RA11 Git(me...)

13.2K 847 88
                                    

/11/GİT(ME)/

Vedaları sevmem ben fakat veda edenim eksik olmaz. Hayatıma girenlerin gitmesi canımı yakar hep ve onlar bundan habersiz ardında bırakır beni. Ama ilk kez bir vedayı hem istedim, hem istemedim. Ömrümü sevmediğim, beni sevmeyen bir adamla tamamlamak istemiyordum. Bu yüzden gitmesi işime gelirdi. Ama bir yandanda ona ihtiyacım vardı bilmiyor olsa da. Burda kalmasını sağlamam gerekiyordu ve bu onun zararına benim yararımaydı.

"Bunu da koydummu tamamdır"

Ayaz dolapta son kalan pantolonunuda alıp bavuluna  koydu. Yüzünde her zamankinden farklı bir mutluluk yer ederken gitmesine nasıl engel olabileceğimi düşündüm. İstemediği bir yerde onu tutmak zor olurdu ve benim bir çözümüm yoktu. Bu yüzden de başıma geleceklere razı olmam gerekiyordu.

"Buraları hiç sevmemişsin belli"

Bavuluna  fermuarını çektikten sonra kapıya doğru götürdü. Bavulunu bırakıp  bana doğru döndüğün de bir ona bir bavuluna baktım.  Kollarını göğsünde birleştirip sırtını kapıya yasladığın da "bu nerden çıktı?" diye sordu.

Yine de şansımı deneme amaçlı onu ikna çabalarına girdim, gözlerim gözlerine kayarken. Ne işe yarayacaksa?

"Gideceğin için üzülmüyorsun"

Mavi gözlerinin araladığı tebessümü aramızdaki mesafeye rağmen görürken "şehirden değil konaktan ayrılıyorum bırakta sevineyim" dedi.

Bu kısmı atladığım için kendime söylenip bakışlarımı yeniden ona doğrulttum. Bir şey söyleme gereği duyuyordum fakat ne söyleyeceğimi de bilmiyordum. Kısa bir süre bekleyip içimden geçen ilk şeyi söyledim. Sözümün ihtimali içime tuhaf sızılar serperken.

"E üç gün sonrada şehirden gideceksin yine sevinçli olursun"

Sırtını dayadığı kapıdan ayrılıp, kaşlarını çatarak yanıma doğru geldiğin de yersiz bir endişe kapladı içimi. Anlam veremediğim bu endişenin arasında önümde duran Ayaz'a kısa bir an bakıp, bakışlarımı kaçırdım. Tam karşımda durup
"Revan... Bu şehirden ayrılırken kardeşlerim hariç üzülebileceğim kimse yok. Ardımda aklımın kalacağı bir onlar var bu yüzden buruk bir sevinçle gideceğim burdan" dediğinde ona hak verdim.

Bir umut çabalamam yerle bir olunca cevap vermeye bile gerek duymadım. Kardeşleri dışında ardında kalan kimseyi umursamayan birine kal diye ısrar etmek anlamsızdı.

"Gidişim senide rahatlatır koca kız. Benimle uğraşmak zorunda kalmazsın"

Kaçırdığım bakışlarımı, suskunluğumu bozarak ona doğrulttum. Yine konuyu hastalığına ona acıdığıma bağlamadan önünü kesmeliydim.

"Asıl sen rahatlarsın etrafında sürekli ağlayan biri olmayınca. Sevdiğin şehirde sevdiklerinin gülümsemeleri ile güne başlar onların kahkahalarıyla günü tamamlarsın ne güzel"

İyi, güzel konuşmuştum da canım neden acıyordu ki? Gözlerim neden oldukça basit bir veda için ağlamayı bekliyordu? Neden o gidince içimde bir boşluk olacakmış gibi hissediyordum? Nedenlerimi düşüncelerimden kovalarken, bakışlarımı ellerine çevirdim.

Titreyen elimle parmaklarına usulca dokunup yüzüne baktım. Bakışları elime takılıp yeniden bana döndüğün de " Ayaz...  dengesizsin ama iyi birisin  ve kalbinin sahibi çok şanslı..." dedim. Neden söylediğimi bilmediğim cümlelerimin bitiminde gözyaşlarımı tutamayacağımı anlayıp hızla yanından ayrıldım. Odadan çıkıp adımlarımı avluya yönlendirirken Ayaz'ın adımı söylediğini duydum. Beklemek yerine adımlarımı hızlandırıp gözlerimi sildim. Dönüp ne diyecektim, ne diyecekti ki?

Aşk Ayazı (Revan)Onde histórias criam vida. Descubra agora