bölüm 47

18.5K 718 20
                                    

Yavuz koltukta oturmuş bakışlarını dışarıya dikmişti. Ne düşünüyordu acaba? Yavaşça yanına yaklaşıp boğazımı temizliyor gibi yapıp dikkatini kendime çektim. Bakışlarını bana çevirince bakışlarımı kaçırıp konuşmaya başladım.

Bugün kızlar ve annemlerle pikniğe gitmek istiyorum. Onları çok özledim.

Biraz bekledikten sonra ondan ses gelmeyince bakışlarımı ona çıkardım. Dikkatlice yüzümü inceliyordu. Bu bakışı beni eskilere götürmeye yetiyordu, beni bir odada tuttuğunda, sadece yüzüme bakar konuşmazdı.

Tamam hazırlan çıkalım.

Onun sesiyle düşüncelerimden ayrıldım. Gülümseyerek ona yaklaştım. Eğilip yanağından kocaman bir öpücük aldım. Elimle saçlarını iyice karıştırdım.

Yapma şunu.

Sesini duyduğum halde devam ediyordum. Elimden yakalayıp beni kucağına oturtdurdu. Eliyle saçını düzenlemeye başladı. Ben tekrar elimi uzatıp bozdum.

Sen hiç durmazmısın baş belası?

Yan tarafına uzanıp telefonu alıp bana uzattı.

Hadi ara.

Telefonu alıp ayağa kalkıyordumki bir anda yakalayıp küçük bir öpücük bıraktı dudaklarıma.

O artık senin.

Bu telefonu banamı almıştı yani? Şaşkınca onun gözlerine baktım.

Onu yanından hiç ayırma. Eğer birgün  ben olmazsam. Sen nerde olursan ol, bunun sayesinde bulurum.

Benim güvenliğim içinmi almıştı yani. Boynuna sarıldım. Gözlerimi kapatıp kokusunu içime çektim. Küçük bir öpücük bırakıp ondan ayrıldım. Elimi saçına uzattıp elimle şekil verdim.

Böyle dursun.

Kucağından kalkıp yatak odasına doğru ilerledim. Yatak odasına girince telefondan annemin numarasını girip aramaya dokundum. Kulağıma götürüp beklemeye başladım iki defa çaldıktan sonra açıldı.

Efendim.

Anne.

Efendim kızım?

Anne bugün müsaitmisin hep beraber piknik yapalım?

Olur tabiki. Hem ben seni çok özledim kızım.

Bende çok özledim anne. Sen hazırlan ben almaya gelecem seni.

Tamam bitanem bekliyorum.

Annem kapattıktan sonra, telefonu kulağımdan çekip arkadaşlarımı aramaya başladım. Sevda'nın bir sürü azarını, sevginin tiribini ve gizemin heyecanını çektikten sonra hepsini gelmeye ikna edebilmiştim. Telefonu yatağa fırlatıp gardıropa yönelip piknik için rahat birşeyler seçtim. Giyinip odadan çıktım. Yavuz piknik için gereken herşeyi salona yığmış, dış kapı açık arabaya taşıyordu. Bende elime birşeyler alıp dış kapıdan çıktım. Arabaya doğru ilerledim, elimdekileri  bagaja koydum. Zaten herşeyi taşımıştı. Bende ön kapıya doğru gidip arabaya yerleştim. Yavuz'da binince kemerleri bağladık. Yavuz arabayı çalıştırdı, yola çıkmıştık. Bakışlarımı Yavuz'a çevirdim. Bugün herzamankindan daha sakin görünüyordu. Ona biraz baktıktan sonra konuştum.

Annemide biz alıyoruz.

Bana kısa bir bakış atıp önüne döndü. Biraz bekledim ama cevap vermedi. Bu evet anlamına geliyordu. Artık mimikleriyle anlaşmaya başlamıştım.
Bir süre sonra bende önüme dönüp yolu izlemeye başladım. Arabanın kendi sesinden başka ses yoktu. Yarım saat sonra annemin evinin önünde durduk. Camdan evi izlemeye başladım. Bu ev bizim değildi, bizim ev kül olmuştu artık. Annem küçük şirin bir ev almıştı. Artık burası sadece onun eviydi. Bir süre daha baktıktan sonra annemin kapıdan elinde eşyalarla görünce, arabanın kapısını açıp indim. Yavuz benden önce inmişti. Annemin yanına gitmişti bile, elindekileri alıp bagaja yerleştirdi. Bende hızlı adımlarla anneme yaklaşıp boynuna sarıldım. Bir süre kokladım. Sonra ayrılıp koluna girip arabaya ilerledik. Arabanın arka kapısını açıp annemin binmesini bekledim. O bindikten sonra yanına bende yerleştim. Yavuz'da sürücü koltuğuna oturup arabayı çalıştırdı, yola çıktık. Kızlar piknik alanına geleceklerdi zaten.
yarım saat sonra piknik alanına varmıştık. Arabayı park ettikten sonra arabadan inip eşyaları güzel bir yere taşıdık. Hafta içi olduğu için pek kimse yoktu etrafta. Kızlar henüz gelmemişti, annemle herşeyi ayarlayıp oturduk. Yavuz közü yakmaya uğraşıyordu. Onu izlemeye başladım. Her hareketini zihnime kaziyordum, neden ona bakmaya doyamıyordum?

TUTSAK "Aşkın Esiri" (Tamamlandı)Where stories live. Discover now