BÖLÜM 3 - Antik Ayinler

66.2K 3.4K 674
                                    

"Rachel da kim?"dedi Brian bana yandan bir bakış atarak. Sarı saçları dağınıktı ve mavi gözleri yorgun bakıyorlardı. Jessie'yle aynı renkti neredeyse. Antik İnançlar dersine giderken yanımda yürüyordu. Amfinin arka sıraları dolmuş, kürsüye ve tabii ki Profesör Vincent'a yakın olan kısmıysa boş kalmıştı. Yani Bay Salton'un dersinde olanların tam tersi olmuştu.

"Rachel Allister."dedim ona bakarak. "Kütüphanede gönüllü olarak çalışıyordu ve üçüncü sınıftaydı. Edebiyat bölümünde."

Şaşkınca baktı. "Neden tanımadığım anlaşıldı. Ama sen nasıl tanıyorsun bu kadar kişiyi?"

Omzumu silkerek en öndeki boş sıraya oturdum. Kitaplarını tam yanımdaki sıraya attı. Lacivert blazer ceketi ve içine giydiği krem rengi ince kazağıyla oldukça şıktı. Ve mükemmel koktuğunu da söylemeden geçmemeliyim. Ancak dünkü partinin izleri gözlerindeydi.

"Bana haber vermediğine inanamıyorum."diye homurdandı tekrar. "Angel, buradayken senden ben sorumlu sayılırım."dedi öfkeyle. Gözlerinin beyazı ne kadar da kırmızıydı.

"Uyuşturucu mu kullandın sen?"dedim kaşlarımı çatarak.

"Ne?"dedi geriye çekilerek. "Hayır. Elbette hayır. Nereden çıkarıyorsun bunu?"

"Gözlerin kıpkırmızı."

"Uykusuzum. Ve arkadaşım neredeyse öleceği için sinirliyim. Bana haber vermediği içinse kafayı yemek üzereyim!"

"Yapabilecek bir şeyin yoktu Brian. Bay Vincent gelmeden kes şunu."

"Seni koruyabilirim."dedi ve kaşlarını çatarak düşünmeye başladı. Gerçekten öfkeli görünüyordu ve bir miktar da şaşkın. Onu anlayabiliyordum. Sessizce otururken Jessie'ye mesaj attım.

-Neredesin?!

Profesörün elindeki yıpranmış çantayı parçalarcasına içeriye girişini izledim. Kravatı yamuk bağlanmıştı ve üzerinde kahve lekeleri olan gömleği buruş buruştu. Bay Vincent altmışlı yaşlarda, beyaz saçlı ve siyah kalın çerçeveli gözlük kullanan birisiydi. Antik İnançlar dersinde bize eski inanışları, törenleri, tapınmaları, bulabileceğimiz detayları anlatıyordu. Mitolojik, reel veya tamamen o halk tarafından uydurulmuş olması önemli değildi. Önemli olan bir şey bulduğumuzda, vizyonumuzun geniş olmasıydı. Şey, en azından Bay Vincent böyle söylüyordu.

"Merhaba sınıf."dedi bize bakmadan çantasıyla oynayarak. Imm... Biraz da kafayı yemiş olduğunu söylersem fazla ileri gitmiş olmazdım.

Telefonum titredi ve gelen mesaja baktım. Jessie'ydi.

-Arkandayım.

Dönüp arkama bakındım. Bileğindeki renkli bileklikleri şıngırdatarak el salladı. Brian da kime gülümsediğime bakmak için arkasına döndü.

"O neden orada?"dedi kaşlarını çatarak. Çevresine baktı. "Ah... Kevin yanında."

Önüme dönerek profesörün projektöre görüntüleri tek tek yüklemesini izlemeye başladım. Derse her zaman geç başlardı.

"Bana cevap verecek misin?"dedi fısıldayarak. Profesör sınıftaki ışıkları söndürmüştü ve ortam loştu. Projektöre yerleştirdiklerini kontrol ediyordu.

"Hangi konuda Brian?"dedim ben de fısıldayarak.

"Seni ben de koruyabilirim. O... Hormonlu gorilden yardım isteyeceğinize beni arayabilirdin."

Sesinden öfkelendiği ve kırıldığı anlaşılıyordu. "Onu ben aramadım. Jessie aradı. Ayrıca," Ona yandan bir bakış attım. "James senin en yakın arkadaşlarından."

Kurban: 13. BakireWo Geschichten leben. Entdecke jetzt