"Ah zavallı Ethan! Neyin içerisinde olduğunu bilsen hayattan bir kez daha soğurdun..." dedi kendi kendine konuşarak. Ardından kafasını kafenin kapısına doğru çevirdi. Bay ve Bayan Jones'u çıkarken gördü ve sırıtmaya devam etti. Kafasını sallayarak oradan ayrıldı.

***

Allison eve uğradığında hemen kendini banyoya atmıştı. Ilık bir duş aldıktan sonra üzerini giyinerek saçlarını yapılandırdı. Hafif ve sade bir makyajdan sonra da aynanın karşısına geçti ve kendine baktı. İyi görünüyordu. Çantasını da hazırladıktan sonra üzerine ceketini geçirdi ve hızlı adımlarla aşağıya indi. Joedan evde değildi. Haftasonu verecekleri parti için arkadaşlarıyla konuşuyor olmalıydı. Elinden geldiğince herkesi davet etmek istiyorlardı. İlk defa böyle bir şey yapacaklardı. Bu yüzden Allison da oldukça heyecanlıydı. Mutfağa geçerek püknik sepetini çıkarttı ve önceden hazırladıklarını sepetin içine yerleştirdi.

"Bardak, çatal, peçete...tabak ve...içecekler ile sandviçler. Sopalar ve su geçirmeyen örtü. İşte bu kadar!" Dedi kendi kendine. İşini bitirdikten sonra sepeti kapatıp koridora ilerledi. Çizmelerini ayağına geçirdikten sonra kapıdan dışarıya çıktı ve karşısında gördüğü manzara ile kapıyı çekerek olduğu yerde kalakaldı. Ethan karşısında duruyordu ve elinde de bir tane kırmızı gül vardı. Eliyle ağzını kapattı ve sertçe yutkunarak tümsekten indi. Ethan'ın yanına kadar geldiğinde elindeki gülü aldı ve ona doğru baktı.

"Teşekkür ederim." Dedi gülümseyerek.

"Bu da nedir?" Diye sordu Mac'in elindeki sepeti göstererek.

"Seni bir yere götürmek istiyordum. Sepetin içinde piknik malzemeleri var. Neden bu güzel günde bir piknik yapmıyoruz diye düşündüm." Dediğinde Ethan kaşlarını çatarak kafasını havaya kaldırdı.

"İyi de bugün hava yağmurlu Mac."

"Yağmurda piknik yapmayı sevmez misin yoksa?"

"Daha önce denemediğim bir şey bu..."

"Öyleyse o gün, bugün." Dedi ve elinden tutarak onu arabaya doğru ilerletti. Ethan arabanın önüne geldiğinde Mac'in elini bırakarak ona baktı.

"Araban olduğunu bilmiyordum."

"Yok zaten..bu benim arabam değil. Ağabeyim Jordan'ın arabası ama ehliyetim var. Jordan kullanmama izin de veriyor. Yani endişelenme! Başımız belaya girmeyecek." Dedi ve elindeki sepeti bagaja yerleştirdikten sonra sürücü koltuğuna geçti. Ethan'da arabanın etrafını dolaşarak ön koltuğa oturmuştu. Camı açtığında kafasını dışarı çıkarttı ve havaya baktı.

"Mac biz ıslanmayacak mıyız?"

"Neden endişelenmek yerine rahatlamaya çalışmıyorsun? Her şey kontrolüm altında. Güven bana!" Dedi ve arabayı sürmeye başladı. Ethan emliyet kemerini taktıktan sonra arkasına yaslanarak ona doğru baktı. Hafifçe tebessüm etmişti.

Nihayet Mac arabayı durdurduğunda Ethan hemen kendini dışarıya attı ve sert.e gerindi. Bir buçuk saattir oturuyorlardı ve bacakları uyuşmuştu. Mac'e baktığında çoktan sepeti almış, Ethan'ın yanına gelmişti. Ethan sırt çantasını sırtına taktıktan sonra etrafına bakındı. Ağaçların sık olduğu bir alana gelmişlerdi. İki taraf vardı ve onları ortadaki yol ayırıyordu. Buraya ormanda denebilirdi ama ormanlar onun hafızasına hep vahşi olarak yer edinmişti. Fakat burası öyle bir yer değildi. Aksine gerçekten buradan etkilenmişti.

"Hadi Ethan..buradan gideceğiz." Dedi Mac eliyle karşı taraftaki sık sğaçlık alanı gösterirken. İkisi de aynı hizada yürümeye başlamışlardı.

Ağaçların içine yeterince girdiklerinde Ethan karşısında bulduğu manzara ile duraksamıştı. Çimenlik bir alan ve karşı tarafında göl manzarası bulunuyordu.

"Tanrım bu harika!"

Mac, Ethan'ın sözleriyle arkasını döndü ve gülümsedi.

"Güneşin doğuşunu izledik. Şimdi ise batışını izleyelim dedim. Bunu yaparken bir şey atıştırmak da hiç fena olmaz değil mi?"

Ethan kafasını salladı ve Mac'in arkasından ilerleyerek çimenlerin ortasına kadar geldi. Mac sepeti olduğu yere bırakarak içini açtı ve eşyaları çıkarmaya başladı. Ethan ile birlikte yere bir örtü sermişlerdi. Ethan içecekleri ve yiyecekleri düzenlerken Mac de sepette geriye kalan sopaları çıkartarak etraflarındaki dört bir kenara sapladı. Sonrasında ise sepette son kalan eşya olan su geçirmez örtüyü çıkartarak üzerine sabitledikten sonra Ethan'a baktı.

"Vay canına Mac...sanırım sana güvenmekle doğru yapmışım." Dedi Ethan şaşkın bir şekilde ona bakarak. Mac gülümsemişti. Olduğu yere oturdu ve önündeki bardaklara içecekleri doldurdu...

Kiralık Ruhlar (TAMAMLANDI!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin