayatını kurtar diye amcanla, o ağa bozuntusuyla anlaşıp kendinden vazgeçti!"

Susmasını söylemek için kendisine doğru dönmek isteyen karısına engel olan Ayaz "sen ona layık bir kardeş değilsin!" dedikten sonra bakışlarını annesine çevirdi. Annesinin de Sıla'nın sözlerine inandığından emin olduğu için ona da birkaç şey söyleme gereği duymuştu.

" Onu seviyordu doğru ama artık öyle bir şey yok! "

Ayaz söylediklerinin verdiği bir parça rahatlıkla gerginliğini yüzünden silerken Sıla ablasına ettiği sözler için ölmeyi isteyecek kadar pişmanlıkla doluydu. Kırılacağını umursamadan sarfettiği her sözden utanmıştı.

" Abla..."

Affetmesini isteyeceği ablasının çekip gitmesiyle arkasından gitmek isteyen Sıla'nın karşısına dikilen Ayaz " özür dileyecek yüzün var mı?" diye sorduğunda başını olumsuz anlamda salladı. Yoktu! İnsanların önünde küçük düşürdüğü,rezil ettiği, yok saydığı, kendisi için kocasının bile karşısına dikilen ablasının yüzüne bakacak yüzü yoktu...

Aşk Ayazı (Revan)Where stories live. Discover now