RA15 Kalbime Dokundun...

11.5K 799 56
                                    

/15/KALBİME DOKUNDUN/

Kaç gün daha böylesi üzgün ve acı geçecek? Kaç gün daha kalbim her çarpışın da onun olmayışıyla ezilip, tükenecek? Boran hep gözümün önünde olup habersizce beni bitirirken, Ayaz'ın olmayışını kabullenmek kaç günü mü alacak? Dayanabilir miyim bilmiyorum ama her gün göz yaşı döküp keşke yanımda olsa diyeceğime eminim...

Düşündüğümün tam tersi yaşanıyordu aramızda. Korktuğum gibi olmamış, bana eziyet etmemişti. Aramız iyi olmaz sürekli kavga ederiz diye düşünen ben şimdi onunla yeni günü karşılıyorum. Kavga etmedik mi? Ettik ama sonrasında hep gönlümü aldı gıcık dengesiz. Zaten ona göre iyiliğimi istediği içindi bu kavgalar ve benim ona göre olan uyuz tarafım bunu geç kabulleniyordu.

"Günaydın"

Neşeli sesi kulaklarıma dolan Ayaz'a baktığım da yüzündeki gülümseme, tebessüm etmeme neden oldu. Hemen ardından sehpaya bıraktığı  fincanla tebessümün yerini gülümsemem aldı. Kendisine kahve bana çay getirdiğini görünce şaşırmadan edememiştim. Bana öğretilen erkeğe sürekli hizmet edilmesiydi. Ama şimdi ilk kez bir erkek bana çay getiriyordu. Hemde güler yüzle! Hemde sevmiyor olmasına rağmen. Hal böyle olunca Ayaz'ı tanıdığım erkeklerle kıyaslamadan edemiyordum. Kuzenlerim, eniştelerim en yakın örneğim amcam sürekli hizmet bekler birde üstüne beğenmeyip azarlardı. Yengelerim şimdi görse şansıma lanetler yağdırıp sataşırdı. Nazar olma ihtimalim yüzde yüzdü kesin ama  karı koca ilişkimiz gerçek olmadığı için sorun yoktu.

"Bugün kaçta uyandın Revan hanım?"

"Beşte uyandım Ayaz bey bir sakıncası mı var?"

Ayaz'ın imalı bakışları üzerimde gezinirken, fincanı elime aldım. Yüzüme vuran temiz hava ve bakmaya doyulmaz manzara eşliğinde çayımı yudumladım. Tabi Ayaz'ın verdiği cevapla çayım boğazımda kalmıştı ve sıcaklığıda cabasıydı.

"Sakıncası tabi ki var, daralan vaktimizden, gecemizden  çalıyorsun."

Verdiği cevap yüzünden yüzüm yanarken, bakışlarımı ondan kaçırdım. Cevap verirken bile uç noktalara değinmekten çekinmeyen bir dengesizdi işte ne yaparsın. İnsanı utandurmaktan, sinir etmekten başka işin yok mu senin? Allak bullak olan kafamdaki sorunu çözmeye çalışırken "yanlış anladın değil mi ?" diye sordu. Hemen ardından "Benim gibi biri yanında olunca normal" diye ekledi. Kolundaki kasları işaret ederek hemde!

"Çok gıcıksın Ayaz. Belki yanlış anlamadım"

"Hımmm tabi tabi"

Göz kırpıp kahve fincanını eline aldığın da bakışlarımı ondan ayırıp yeniden şehrimin eşsiz manzarasına baktım. O an içimden 'keşke Sıla'm da yanımda olsaydı'diye geçirmeden edemedim. Kahvaltıdan önce çay içmeyi kardeşimle adet edinmiştim ben... Şimdi yanımda olsa payı olan  şekerini bardağına atar, gözlerimin içine bakardı.
Yengemin pay ederek verdiği şekerimi ona kıyamadığım için bardağına koyar, çayımı şekersiz içerdim. Küçüklüğümüzden beri bu böyleydi ve ben böyle böyle alışmıştım şekersiz çaya. O gidince yalnız içtiğim çaylar zehir tadındaydı ve ara sıra çayıma şeker atıp yanımda olmayışının acısını çıkartırım. İki tane şekerle anılarımızı baltalar, yokluğunu hazmetmeye çabalarım.

"Koca kız..."

Gözlerimdeki yaşların akmaması için kendimi zorlayıp, Ayaz'a bakmadan "efendim" dedim. Sessiz kalıp bir şey söylemediğin de ona bakma ihtiyacı duydum. Ne çok ihtiyaç duymuştum ben ona... Ne çok sığınmış, yanımda olsun istemiştim... Ama o da yarından sonra gidecekti benden! Yine yalnızlığımla ve çoğalan dertlerimle baş başa kalacağım ama olsun.  En azından birimiz sevdiğiyle mutlu olacak...!

Aşk Ayazı (Revan)Where stories live. Discover now