bölüm 23

25.9K 980 20
                                    

Herkese iyi bayramlar. Bayram telaşından yazmadım. Bizleri beklettim. Medyada Mert var..

Elleriyle bağlı olduğu ipe tırmanmaya başladı. İpin bağlı olan demire elini atıp kendini yukarı çekti. Demirin üzerine oturdu. Ellerini dişleriyle çözüp yere atladı. Yanıma gelip beni çözmeye başladı. Elimi ayağımı çözdükten sonra konuştu.

Ses çıkarmadan beni takip et.

İlk önce bayıltığı adamın cebinden anahtarları alıp kapıya doğru ilerledi. Bende arkasından onu takip etmeye başladım. Kapıyı ses çıkarmadan açtı ve dışarı çıktı. Arkasını dönüp bana işaret yaptı. Gel diye. Bende yavaşça ilerleyip kapıdan çıktım. Adamlar oturmuş masaya birşeyler yiyorlardı. Birbirleriyle konuşup şakalaşıyorladı. Bizi farketmediler. Zaten baya uzakta oturuyorlardı.  Burası eski büyük bir depoya benziyordu. Dış kapısı bile yoktu. Bileğimi kavrayıp yavaşça dış kapıya doğru ilerledi. Bende arkasında yürüyordum. Depodan çıkmıştıkki Ayağım birşeye takıldı. Yere kapaklandım. Adamlar sesi duyunca bize doğru koşmaya başladı. Yavuz beni kaldırıp koşmaya başladı. Ormanlığa doğru ilerledik. Adamlarda arkamızdan geliyordu. Ormana girince ağaçlardan çalılardan zor koşuyorduk. Bir anda Ayağım kayınca dengemi kaybettim. Yavuz'la birlikte aşşağıya doğru yuvarlanmaya başladık. Aşşağıda yere çakıldık. gözlerimi açtığımda yavuz üzerimdeydi. İkimizde hızlı hızlı nefes alıyorduk. Yavuz'u üzerimden itmeye çalıştım. O andada adamlar yukardan geçiyorlardı. Kulağıma eğilip

Kımıldama.

Kafamı olumlu anlamında salladım. Adamların bizi görmeden geçmesini beklemeye başladık. Eğer kalksak yapraklar bizi ele verirdi. Ama böylede durulmazdıki. onun kokusu doluyordu burnuma. bu adamın kokusu ne olursa olsun değişmiyordu. Ellerim göğsünde, elimin altında kalp atışını hissediyordum. Onun gözleri bana çevrildi. Bana bakınca gerildiğini farkettim. Karnımda bir şişlik belirmeye başladı. bu utanç vericiydi. Gözlerini hemen benden çevirdi. Ne zamandan beri tuttuğum nefesimi dışına verdim. Bedenimi tatlı sızlama sarmaya başlamıştı. Onun erkekliğini hissetmek hormonlarımı ayağa kaldırıyordu. Bu şekilde biraz daha kalırsak farklı şeyler olabilirdi. Sesler iyice uzaklaşınca yavuz yavaşça kalktı üzerimden. Hızlıca yürümeye başladı. ben arkasından bakakaldım. Gittikçe uzaklaşiyordu. Hızlıca yerimden kalkıp arkasına koşmaya başladım. Ona ulaştım. Yanına gelip onunla yürümeye başladım. Arada bakışlarımı ona çeviriyordum. Yandan bir bakış attı bana. Neolduki şimdi tamam yola çıkınca ayrılacağım kendinden. Yolumu bulurum ben. Birlikte yola çıktık. Ondan ters yöne doğru yürümeye başladım. Arkamdan seslendi.

Nereye gidiyorsun?

Bundan sonrasını ben hallederim.

Geldiğin yere giderekmi?

Olduğum yerde dondum. Ben bizi tuttukları depoyamı gidiyordum? Allah'ım ne salağım. Ona doğru döndüğümde yoldan ayrılıp ağaçlara doğru yürüyordu. Arkasına koşmaya başladım. Ona ulaştığımda nefes nefese kalmıştım. Çok hızlı yürüyordu koşarak zor ulaşmıtım.

🌸🌸🌸🌸

Saatlerdir yürüyorduk hava artık kararıyordu. Çok yorulmuştum bir türlü dinnenmeme izin vermedi. Tuhaf sesler gelmeye başladı ormandan, hava kararınca. Tüylerim kabarmaya başladı korkudan. Yanımdaki çalı sallanınca bağırıp yavuz'a yapışdım. Kafasını yukarı kaldırıp.

Ya sabır.

Şey özür dilerim ben bir an korktum.

Yürü, başımın belası yürü.

Koluna girebilirmiyim?

Bana dönüp eğilip beni omzuna attı. Baş aşşağıya bir torba bibi tutuyordu beni. Bağırarak konuşmaya başladım.

Ne pıyorsun be? Bırak beni bıraaakkk.

Eğer susmazsan seni burda bırakırım.

Korkuyla yutkunup etrafı süzdüm. En iyisi Susmaktı. Yürümeye başladı. Karanlıktan birşey görünmüyordu zaten. Ayın ışığıyla, ağaçların gölgeleri görünüyordu. Gözüm alışmaya başladı karanlığa.

🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸

Bir saate yakın beni baş aşşağıya götürdü. sonunda durup beni bir anda yere indirdi. O kadar baş aşşağıya durduğumdan yere indirince başım dönmeye başladı. Biraz gözlerim kapalı başımı tutup kendime gelmeye çalıştım. Biraz duzelince yavaşça arkamı dönüp baktığımda. arkamda küçük bir kulübe vardı. Ben kulübeye bakarken onun sesini duydum.

Bu gece burda kalıyoruz.

Sadece kafamı salladım. Peki kapıyı nasıl açacaktı eve doğru yürümeye başladı. Evin kapısına iki omuz atıp kırdı. Şaşkınlıkla arkasından baka kaldım. Yavaşça içeri girdi. Üzerimdeki şaşkınlığı atıp bende arkasından içeri girdim. İçeri o kadar havasız kalmıştıki öksürmeye başladım. Karanlıktan birşey görünmüyordu.  Burası yıllardır kimse girmemiş sanırım. Öksürdüğüme göre heryer toz kaplıydı. Yavuz'u göremiyorum nereye gitti acaba? Birkaç ses geldi. Sanırım birşeyler arıyordu. Bir anda oda loş ışıkla kaplandı. elinde gaz lambası odaya girmişti. Onu nerden buldu acaba? Hadi buldu diyelim. Neyle yaktı? Çok tuhaf bir adam. Tuhaf değil aslında çok zeki.

odada iki tane koltuk ve ortada küçük bir masa bütün eşyaların üzeri çarşafla kapanmış. Yavuz çarşafları alıp bir kenara fırlattıp, koltuğun birisine oturdu. Ben hala ayakta dikiliyordum gözlerimi ona dikerek.

Orda öyle dikilecekmisin?

Yavaşça geçip karşısındaki koltuğa oturdum. Lambanın loş Işığı yüzünün yarısını ortaya çıkarıyordu. Diğer yarısı karanlıkta saklı görünmüyordu. Boğazımı temizleyip konuşmaya başladım.

Hala sorumun cevabını alamadım senden.

Hic vazgeçmeyeceksin deyilmi?

Derin bir nefes alıp konuşmaya devam etti.

Esra Mert in üvey kardeşi. Onu kaçıramazdı. Seni gördüler beni konuşturmak için seni aldılar. Ama tuhaf olan sana dokunmaması.
Şimdi sen söyle mert i nerden tanıyorsun?

Birav düşündükten sonra cevap verdim.

Mert'i üniversiteden tanıyorum. Aynı bölümdeydik.

Sadece kafasını salladı. Bakışlarını benden ayırıp  yavaşça koltuğa uzandı. Elinin birini kafasının altına koyup gözlerini kapattı.
Onun hayatını çok merak ediyordum. Neler yaşadığını. Görünüşe göre kolay bir hayatı olmamıştı. Vücudundaki izler açığa veriyordu herşeyi. Gün geçtikçe ona daha çok bağlanmaya başladım. Sevgim bir alev gibi çoğalıyor önüne geçemiyordum. O benim kalbimin tek sahibiydi. Onunla korkmadan her yere gidebilirdim. kalbim onu seçmişti ne kadar dirensemde onu istiyordu ve en sonunda bende kabullendim. kalbimin gösterdiği yoldan gitmeye karar verdım..

🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸

Bir süre sonra nefes alış verisi sabitlendi. Uykuya dalmıştı. İki gündür işkence görüyordu. Benim hala uykum gelmemişti. Nasıl gelebilirki boş mideyle. Oda açıklamışmıydı? Yiyecek birşeyler bulabilirmiydim acaba? Hiç sanmıyorum, en azından bir su içeyim.
lambayı alıp mutfağa doğru ilerledim. Mutfağa girip bir göz attım etrafa. Küçük bir mutfaktı. Küçük bir tezgahı vardı. Burada yaşayan küçük bir aile olması gerekiyordu. Tozlara bakılırsa yıllardır gelen yoktu. O yüzden burda yiyecek bulacağımı sanmıyordum. Dolabı açıp bir bardak çıkardım. Yok ya tozdan bunlada su içilmez. Bardağı tezgahın üzerine bırakıp, çeşmeye yaklaştım. Çeşmeyi açıp elimi uzattım. Elimden su içmeye başladım. Bir anda boynumda soğuk bir metal hissettim. tam çığlık atacaktımki eliyle ağzımı kapattı. Çırpınmaya başladım. Kulağıma sessizce.

biraz daha devam edersen kafana sıkarım.

Beni pencereye doğru sürüklemeye başladı. Tezgahın üzerindeki bardağı elimi uzatıp yere düşürdüm. Kırılma sesi evde yankılandı. bir dakkaya kalmadan yavuz mutfağa girdi..

TUTSAK "Aşkın Esiri" (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin