"17- Sen neler yaşadın böyle?"

Start from the beginning
                                    

"Hani diyorum 1 saatlik bir.."

"Tamam defol."

Gamze ablanın yanaklarını sıkıp koca bir öpücük bıraktıktan sonra, giyinme odasına koştum. Fırsat kaçmazdı.

###

"Zehra, uyan patron geldi! Hem masa 5 ısrarla senin servis yapmanı istiyor."

Ne masa 5i ya? Ne patronu? Gözümün birtanesini açıp baktım. Aha! Gamze abla! Lan bir dakika! Afyonum patlamadı tabi! İş yerindeydim. Hızla koltuktan doğrulduğum!

"Abla, çok özür dilerim."

Hızlıca ayağa kalkıp 5 nolu masaya servis etmek için hazırlandım. İçimi niyeyse bir korku kaplamıştı. Bayağı bir süredir eniştem herhangi bir yaklaşımda bulunmamış hatta karşıma bile çıkmamıştı. Umarım gebermiştir! 

Yine aynı sahneyi yaşamıştım. Yaklaştıkça adımlarım beni taşımıyordu.

'ALLAH'ım, sen bana yardım et. Ne olur o olmasın.'

Dua ede ede, arkası dönük adamın arkasına kadar geldim. Kalbim çok hızlı atıyordu. Ya oysa? Ne yapacağım ki? Rezil bile edebilir beni. Toplumda kadın hep suçlu zaten! Kısa giyse suçlu. Uzun giyse suçlu. Kapansa suçlu. Açık saçla gezse suçlu. Parfüm sürse suçlu. Makyaj yapsa suçlu. Yapmasa suçlu. Kadın hep suçlu! Çünkü bu zihniyet işlenmiş herkese!

Yutkunarak ve ağır adımlarla masanın önüne geldim. Gözümü küçük not defterimden ayırmaya cesaret edemiyordum!

Bakışlarım hala not defterindeyken, sevecen çıkmasını umduğum bir ses tonu ile konuştum. Duyduğum ses tonu beni şaşırttı. Yok artık!

"Hoş geldiniz, ne alırsınız?"

"Ne önerirsin?"

"Efken?"

"Sakarlık abidesi?"

Sırıtarak söylediği şeye sinirlenmiştim. Bu iş yerimi nereden bulmuştu da, benim servis yapmamı ısrarla istemişti.

Dişlerimin arasından tıslayarak "Sen ne arıyorsun burada? Beni mi takip ettin?" Diye sordum.

Sırıtan suratı ile Efken karşımda durmuş "Siz siparişleri böyle mi alıyorsunuz?" diye soruyordu. Bu çocuk şaka falan mıydı? Yine kalp ritmim kendisini bozmuştu. İlk çarpıştığımız anda, bana olan o bakışları bile kalbimi delip geçmişti benim. 

Bütün erkeklere karşı daima içimde bir ön yargı vardı, eniştemden dolayı! Hepsi gözümde şerefsizdi. Tabi Gürkan hariç. Benden onun öldüğünü Güneş'e söylememi rica edince, ondaki samimiyeti görmüştüm. Peki bu çocuk neden bozuyordu benim her halimi? İçimde niye bir kıskançlık dalgası baş gösteriyordu. Her neyse.. 

O elimi gözümün önünde sallarken, bakışlarım kapıda bana sırıtarak duran adam'a döndü. İşte şimdi korkuyordum! O gelmişti. Ablamın kocası! Eniştem. Ve ellerini ceplerine yerleştirmiş, takım elbisesi ile bana doğru yürüyordu. Kalbim korkudan hızla atıyordu ve eminim yüzümün rengi değişmişti. Yumruk yaptığım elimi birinin tuttuğunu fark edince, bakışlarımı elime çevirdim. 

Efken bana 'Sorun ne?' der gibi bakıyordu. Ben bir kelime bile edemiyordum şuan. O adam'ın ne yapabileceği belli olmuyordu. Ya burada bana dokunmaya çalışırsa? Ya insanlar beni suçlu bulursa? Derin bir nefesi içime çekerken Efken ayağa kalkarak "Zehra? Bir sorun mu var?" diye sordu. Ve işte o sorudan sonra, o adam yanımızdaydı! İkimizin bakışları ona dönmüştü. Yumruk olan elimi ne ara Efken'in eline dolayarak onun elini sıktığımı bile bilemeyecek durumdaydım! Çünkü kendimi kötü hissediyorum. 

Aşkın Son Damlası! [Tamamlandı]Where stories live. Discover now