7.BÖLÜM

23.5K 829 43
                                    

Aşk-ı Ala | 7.Bölüm

Kim hakeder ki üzülmeyi, sevilmemeyi, horgörülmeyi....

Kimse haketmez.

En kötü insanlar bile değer görürken bu dünyada neden güzel kalpli insanlar hep dışlanıyordu.

Hayat... Kötülerin yüzüne gülerken, neden masum insanlara arkasından gülüyordu?

Tamam tamam kabul ediyorum. Hayatın kanunuydu bu...

Yatakta bir sağa bir sola dönen Baran, elindeki fotoğrafa bakmaya devam ediyordu. Işık kısık ayarda açıktı ama yine de Baran ağanın gözlerini tam açamamasına sebep oluyordu. Ve göz kapakları neredeyse kapanmak üzereydi.

Umursamadı Baran. Elindeki fotoğraf, herşeyden daha değerliydi. Bu fotoğrafta, çocukluk aşkı ve tek aşkı vardı.

Esme vardı...

Esme'si vardı...

Baran bu zamana kadar sadece bir kıza vurulmuştu.Esme...

Ona göre en güzel kız Esme'ydi. Ama hiçbir zaman ona sevdiğini söyleyememişti. Herkes Baran ağayı çok sert olarak bilirdi. Aslında sertti de ama o içinde bir uysal tarafı her zaman olmuştu.

Ama işte herkese çıkmıyordu o taraf. Bir tek Esme'nin fotoğrafına bakarken çıkıyordu.Sesini, kokusunu hatırladığı zaman çıkıyordu.

Esme, Baran ağanın çocukluk aşkıydı. Çok masum sevmişti. Çocukluk işte. İçinde ne kadar kötülük olabilirdi ki...

Hep uzaktan izlerdi Esme'yi. O güldüğünde Baran'da gülerdi mesela...

Ağladığında, Baran'da ağlardı.Tam sekiz yaşındaydı Esme'nin tabutunu gördüğünde.Sekiz yaşında, sevdiğinin tabutunu gördü görmesine ama bir türlü yanına gidememişti. Hoca eşliğinde Esme mezara konulduğunda ve herkes dağıldığında ancak gidebilmişti Esme'sinin mezarına.

Çöktü kenarına mezarın. Baktı uzunca kendinden bir yaş büyük sevdiğini alan kara toprağa... Esme'sine...

'Kimseyi sevmeyeceğim Esme'm. Senden başka...
Kimse olmayacak hayatımda.' demişti gözünden akan yaşlara aldırmadan.

Baran ağanın aklına gelenler yeniden doldurmuştu gözlerini.Kalbinin tam ortasına bir yumru oturmuştu.Ellerini başına götürdü ve sert bir biçimde uvaladı. Elinde sadece bir fotoğraf vardı. Esme'ye ait sadece bir fotoğraf. Yıllardır herkesten saklıyordu.Baran herkese açıklayamazdı duygularını...


Esme'nin gülüşü geldi gözlerinin önüne... Sonra gözlerini kapattı ve yüzündeki ufak, masum gülümsemeyle uykuya daldı...

----


Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerini açtı. Güneş çıkmış hava aydınlanmıştı. Esme'nin fotoğrafını hala elinde tutuyordu. Sıcak bir gülümseme yayıldı yüzüne.

"Günaydın Esme'm.Bugün de sen uyandırdın beni."dedi. Sonra aklına Neval'le evleneceği, her sabah uyandığında Neval'in yüzünü göreceği geldiğinde saf bir nefret sardı her bir yanını. Kaşları çatıldı. Elindeki fotoğrafı dolabına kaldırmak için ayağa kalktı. Dolabın önüne geldi ve kilitli kutuyu açıp fotoğrafı içine koydu. Daha sonra düzgünce kilidi kapattı. Kendine takım elbise seçmeliydi. Bugün bir sürü toplantısı vardı. Tam takım elbiselerin olduğu kapağı açacaktı ki kapı çaldı.

Gür sesi ile "Gir!" dedi.

Gelen ağabeyi Şivan'dı. "Günaydın koçum. Sen daha hazırlanmamışsın." dedi Şivan odanın içine doğru yürürken.

AŞK-I ÂLA (TÖRE) #wattys2018 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin