bölüm 32

21.4K 841 26
                                    

Salona girdiğimde gözler benim üzerime çevrildi. Ben salona girene kadar pür dikkat beni izliyorlardı. Kardeşim Gizem'in yanından ayrılıp benim yanıma geldi. Kollarını açıp bana sarıldı. Kulağıma eğilip.

Gözlerim yollarda kaldı.

Özür dilerim hazirlanmam biraz uzun sürdü.

Çok güzel olmuşsun. Beni katil etmeyi pilanlıyorsun herhalde.

Hadi ordan geveze.

Gözümün önünden ayrılma.

Küçük çocuk gibi kafamdan öpüp gizemin yanına doğru ilerledi. Gizem'in gözlerindeki ifade tuhafıma gitmişti. Ne yani kardeşimi benden kıskanmış olamaz değilmi? Yoksa benmi yanlış anlıyorum. Bende ortada kaldım. Etrafıma bakıldığımda karşıda boş bir masa gördüm. Yavaş adımlarla masaya ilerledim. Masaya ulaşıp sandalyenin birine oturdum. Bir an önce düğünün bitmesini beklemekten başka carem yoktu. Benim yapabileceğim zaten birşey yoktu. Misafirlerin bir çoğu gelmişti. Annem ve Gizem'in ailesi gelenleri karşılıyorlardı. Düğün salonu çok büyüktü ama her yer dolmuştu. Düğün en sonunda başladı. Kardeşimle Gizem dansa çağrıldı. İkisi birbirine o kadar çok yakışmışlardıki ve o kadar çok aşkla bakıyorlardı birbirine Emir'in gözlerinden belliydi sevgisi. Ama bugün Gizemi sevemedim. Benim anlamadığım bir ifade vardı gözlerinde. Sanki tanıdığım sevdiğim arkadaşım gitmiş yerine bambaşka biri gelmiş gibiydi. Yakında çıkardı kokusu.

Merhaba.

Bir anda yanındaki sesle irkildim. Bakışlarımı sesin geldiği yöne çevirdim. Uzun boylu yakışıklı mavi gözlü bir adam  bana elini uzatmış bekliyordu ve ben ilk defa görüyordum bu adamı. Tanımadığım kesindi.

Benimle dans edermisin.

Bu kardeşimin düğünüydü. misafir gibi bir köşeye çekilip oturacak değildim. Yavaşça elini tuttum ve ayağa kalktım. Dans pistine doğru ilerledik. Herkes çift halinde dans pistine iniyordu. Bizde inince ona döndüm arada iki karış mesafe kalacak şekilde diğer elimi yabancının omzuna bıraktım. Adam bir alini elime kenetleyip diğer elini usulca belimin çukuruna yerleştirdi. dokunuşu hoşuma gitmemişti irkildim. Gerildiğim bedenimden belliydi. Yavaşça beni kendine çekti. Bundan hiç hoşlanmadım bir anda bırakıp gitmekte dikkat çekerdi. O yüzden sesimi çıkarmadım. Ama daha fazla ileri giderse olacaklardan ben sorumlu değildim. dans etmeye başladık. Bir süre sonra elinin kalcama doğru yavaşça ilerlediğini hissettim. Tam elini bırakıp havaya kaldıracağım sırada bileğimden tutuldum.

İzin verirseniz ablamla dans etmek istiyorum.

Hiçte kibar olmayan bir sesle adamı inkaz etti. Arkamı dönüp Emir'i görünce, yüzüm gülmeye başladı. Adama baktığımda beni bırakıp sert bir şekilde.

Elbette.

Adam dans pistinden uzaklaşırken arkasından öylece baktım. Bakışlarımı Emir'e çevirdim. Adamın arkasından sinirle bakıyordu. Bakışlarını bana çevirdi ve konuştu.

O adamdan uzak duracaksın.

Tamam ablacım. Hadi gel biz dans edelim.

Kardeşimin düğününde tatsızlık çıkmasını istemiyordum. Emir'de bana uyup dans etmeye başladı. Hâlâ sakinleşmemişti, elimi sertçe tutuşundan belliydi. Hâlâ o adama bakıyordu. Elimi kaldırdım çenesinden tutup yüzünü bana indirdim.

Ablacım tamam, sakinleş artık.

Artık dayanamadım sordum.

Kim o adam? Taniyormusun sen?

Artık kocamı alabilirmiyim?

Gizem'in sesiyle bakışlarımı ona çevirdim. Yüzündeki ifade hiç hoşuma gitmiyordu. Eğer gizem değilde bir başkası olsaydı yerinde, bu düğünü durdururdum. Bakışlarımı Emir'e çevirdim. Oda gizeme bakıyordu. Sanki birşeyleri çözmeye çalışır gibi gizemi izliyordu. Bakışlarımı tekrar gizeme çevirdiğimde. Emir'e bakarak gülümsüyordu. Biraz önceki yüzündeki ifadeden eser yoktu. Çok tuhaf.

Elbette, bugün sizin gününüz.

Emir'in elini bırakıp onlara arkamı döndüm.  Yavaş adımlarla masama doğru yürüdüm. Masama baktığımda o adamı masamda görünce şaşırdım. Sonra kaşlarımı çatıp ona doğru ilerledim. Masama gelip karşısına dikildim. Gözlerinin içine bakarak.

Ne istiyorsunuz?

Seninle tanışmak istiyorum. Adım can kardeşinin çalıştığı şirketin ortağıyım. Emir'i ordan tanıyorum.

Sizinle tanışmak istediğimi de nerden çıkardınız? Lütfen masamı terk edin.

Dansta olanlar adına çok özür dilerim. O kadar güzelsin ki biran kendimi tutamadım.

Ellerimi masaya dayayıp ona doğru değildim.

Yoksa rezillik çıkartırım. Size defolun diyorum.

Yavaşça masadan kalktı. Yavaş adımlarla kalabalığa karıştı.

🌸🌸🌸🌸🌸

Düğün bittiğinde birkaç kişi kalmıştı salonda. Kardeşimle Gizem'ide yollayıp annemle birlikte eve döndük. Kardeşim artık evli bir adamdı. Umarım çok mutlu olur. Ben bir duş alıp yatağıma geçtim. Bugün olanlar fazlasıyla canımı sıkmıştı. Çokta yoruldum. Sabah yeni bir güne başlayacaktım. Çizimlerimin bir çoğunu satmayı düşünüyordum. Bir dağ evi alma hayalim vardı. Onu gerçekleştirme zamanı gelmişti. Bir süre düşündükten sonra uykuya daldım. Onsuz bir günüm daha bitmişti.

🌸🌸🌸🌸

Sabah gözlerimi açtığımda ev çok sessizdi. Bugün annem uyandırmaya gelmedi beni hayret. Yavaşça yataktan çıkıp banyoya doğru ilerledim. Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Gece saçlarım ıslaktı. yattığımdan birbirine karışmış kabarmış, çok kötü görünüyordum. saçımı kaşıyarak banyodan çıktım. Odamın kapısını açıp aşşağıya inmeye başladım.

Anneeee.

Hicbir ses gelmiyordu. Salona geldiğimde kimsenin olmadığını farkettim. Mutfağa doğru ilerleyip kapıyı açtım.

Anne.

Mutfaktada kimse yoktu. Mutfak masasına kahvaltıyı hazırlamıştı annem. Nerde acaba, birde bahçeye bakayım. Güzel kızlarıyla ilgileniyor kesin. Bahçeye girdiğimde etrafa kontrol ettim kimse yoktu. Yavaş yavaş bedenimi korku kaplamaya başladı. Hızlıca mutfağa ilerledim. Eğer annem bir yere gittiyse bana not bırakmıştır. Allah'ım nolur not bırakmış olsun. Nolur ona birşey olmasın. Benim artık ne kaldıracak nede kötü şeyler yaşayacak gücüm vardı

. Mutfağa girdiğimde dolabın üzerine yapıştırılmış notu gördüm. İçime büyük bir rahatlama girdi. Notu alıp okudum.

Kızım evde birşey kalmamış, ben pazara gidiyorum. Sen kahvaltını yap bitanem. İki saate dönerim.

Gülümseyerek notu çöpe attım. Masaya oturup kahvaltıya şöyle bir göz attım. Sevdiğim herşeyi yapmış annem benim.
Kahvaltımı yaptıktan sonra mutfağı toparladım. Salona geçtiğimde, camın kırılma sesiyle karşıdaki vazoya isabet etti kursun. Korkuyla çığlığı basıp yere yattım. Evi silahlarla taradılar, kırılmadık hiçbirşey kalmadı. kafamı yerden kaldıramıyordum bile. Ellerimle kulaklarımı iyice kapatım. Hala ateş ediyorlardı. İçimden dua ediyordum annem eve dönmesin diye. Gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Silahlar sonunda durdu. Bir süre bekledikten sonra, içeri kağıda sarılı bir taş girdi. Yavaşça oturup taşı elime aldım kağıdı açıp taşı bıraktım. içinde üçtane fotoğraf vardı. fotoğraftaki resmi görünce şok geçirdim. Ellerim titremeye başladı. Resmin altındaki notu okudum.

İki saatin var...

Gecikmeden ötürü özür dilerim, biliyorum bölüm yine kısa oldu, bugünden itibaren hergün yayınlamaya çalışacağım, hepinizi çok seviyorum...

TUTSAK "Aşkın Esiri" (Tamamlandı)Where stories live. Discover now