Elime CV'yi alıp hızlı adımlarla kapıya doğru ilerlemeye başladım. Kapıyı açtığımda koruma kapıdan çekildi ve merdivenlerden hızlı adımlarla inmeye başladım. Benim ayak seslerimi duyduğunda bir genç kız koltuktan kalktı ve ayakta beklemeye başladı. Geç kıza baktığımda ela gözleri dikkatimi çekti. Ela gözlü kızları severdim ve hep dikkatimi çekmişti bu zamana kadar. Bunları düşünürken yumuşadığımı fark ettim ve kendimi toparlamaya çalıştım.

Unutma o senin düşmanın kızı! Tek gecelik yattığın orospularından değil!

Genç kızın yanına geldiğimde elimi uzattım ve oda elinimi sıkıp oturdu. Direk konuya geçmek istedim ve,
"CV'ni inceledim çocuklarla ilgi hiçbir şey yazmıyor. Biliyorsun ki çocuk bakmak sorumluluk işidir, sen bu sorumluluğu üstlenebileceğinden emin misin?"

Yağmur Ünsal

Siyah saçlı, kahverengi gözlü beyaz tenli, gayet karizmatik ve yakışıklı olan bu adam sanırım bahsettikleri Savaş Bey'di. Fakat sesi. Sesi çok soğuk ve net olduğu için aynı şeyleri sesi için söylemem pek doğru değildi.

"Evet eminim. Ben çocuklara bakmayı seven biriyim. çocuklarla oynamayı, yemek yemeyi, konuşmayı çok severim." dedim sesimi onun ki kadar net ve soğuk çıkarmaya çalışsamda pek işe yaramamış gibiydi.

"Peki maaş için ne kadar istiyorsun?"
Biraz duraksadım çünkü bunu hiç düşünmemiştim ve çocuk bakıcılarının maaş olarak ne kadar aldıklarını bilmiyordum.

"2.000 TL?" Dedim topu ona atarak. "Tamam."dedi. Hâlâ sesindeki netliği, soğukluğu korumaya devam ediyor, buda beni biraz olsun ürpütüyordu.

"Part-time yapacakmışsın saat kaçtan kaça kadar bakmayı düşünüyorsun?" dedi sesindeki soğukluk biraz olsun gitsede o netliği hâlâ aynıydı.
"Saat 08:30da okulum başlıyor saat 15:30'da bitiyor. Buraya saat 16:30 da gelirim ve çocuk uyukusu gelene kadar bakarım." Sesimi soğuk çıkması için uğraşmıyordum. Eğer onun gibi konuşursam her şeyi berbat edebilirdim.

"Tamam işe alındın." Dedi ve ayağa kalktı. Bende kalktık tekrar elimi sıktı.
"Adım Savaş."dedi ve elimi bıraktı.
"Yağmur."dedim sevinçle.
"İşe ne zaman başlıyorum?" Sabırsızlığımı çok belli ediyordum sanırım.
"Yarın"dedi netlikle "Tamam ama ben küçük beyfendiyi bir görebilir miyim?" Savaş Bey, isteğimi kırmadı ve
"Uraz"diye seslendi. Beş dakika sonra küçük bir çocuk merdivenlerden teker teker indi ve Savaş Bey'in geldi.

Uraz merdivenlerden indikten sonra yavaş bir şekilde yanımıza geldi. Uraz, Savaş Bey'e çok benziyordu. Siyah saçlı, kahverengi gözlü, beyaz tenli tatlı bir çocuktu. Uraz, babasının yanına geldikten sonra, "Efendim baba."dedi çok tatlı konuşuyordu.
"Bu senin yeni bakıcın tanışmak ister misin?"Dedi yumuşak bir sesle. Allah'tan çocuğu ile samimi bir şekilde konuşuyordu.

Uraz bana döndü ve eli ile beni işaret ederek "Bu mu benim bakıcım?"dedi.
"Evet tanışmak istiyor musun?" Savaş Bey'in sesi yumuşak geliyordu az önceki ile şimdikinin alakası bile yoktu.

Uraz bana yaklaştı ve"Merhaba benim adım Uraz, senin adın ne?" dedi. Çocuksu sesiyle gülümsedim ve onun boyuna gelmek için eğildim. Boyunun hizasına gelince elini uzattı.
"Merhaba benim adımda Yağmur memnun oldum"dedim ve elini tutup gülümsedim, oda güldü.
"Beraber oyuncaklarımla oynayalım mı? Senin için oyuncak bebeğim yok ama arabalarım var onlarla oynarız olur mu?" Sesi gayet samimiyetliydi.
"Tamam olur ama benim gitmem lazım yarın bir daha gelicem o zaman oynayalım olur mu?"
Kafasını öne eğdi ve "Tamam" dedi ağlamaklı bir sesle. Savaş Bey, Uraz'dan gözlerini ayırıp bana baktı kendimi baskı altında kaldığımı fark ettim. Buda beni raharsız ediyordu. Uraz'a döndüm ve "Baban izin verirse şimdi oynayabiliriz" dedim. Uraz bana gözleri dolu bir şekilde baktı, sanırım ağlamak üzereydi. Birden gülerek babasına döndü
"Baba, Yağmur abla ile oyun oynabilir miyiz?" Sesindende anlaşıldığı gibi mutlu görünüyordu.
"Yağmur abla da istiyorsa oynayabilirsiniz." Uraz bana döndü ve yanıma yaklaşıp "Oynamak istiyor musun?" Gözleri hâlâ doluydu. Ağlamasını istemezdim hem bu benim içinde bir avantaj olabilirdi.

GİTMENE İZİN VEREMEM |1+2|Where stories live. Discover now