23.BÖLÜM

14.3K 692 119
                                    


Aşk-ı Ala | 23.Bölüm

Ruhunu yakan şeyler vardır insanların...Mesela dışarıya haykıramadıkları yakar insanı.Söyleyemediği,içine attığı her bir cümle insanın ruhunu öldürür aslında.Kimi insanların ruhuna dokunduğunuzda simsiyah olur elleriniz,yüreğiniz...Çünkü yanmıştır ruhu,kül olmuştur!Külleridir sizin ellerinizi ve yüreğinizi karartan.Gözlerinden anlarsınız insanların yüreğinin yandığını.Gözler gülmez çünkü!Yüzdeki tebessüm değil,gözlerdeki gülümsemedir asıl mutluluk.İnsanın gözleri gülmüyorsa,bitmiştir!

Siz siz olun sakın yapmayın Baran ağanın yaptığını!Soldurmayın gülen gözleri,Neval'in ki gibi.

Güçsüz hissediyordu Neval kendini.Savaşamıyordu,yeniliyordu hayata!Gözlerinden akmak isteyen yaşlara inat gülümsedi Neval Şahzen!Omuzlarını dikleştirdi.

"Git!" Diyebildi sadece.Buna yetti gücü.Gülümsemesini yüzünden silmeden,gücünü tekrar toplayarak devam etti konuşmalarına.

"Umarım pişman olmazsın,Baran ağa!" dedi.Ona gitme demeyecekti.Gitmek isteyen adamı zorla yanında tutamazdı,gururu el vermezdi bir kere böyle bir şeye!Ama söz verdi kendine Neval,ne kadar kendini yenilmiş de hissetse ödetecekti bunları,Baran ağaya.

"Seninle evlendiğim gün pişman oldum zaten,eski yaşantıma döneceğim!Sen olmadan önceki hayatıma!" diyen Baran ağa 'kısmen' diye de geçirdi içinden.Çünkü ne kadar Neval'i sevmese de,artık evli bir adam olduğunun bilincindeydi.

Bavuluna gerekli eşyalarını koyduktan sonra doğruldu ve Neval'e doğru yürüdü.Gözlerinde hiçbir duygu barındırmazken Neval'in gözlerine dikti,gözlerini.

"Ve sen...Ben burada yokken tam bir 'Şahzen' gibi davranacaksın!Soyadıma laf getirmeyecek,aileme karşı gelmeyeceksin!"

Neval'in yüzündeki gülümseme son buldu.Kaşlarını çattı."Sen bana namussuz mu diyorsun!Ne demek soyadıma laf getirme!Ağzını topla,karın var senin karşında!Kapatman değilim ben senin!Ailene gelince,ben saygısız biri de değilim!Oradan bakılınca,annem olmadığı için öyle görünebilirim ama çok şükür ağabeylerim ve babam...öğrettiler bana saygıyı!"diyen Neval,son sözünü de söyledikten sonra arkasını dönüp odadan hızla çıktı.Boş bir odaya girip kapıyı arkasından kapattı ve kapının dibine çöküp sessizce ağlamaya başladı.Üç gündür evliydi.Sadece üç...ama onu sevmeyen kocası gidiyordu en uzağa!Tamam, Neval'de sevmiyordu kocasını,nefretleri karşılıklıydı! Neval'de istememişti evlenmeyi! Hayatları zaten oldukça zorken,Baran ağanın herşeyi daha da zorlaştırması ağırına gidiyordu Neval'in!

Yaklaşık beş dakika kadar o odada kaldıktan sonra gözlerini silip ayağa kalktı Neval.Akşam yemeği yenilecekti.Gülümsemesini yeniden suratına takınıp açtı kapıyı ve çıktı dışarıya.Avluya gitmek için merdivenlerden inerken,Baran ağanın çoktan aşağı inmiş olduğunu gördü.Kuzeni Ariya'yla uğraşıyordu.

Baran ağa,üzerindeki bir çift gözün ağırlığıyla kafasını Ariya'dan çevirip etrafına bakındı.Ardından merdivenlerden inmekte olan karısıyla göz göze gelince,sertçe bir yutkundu,Baran ağa.Gözleri ve burnu kızarmış,dudakları şişmişti Neval'in.Küçüklüğünden biliyordu Baran ağa, Neval ağlamıştı.Birden annesinin,henüz Baran ağa küçükken söylediği söz geldi aklına; 'Bir kadının ağlaması ile,Israfil'in sura üflemesi eş değerdir!Sakına sakın bir kadının gözyaşının sebebi olmayın oğlum!'

Zorlukla gözlerini karısından çeken Baran ağa,tekrar kuzenine döndü.

"Ariya,sen ne yaparsan yap.Gideceğin bölüm,işletme.Tıp'ı yapabilenlere bırak."

Ariya,kendisine alayla bakan abisine kaşlarını çattı.

"Kazanacağım,sana inat kazanacağım ağabey!"

AŞK-I ÂLA (TÖRE) #wattys2018 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin