Her Şey Bitmişti

18.3K 744 46
                                    

" Aaron nerde!?"

" Bunu dinleyememiş olması ne acı.."

Daha ne olduğunu anlayamadan sanki ayaklarım benden ayrı bir şekilde hareket ediyormuş gibi yerimden fırladım. Yerimden o kadar hızlı fırladım ki havada çıkan sesi bile duyabilmiştim. Şimdi Jason'un yanında , ağacın tepesinde duruyordum. Suratına yumruğumu geçirdikten sonra karnına tekme attım. Boğazını sıkarken onu ağacın ince dallarından birine bastırdım. Acıyla haykırırken onu daha da ittim.. Şimdi dalın sırtına girdiğini hissedebiliyordum. Boğazını sıkarken onu yukarı kaldırdım ve " Seni öldüreceğim." diye fısıldadım. Ayağıma çelme taktığında ikimiz beraber ağaçtan aşağıya düştük. Kalkıp suratına yumruk atacağım sırada yumruğumu tuttu ve kolumu bükerek arkama geçti.

Bir koluyla boğazımı sıkarken nefes alamıyordum ve sanırım elim kırılmıştı. Normalde kollarımdan öteye gitmeyen alevlerin şimdi tüm bedenimi sarmasına izin verdim. Alev aldığımda bir çığlık atıp beni bıraktı. Arkamı dönüp ona sarıldım. Ona dokunmak bile midemi bulandırıyordu ama acı çığlıkları kulağıma müzik gibi gelmeye başlamıştı. Karnıma yumruklar ve tekmeler atması sonucu önce bedenimdeki alevler çekildi sonra da ben yere yığıldım. Tekrar boğazımı tuttuğunda etrafıma bakıp bir kaya aradım ama görüş alanımda ne bir kaya ne de bir taş vardı. Kendimi zorladım. Zihnimin ulaştığı bir kayayı yerinden kaldırdım. Görmem gerekmemişti ama onun varlığını hissediyordum. Böylece kayayı hareket ettirdim.

Jason'ın arkasındaki kaya sırtına çarptı ve beni bıraktı. Ona şöyle bir bakınca yanmış ellerinin ve boynun dışında üzerindeki kıyafetin tamamen iyi durumda olduğunu gördüm. Özel bir kıyafet giymişti. Çenesine bir tekme attıktan sonra üzerine çıktım. Bunu yapmak her kim olursa olsun rahatsız edici olacaktı ama bir an bile tereddüt etmeden ellerimi yüzüne yerleştirdim. Beni üzerinden atmaması için ayaklarımı toprağı kullanarak sabitledim ama ellerimden alevler çıkarmadan önce " Aaron nerde?" diye sordum.

" Bilmem."

" Sen uyarıyorum. Ağzın eriyip gittiğinde konuşamayacaksın."

" Bunu yapamazsın."

" Blöf yaptığımı mı sanıyorsun?"

" Sen birini canlı canlı yakamayacak kadar zayıf birisin."

" Belki.. Ama bugün değil."

Ellerimi yüzümden çekip saçlarına götürdüm. Alevler sarı saçlarının arasında dolaşırken çığlıklar atıp altıma tepiniyordu ama gücüm sayesinde kendimi toprağa öylesine sabitlemiştim ki kıpırdamıyordum bile. Yüzüne dikkatle bakarken " Son kez soruyorum Jason! Aaron nerde?" dedim.

" Arkana bakmak isteyebilirsin çünkü orda duruyor."

Buna kanacağımı gerçekten düşünmüş olamazdı değilmi. Bu kadar basit bir oyun. Bu Jason'a göre değildi. Gülümserken " Bu kadar ucuz bir numaraya inanmam mı lazım?" diye sordum. Gülümerken " Hadi Aaron bir şeyler söyle de güzel sevgilin bana inansın." diye bağırdı.

" Orda olmadığını biliyorum."

" Sen öyle san Adena.. Şimdi sana bir şey açıklamama izin ver."

Her bir hücrem onun arkamda olduğuna inanmak istiyordu ama bakamazdım. Olamazdı. Onu buraya getirmezlerdi. Hem olsaydı da Jason böyle bir şey söyler miydi? Bir şeyler mantıksızdı. Kafam karmakarışıktı. Jason altımda debelenmeyi kesmiş bir şekilde yatarken " David tam anlamıyla bir mucit ve şu an sahip olduğum birşey var." dedi.

" Daha açık konuşacak mısın? Yoksa o mavi gözlerin kömür olana kadar seni yakmalı mıyım?"

" Sorun şu ki şu an arkanda duran sevgilin konuşmayı reddediyor. Ve bende de onun konuşmasını sağlayacak birşey var. Tek bir kelimem onun acılar içinde yere yığılmasını sağlayabilir."

ATEŞLE OYNAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin