9. Bölüm

6.4K 241 10
                                    


(Multimedia=Fire)

Açıkça konuşmak gerekirse; 9 yaşında olabilirim. Ama hayır, küçük bir çocuk değilim. Sadece 4 yıldır göremediğim ablamın yanındayken bu kadar rahat ve huzur dolu olabilirim.

Evde ben adeta 'büyümüş de küçülmüş' sözünün tanımı gibiyim. Annem ve babamın saçma salak tartışmalarını takmayan ve birbirlerini suçlamalarını umursamamaya çalışan 9 yaşında bir oğlan çocuğu. "Ona bunun olması benim suçum değil Terence!" (Terıns) "Onu daha sıkı uyarabilirdin Melanie! Böylece doğruca eve gelirdi ve bizim de NORMAL bir hayatımız olurdu!" (Melani) Ardından bazı şişe ve bardakların kırılma sesleri.

Bu tartışmalar dışunda annem ve babam... Onları sizlere nasıl anlatsam ki? Madileyn ölmüş gibi davranıyorlardı. Sanki ölmüştü ve bir daha hiç geri dönmeyecekti. Sanki hiç düzelmeyecekti. Bazen, karşılarına geçip "Sizi lanet olasıca pislikler! O ölmedi ve siz bunu fark edemeyecek kadar sarhol sürtüklersiniz!" diye bağırmak istiyorum. Ve bu istekle baş etmek gündem güne daha da zor bir eylem halini alıyor.

Bana güvenmiyorlar. Evden okula ve okuldan eve... Dört duvar arasında yaşıyorum. Aynı bir kobay faresi gibi. Ama kobay faresi bile deney için arada bir dışarı çıkıyor değil mi?

Tabii bu konuda onları suçlayamam da. Ne de olsa Madileyn'in başına gelenlerin benim de başıma gelmesini istemiyorlar. Buraya kadar herşey tamam. Ama onu burada ziyarete GELMEMEK nedir? İşte bu noktada, bu yaptıkları sınırları aşıyor!

Bazen hayatın ne kadar adi ve acımasız olduğunu farkına varıyorum. Ve bazen, gündelik sorunlar, şikayetler ve sıkıntıları bir kenara attığımda düşünüyorum. Herkesin problemleri var. Bu duruma bakılacak olursa herkesin böyle yerlere kapatılması gerekmiyor mu? Niye sadece benim ablam? Neden?

Okulumdan da ayrıca nefret ediyorum. Bana türlü türlü lakaplar takıyorlar ve "sende git bir doktora görün bence" gibisinden seviyelerinin ne kadar düşük olduğunu bana birkez daha kanıtlayan laflar ediyorlar.

Ablam bana bu... bu... YERİ gezdirirken aslında halimden memnundum. Yeniden bir aradaydık. Ve vay canına! Burası oldukça büyüktü ve aynı zamanda da cana yakın gibi duruyorudu.

Yani, bir yürüyen ölüyseniz size oldukça cana yakın gelebilecek bir ortamdı.

Gülümsemeye çalışarak ablama döndüm. "Vay canına! Burada sizlere oldukça iyi davranıyorlar değil mi?" Sesimin heyecanlı ve umut dolu çıkmış olmasını umuyordum.

Bir an gülecek gibi oldu. Yüz hatları gerildi ve dudakları gülümseyecekmiş gibi bir hâl aldı. Ama bir an sonra yine eski pozisyonuna döndü.

İşin en kötü yanı ne biliyor musunuz? Onub sesini hatırlayamıyorum. Veya kahkahasını. Annem eskiden çok güler yüzlü ve konuşkan olduğunu anlatıp duruyor. Bana ne kadar iyi baktığını. Ama şu an ben bunların hiçbirini göremiyorum. Gerçekten çok acı. Çok acı.

Lütfen Bana DokunmaWhere stories live. Discover now