O Kimdi?

17.3K 630 139
                                    

Çantamı omzuma atıp sınıftan çıktım. Gerizekalı. Ya Taylor'un eski sevgilisiydi ya da ona platonik aşık bir kız. Yazık. Onun için üzülmüştüm. Beyaz atlı prensi olan Taylor'un onu fark etmesini bekliyor olmalıydı. Bu konuda hiç endişem olmasına gerek yoktu. Çünkü benim beyaz atlı prensim tüm muhteşemliğiyle dolabımın önünde beni bekliyordu.

Gülümseyerek yanına giderken " Bu bekleyişi neye borçluyuz?" diye sordum ve kitaplarımı dolabıma tıktım.

" Okulu ekmeye ne dersin?"

" Ne? İlk günden mi? Hem zaten birkaç ders kaldı."

" Evet."

" Daha yeni.."

" Off. Ne zaman bir inekle çıkmaya başladım."

" Pardon? Sen bana ne dedin?"

" İnek."

" O zaman sende katıksız bir öküzsün."

" İyi gelme. Bende seni Leslie'lerin evine götürecektim."

Bunu duyunca beynimde adeta bir şimşek çaktı ve Leslie'yi ne kadar özlediğimi fark ettim. Yüzümde istemsizce oluşan gülümsemeyi görünce " Bende öyle düşünmüştüm. Hadi!" dedi ve beni kolumdan çekti. Tam kapıdan çıkmak üzereyken Taylor'un adımı seslenmesiyle durdum. Bana doğru gelip gülümsedi ve " Adena , buldum seni." dedi. Aaron'un bakışları anında değişmiş , elimi tutan eli daha da sıkılaşmıştı. Aaron'un sakin olacağından emin olduktan sonra Taylor'a dönüp " Neden arıyordun ki?" diye sordum.

" Beni aramanı söylecektim. Hala numaranı alamadım."

" Numara?"

" Partinin yeri için. Geleceğim demiştim. Bu arada ben Taylor. Sen de Aaron olmalısın. Adena senden bahsetti."

Aaron'un gergin suratına bir gülümseme yayılırken başını salladı. Taylor'un bir tehdit olmadığını anlayınca gevşemişti. Hemen telefonumu çıkarıp Taylor!a mesaj attım ve " Numaram artık sende var. Adresi gönderebilirsin." dedim. Taylor bizden uzaklaşırken bir de bahçeye çıkıp arabaya doğru yürüdük.

" Önce eve uğramak ister misin?"

" Hayır direk gidelim. Onları çok özledim."

Gülümseyerek sürmeye devam etti. Bir apartmanın önünde durduk ve içeri girip çatı katına çıktık. Bir katta 4 daire vardı yani oldukça büyüktü ve muhtemelen bizimkiler bu katı komple kendilerine ayırmış olmalıydılar. Köşeyi döner dönmez açık daire kapısından Leslie'nin kabarık kahverengi saçlarını gördüm ve koşarak ona arkadan sarıldım. Beni görünce şaşırdı ve arkasını dönerek sıkıca bana sarılırken " Seni çok özlemişim Adena." diye fısıldadı. Bir süre öylece sarıldıktan sonra " Eric'ler de içerde." dedi.

" Aqua'da burda mı?"

" Evet ama biliyor musun sanırım başına bir taş düştü.. Gerçekten çok değişti. Görünce anlayacaksın."

İnanmamış bir şekilde ona baktım ve içeriye geçtim. Eric ve Harry beraber bir dolabı kaldırmış taşıyorlardı ama beni görünce Harry dolabi bırakıp yanıma koştu ve bana sıkıca sarıldı. Eric dolabın diğer ucunda olduğu için bizi göremiyordu bu yüzden sinirle " Lanet olsun Harry. Senin yüzünden elim ezil.. Adena!" diyerek yanıma koştu. Eric bunca zaman içinde benim koruyucu abim gibi olmuştu. Beni kucaklayıp birkaç tur etrafında döndürdükten sonra Harry'e döndü ve " Bu dolabın taşınması gerek. Yürü!" diye bağırdı.

Harry pis pis sırıtarak dolaba doğru yürüdüğü sırada bir çift kolun boynuma dolandığını hissettim. O kadar sıkı sarılıyorlardı ki boğulacağımdan korktum ve arkamı gönüp Aqua'yla göz göze gelince korkum daha da artmıştı. Sudan vazgeçip beni kendi elleriyle mi boğmaya karar vermişti yoksa bu gerçek bir sarılma mıydı? Her ne kadar değişirse değişsin beni bir kere öldürmeye çalıştığını unutabileceğimi sanmıyordum.

ATEŞLE OYNAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin