ATEŞLE OYNAMA

Bak Yine Karşılaştık!

Tekrar onu bastırmaya çalıştığım sırada bahçe kapısında bir adamın durduğunu fark ettim. 40'lı yaşlarında bir adam orda öylece duymuş gülümseyerek bize bakıyordu. Aaron adamı görünce önce ciddileşti , suratındaki tüm kaslar gerildi. Daha sonra kocaman bir gülümsemeyle havuzdan çıkıp benim de çıkmama yardım etti ve ıslak olmasına rağmen koşarak adama sarıldı. Adamın üstüde sırılsıklam olurken o da ona sıkıca sarıldı. Yanlarına giderken Aaron gülümseyerek " Adena bu bizim yakın aile dostumuz. Ted Skyler." dedi.

" Adena.. İsmini çok duydum. Sonunda seninle tanıştığım için sevindim."

" Bende tanıştığımıza memnun oldum."

Aaron dönüp Ted'le konuşurken bende içeriye doğru yürüdüm. Gerçekten donuyordum. Oturma odasına geçip etrafa baktım. Koltuğun üzerinde iki battaniye duruyordu. Bir tanesine alıp sıkıca sarındım ve diğerini de Aaron'a götürmek üzere yanıma aldım. Kapının kenarına geldiğimde durdum. Normalde insanları dinlemezdim ama bu sefer kendime engel olamamıştım. Ted gülümseyerek " Demek Adena ve sen.." diye fısıldadı.

" Evet. O muhteşem biri."

" Belli oluyor."

" Nasıl yani?"

" Ona nasıl baktığın ve onun da sana nasıl baktığı. Her şeyi anlatıyor zaten."

" Bir yerlerde çok iyi bir şeyler yapmış olmalıyım demek ki.."

" Bir tavsiye ister misin evlat?"

" Tabiki de."

" Onu asla kaybetme."

" Bunu yapmaya niyetim yok."

" İyi. Özel biri olduğu belli. Böyle insanlar hayatta bir kez karşına çıkar. Benim de çıktı ve bak ben ne yaptım.. Gitmesine izin verdim ve şimdi herifin tekiyle beraber."

Gülümsememeye çalışarak dışarı çıktım. Battaniyeyi Aaron'un üzerine koydum. Hasta olursa onunla nasıl ilgilenirdim bilemiyorum. Üzerine koyduğum battaniyeye sonra da bana sıkıca sarılırken Ted'e dönüp " Burda mı kalacaksınız?" diye sordum.

" Ah hayır tatlım. İrina'nın yanına gidiyordum ve burda olduğunuzu söyledi. Bir uğrayayım dedim."

Aaron'a tekrar sıkıca sarıldı ve kapıya yöneldi. Ona kapıya kadar eşlik ettik. Gitmeden önce elimi tuttu ve o ana kadar fark edemediğim aksanıyla " Seninle tanıştığıma çok sevindim. Aaron yanında olduğu sürece gözüm arkada kalmayacak demektir." dedi. Bu konuşmaları bana babamı hatırlatmıştı ve onunla ne kadar uzun zamandır konuşamadığımızı. Tabi babamın onunki gibi bir iskoç aksanı yoktu. Gülümseyerek karşılık verdim ve kapıdan çıkıp hızla uzaklaşmasını izledim.

Mutfağa döndüğümüzde Aaron tezgaha yönelince " Lütfen bir şeyleri yakayım deme." diye dalga geçtim. Su kaynatıp kahve yaptıktan sonra fincanı bana uzattı. Sandalyelerden birine oturmadan önce " Üzerimi değiştirsem iyi olur." dedim. Elimdeki bardağı alıp kenara koyarken " İzle şimdi." dedi. Ona dikkatlice bakıp ne yaptığını anlamaya çalıştım. Elini üzerinde dolaştırdı ve bir anda tüm kıyafetleri kupkuru oldu. Şaşkın bir şekilde ona bakarken " Bunu nasıl yaptın!?" dedim ve denemek için elimi kıyafetlerimin üzerinde gezdirdim. Ellerimden çıkan sıcak havayı hissedebiliyordum. Tıpkı ayaklı bir kurutma makinesi gibiydim ve birkaç saniye içinde üzerimdeki her şey kuruyuverdi. Aaron sıkıca bana sarılırken " Yeteneklerinin olmasının avantajları." diye fısıldadı.

Dudaklarıma bir öpücük kondurduktan sonra telefonunu eline alırken " Gitmem lazım." dedi.

" Nereye?"