🍁kim bu adam🕵🍁

7.5K 240 72
                                    

Az önce o lanet sokakta iken
'neden bu satte evlerinde değiller?' diye söyleniyordum. Şimdi ise bu ürkütücü ve boş sokakları gördükçe 'neden hiç kimse yok?' diye söyleniyorum.

Evet ürkerek gidiyorum, nereye olduğunu ben de bilmiyorum. Ayaklarım gereken işlemi yapıyor ve beni bu bilmediğim yerlerde gezintiye çıkarıyor. Ben de kırmadan eşlik ediyorum.

Bir parka gelince boş olan banklardan birine oturdum. Bavulumuda yanıma yerleştirdim.
Şuraya kıvrılsam mı diye düşünmedim değil, ama yapamam korkuyorum.

En iyisi kulaklığı takıp telefonumdan müzik dinlemek...de...telefonum nerede?

Ahhh çıldırmak üzereyim artık gerçekten. Hayat beni sevmiyor herhalde, oysa ki onu en çok rahat bırakan sessizce kendi işiyle uğraşan kişi benim.

Kesin o Cake olacak sapık beni yere fırlatırken telefonumda düştü. Kalça cebime koyarsam olacağı bu zaten.

Bir daha oraya gitmek istemiyorum, ama gitmek zorundayım...off! Ne yapacağım ben? O Cake sapığının bile orada korktuğu kişi varsa eğer artık o korkutucu yaratığın kişiliğini bile düşünemiyorum. Aslında merak etmiyor da değilim.

Tina 'onu görürse ve yeni birine kaçması için yardım ettiğimizi duyarsa hepimiz yanarız' dediği zaman kimden bahsettiğini umursamasamda şimdi biraz merak ediyorum...
Tamam tamam bayaa merak ediyorum. Ama görmediğim kişiden bu kadar korkuyorsam , bir de görünce demek ki altıma kaçırırım.

Her neyse sanırım aynı şekilde gizlenerek gitmeyi başarabilirim.
Tekrar toparlanıp bavulumu elime aldım. Sıkıca kavrayıp yürümeye başladım.

Sokağın girişine gelince sert bir yutkunuş anı yaşadım. Ardından derin bir nefes alarak yürümeye başladım. Ve inanırmısınız hala iğrençliklerine devam ediyor bu iki şahsiyet. Yüzümü buruşturarak sessizce önlerinden geçtim.

Sürekli sapmalar olan sokakları karıştırınca olduğum yerde dikildim bir elimle kafamı karışlarken bir taraftan da geldiğim yolu hatırlamaya çalışıyordum. Sağdan mı gelmiştim soldan mı diye düşünürken ağzıma kapatılan el ve karanlık bir yere çekilmem bir oldu.

Sırtım serin duvarla buluştu. Ağzıma kapanan ele rağmen çığlık atmaya çalışıyordum bir taraftan da ağzımdaki elin sahibine vuruyordum.
Kulağıma fısıldayan ses bana tanıdık gelince sustum.

"Şttt! Şttt! Sessiz ol sakın sesini çıkarma o burada seni arıyor."

Kafamı her ne kadar dediğinden bir şey anlamasam da onaylar şeklinde aşağı yukarı salladım. Elini yavaşça ağzımdan çekince, kesik kesik fısıltıyla konuştum.

" 'o' derken? Kim beni neden arıyor?"

"Sen halâ ne diye gitmedin ha? "

"Beni yere fırlattığın için telefonumu düşürmüşüm, veya başka bir yerde düştü ama burada bir yerde düştüğü kesin. Onu almaya geldim."

Yeterince fısıldamamıza rağmen eliyle 'sessiz ol' işareti yaptı. Ben de dediği gibi yaparak biraz daha sesimi kıstım.

"Bana artık kimden kaçtığımızı söyler misin?"

"Seni görmüş ve arıyor. Eğer biri buraya girdiyse , çıkamaz. Ha olurda eğer çıkmak isterse, ölüsü çıkar."

"Kim? Açıkla artık."

"Izdırap veren"
Tıslayarak cümle kurmasına her ne kadar gıcık olsamda ben de ona tısladım.

"Çok komik."
"Ciddiydim oysaki minik!"
"İyide ben ne yaptım ki? Beni neden arıyor anlamıyorum şuan. Ayrıca bana bir daha minik deme sapık. Oradan bakınca minik gibi mi duruyorum?"
"Evet sonuç olarak benden kısa ve zayıfsın. Şimdi şu konuya gelirsek,sen ne yaptın biliyor musun minik?"
"Bilsem sormazdım değil mi ?"
"Sen bu sokağa adım attın. Dur tahmin edeyim gidecek yerin ve kimsen yok öyle değil mi?"

🍁Sen 'SAR' Ben 'HOŞ' Olurum.🕊(#1)Where stories live. Discover now