12'Susma veda ederken

816 150 343
                                    

Hoseok gözlerini zar zor açabildi. Başı çatlıyordu ve iğrenç bir şekilde alt tarafında ıslaklık hissetmişti.

Uyanık mıydı bilmiyordu ama öyleydi herhalde. Ve bunun onu korkutması gerekiyordu çünkü Taehyung'u görebiliyordu. Başının ucundaydı ve elleriyle saçlarını okşarken burukça gülümsüyordu. Yaptıklarından pişman olup olmadığını düşündü ve bunun onu çok üzdüğünü fark edince kendini durdurdu. Pişman değildi. İstedi ve yaptı.

"Kapıyı açacağım. Namjoon orada, onu çağır. Tamam mı?"

"Ne için?" Sesinin çıkması bir lütuftu. Boğuk ve kasvetli çıkmasını bekliyordu.

"Banyoya götürmesi için, çok fena gözüküyorsun."

Hoseok, "Sen götürsen olmaz mı?" Diye sordu. Bir kısmı hala Namjoon'u hatırlamadığından korkuyordu.

Taehyung, "Olur olmasına da," dedi ve sessiz kaldı bir süre. Hoseok neden sustuğunu anlayamadan güldü. "Namjoon'u çağır." Dedi ve birden ortadan kayboldu. Hoseok onun ortadan kaybolmasının böyle birden olduğunu öğrenince hayalkırıklığına uğradı.

Pek hayalperest değildi ama daha havalı bir kaybolma düşlüyordu.

Yorgun bedenini yatağa geri bıraktı ve Namjoon'u çağırdı. Taehyung'un neden bahsettiğini ㅡneden Namjoon'u çağırması gerektiğini anlamıştı. Onu silik görüyordu. Kendi kollarını kaldırdı ve onlara baktığında kendisini de silik görüyordu.

Korkmuştu ama Namjoon'a belli etmedi.

"Neyin var senin böyle?" Namjoon endişeyle onun yanına adımlarken sordu. Çatık kaşlarıyla elini Hoseok'un alnına koydu. "Ateşin var."

Hoseok kafasını iki yana salladı. "Üşüyorum." Diye mırıldandı.

Namjoon, Hoseok'u kaldırmaya çalıştı ve bedenini kendine yasladı.

Banyoya götürüp buz gibi suya soktuğunda Hoseok çok huysuzlanmıştı. Üstelik üstünü bile o çıkarmıştı! Hem vücudu yanıyordu hemde kızardığından bayılacakmış gibi hissediyordu.

Banyodan çıkardığında aynaya baktı ve kendini göremeyince kafasını çevirdi. O kendini göremese bile diğerleri görüyordu, bu rahatlatmaydı ve hala berbattı...

"Yoongi'i aradım, geliyor. Hastaneye geçin dedi." Namjoon üstüne bir şeyler geçirdiğinde utançtan ölüyordu. Az önce de bütün her şeyi görmüştü. "Utanma Hoseok, hastayken olur öyle şeyler." Islaklıktan bahsettiğini anlamıştı ve dudaklarını dişleyip gözlerini yumdu.

Taehyung'un ortalıkta olmaması onu delirtiyordu! 

Namjoon onu giydirirken başını ellerinin arasına aldı düşünmemek için kendini zorladı.

"Gidelim." Namjoon onu kaldırdı ve zar zor taksiye bindirdi. Üşüyordu ve Namjoon'a sokuldu. Aklından Taehyung nerede diye defalarca geçirdi ve Taehyung bir türlü gelmedi. Onu duymuyor muydu?

Hastanenin iğrenç kokusunu alırken midesi bulandı ve Namjoon onun eline bir poşet tutturdu. Kemikleri bile ağrırken acilin köşesinde oturmuş Namjoon'un geri dönmesini bekliyordu. Etrafında gözlerini gezdirdi ve herkesin silik bedenlerine baktı. Bakışlarını hızla önündeki poşete çevirdi ve umursamamak için kendini zorladı da zorladı. Bu daha çok midesini bulandırmıştı.

Doktorlar hala oturduğu yerde ona serumu takarken, Namjoon elindeki poşeti aldı. Onu acile aldıklarında Yoongi ve Jimin'de gelmişti.

Jimin yanına gelip elini tuttuğunda Yoongi ona uzun uzun baktı. Bir şeyleri anlayıp anlamadığını bilmiyordu. Yine de yanına gelip elini saçlarında gezdirdi ve üzgünce ona baktı.

52 hertz Where stories live. Discover now