20.BÖLÜM

14.7K 653 200
                                    

Aşk-ı Ala|20.Bölüm



"Neval,hadi kalk artık!Kızım evlenecek olan sensin,en geç kalkan da sensin!"


Narin,Rojin ve Gülay artık pes etmek üzereydiler.Neval ağabeylerinin yanında yatmıştı fakat ağabeyleri erken kalkıp halletmeleri gereken işlerin başına gitmişlerdi.Neval'i uyandırmak da bu üç kişiye kalmıştı.



"Ya tamam kalkacağım.Siz aşağıda birşey eksik mi ona bakın hadi."Neval'in yarı uykulu bir şekilde kurduğu cümle ile Rojin göz devirdi.



"Evet,aşağıda eksik birşey var!Gelin,gelin eksik!Herşey tam bir gelin eksik!"Ardından cümleyi Gülay tamamladı.



"Kocanın evinde de böyle uyuyabilecek misin acaba!"


Bu cümle ile Neval gözlerini araladı."Uyuyamayacak mıyım?"


"Uyutursa uyursun."Gülay'ın imalı bir şekilde kurduğu cümle Rojin ve Narin'in kıkır kıkır gülmesine sebep oldu.Göz devirme sırası Neval'deydi.Bir şey demeden yataktan kalktı.Elini yüzünü yıkadı ve kendi odasına gecti.Kızlar da peşinden gittiler.Neval'in gelinliği yatağın üstünde duruyordu.


"Neval hemen banyonu yap,gelinliğini giy.Kuaför de birazdan gelir."



Neval,olumlu anlamda kafasını salladı.Banyoya girdiginde kızlar da çıkmışlardı.Üstündeki kıyafetlerini çıkartıp duşakabinin içine kendini attı.Güzelce yıkandıktan sonra suyu kapatıp, sarınıp dışarı çıktı.İç çamaşırlarını da giydikten sonra gelinliginin yanına gitti.Eline alıp kaldırdı.Uzunca baktı.O sırada  daha önceden okuduğu bir söz aklına düştü "Gelinlikle kefen aynı renktir.Seçtigin insan sana bir ömür ya cenneti ya da cehennemi yaşatır." Derin bir nefes aldı.


Cenneti yaşamayacağı kesindi de inşallah ömrü cehennem de olmazdı.Korku değildi Neval'in ki zaten neden korksundu ki elbet geçecekti ölünce.


Kimi zaman zorsun,yüzün çok gülmüyor diyorlardı Neval'e,hayatın gerçek yüzünü görmeyen insanlar...Hiç acı çekmeyen,birilerini kaybetmekten korkmayan insanlar!Elbette bu durumdan Neval'de mutlu sayılır değildi ama yapabileceği birşey yoktu.Neval çoğunlukla ağabeyleriyle vakit geçirdiğinde mutlu oluyordu.Onlarla birlikte olduğunda gerçekten sevildiğini hissediyordu.Hani insanlar sevildiğini hissettiği yerde mutlu olurmuş ya,Neval'in düşünceleri de o hesaptı.Aman dedi içinden kendi kendine.Bazen kendine gerçek anlamda kızıyordu.Dünyanın dört bir yanında müslümanlar katledilirken hatta kendi burnunun dibinde -Mardinde-bile insanlar sırf bir hırs uğruna öldürülürken böyle şeyleri düşünmek,düşünüp düşünüp üzülmek daha da fazla canının sıkılmasına sebep oluyordu.



Gelinliğini yatağın üstüne bırakıp boy aynasının karşısına geçti.Üstünde sadece iç çamaşırları olduğundan vücut hatları açık bir şekilde görülüyordu.Kendini iyice süzdü.Acaba dedi içinden acaba bizim ülkemiz de Filistin gibi,Suriye gibi,Irak gibi olsaydı,sırf dini düşünceleri için insanlarımız öldürülseydi benim bu aciz vücudum,kaldırabilir miydi sevdiklerini toprağa vermeye? Sonra hemen tekrar kafasını sağa sola salladı.Düşünmek bile istemiyordu!


Sıkıntıyla nefesini dışarı verdi.Atlatılması gereken bir düğün,çekilmesi gereken bir Baran ve düşünülmemesi gereken bir gece (!) vardı önünde.Gelinliğini eline tekrar alıp giydi.Ardından kuaförün gelmesini bekledi.Kapının hızlı bir şekilde açılmasıyla sıçrayarak kapıya doğru döndü.


"Neval,kuaför geldi hazır mısın?" Narin'in sorduğu soruya kafasını aşağı yukarıya sallayarak onayladı.Kızlar aşağı indiğinde kuaför odaya girdi. Türbanını yapması için kendini kuaföre teslim etti.


AŞK-I ÂLA (TÖRE) #wattys2018 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin