RA 23 Korkuya Yenilmek

9.7K 671 164
                                    

/23/KORKUYA YENİLMEK/

Kaldırımları dolduran kuru yaprakların üzerine basmamak için uğraş veren adımlarımın asıl niyeti hayallerimi çiğnememekti. Bir yanım sonbahar bir yanım ilkbahardı çünkü. İki mevsimi aynı anda yaşayan yüreğim baharın habercisi yüreği sıkıca tutmuş sonbahardan sıyrılmaya çalışıyordu ama bu ne mümkün...! Sonbaharda kalacak olan adamın, Boran'nın kuruyan yapraklar misali önüme serilediğini düşündüğüm de daha bir sıkı tuttum Ayaz'ın elini. Çünkü bugün bozmak istemedim bu anı. Bozmak istemedim gözlerine kadar ulaşan sevincin büyüsünü...

"Burası en iyisi. Sence Revan?"

Bulunduğumuz konağa tekrar tekrar göz gezdirirken ona olmayacağını nasıl söyleyeceğimi bilemedim. Bugünümüzü ev bakmaya ayırmıştık fakat şu an bulunduğumuz yer bir konaktı ve Ayaz beğendiğini her odasını tek tek dolaşırken bile dile getirmişti. İki oda bir salon hayalimin üzerine koca konağı yerleştiren adama bakışlarımı doğrulttup sadece " güzel..." diyebildim. Babası duysa ikimizi olmasa da büyük ihtimalle beni buraya gömerdi! Adam konağa dönmemizi beklerken oğlu konak kiralıyordu ve acısını ilk çıkaracağı kişide bendim!

Emlakçı ila kira sözleşmesinin şartlarını konuşmaya başlayan Ayaz dan gözlerimi ayırıp konağın dışına çıktığım da aklımda olan burayı nasıl düzenleyeceğim değil, Sinan Ağa'nın şerrinden nasıl kurtulacağımdı. Kulağım edeceği hakaretlere kendini şimdiden hazırlarken yanıma gelen Ayaz'a bakarak gülümsemeye çalıştım. Hevesi benim hevesimin kat kat üstündeydi. Gelde kır şimdi bu hevesi o böyle içten bakarken...

"Ev işinide hallettiğimize göre sıra eşyalarda"

" O işi yarına bıraksak"

Tüm günün yorgunluğu bedenimde hissedilir bir hal almaya başladığın da yalvarırcasına yüzüne baktım. Kafamın içinde dönüp duran odalar, mutfaklar, banyolar varken bir de eşyalara yer açarsam kendimi toparlayamazdım. Tabi hepsini yakmak için elinde çakmakla hayallerimin ortasında duran Sinan ağayı da unutmamak gerek. Adam resmen korkulu rüyam haline gelmişti!

"Ne oldu senin sabahki enerjine Revan Hanım?"

Elini omuzuma atan adama "yoruldum" dediğim de dudaklarını başıma bastırıp beni bir nebze de olsa kendime getirdi. Ama dengesizliğini bu âna serpiştirmese olur mu? Olmaz.

"Birkaç gün daha yorulacaksın ama endişelenme. Taşınma işini hallettiğimiz de alacağım tüm yorgunluğunu"

"O nasıl olacak?" diye sorduğum da bakışlarını konağa doğrultan Ayaz " sence de yatak odası küçük değil miydi?" diye sordu. Yatak odasının sorduğum soruyla ne alakası olduğunu düşünürken omuzumu sıkıp "sorunun cevabı sorumda gizli" dedi.

' Yorgunluğunu almak. Yatak odasınının küçüklüğü?'

Kafamı karıştırmasına ramak kala ne demek istediğini anladığım da şaşkınlığım önce öksürmeme sonra ise utanmama neden oldu. Kızgınlığım ise sırıtmasıyla diğer duygularımın peşine vakit kaybetmeden takıldı.

"Sokak ortasında konuşulacak şey mi bu?!" deyip yürümeye başladığım da "sanada küçük geldi değil mi?" dedi ve aramızdaki mesafeyi kapattı.

"Küçük falan gelmedi!"

Sesimdeki sertliğin aksine alev alan yüzümü görmesini istemediğim için adımlarımı hızlandırdım fakat çabalarım kolumu tutup durdurmasıyla başlamadan bitti. Gözlerimi yere dikip bakmamak için uğraşırken utancıma yüzümde yer eden elleri şahit oldu.

"İkimiz içinde en iyisi olsun istiyorum" deyip alnını alnıma hafifçe vuran Ayaz yanaklarımı sıkmaya başladığın da canım yandığı için aynısını ona yapmakla dolup taştı içim ama yapamadım. Kıyamadım onun tenine ama o çırpınışıma aldırmadı bile.

Aşk Ayazı (Revan)Where stories live. Discover now