"Sen daha güzelsin bebek." demişti o da gülerek. Aşklarına tükürem bunların.

"Vıcık vıcık ilişkiniz sona erdiyse soruyom Efe. Bora ve Yağızın arasında ki olayı anlat bana? Kankanı koruma objektif ol." demiştim efenin yüzüne bakarak.

"Sorulacak soru da bu mu yav? Bu biraz derin bir konu. Eskiden çoook yakın hatta benden de yakınlarda borayla yağız. Bende gruptaydım ama bunların evleri yani boranın da eski evi yağızın evine baya da yakındı. Yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi. Sonra Yağız birini seviyordu ama ne sevme yav! Böyle kuyruktu ama kız yüz vermiyordu boraya yavşıyordu. Bora da Yağızın sevdiğini biliyordu ve daha da uzaklaşıyordu kızdan. Sonra bir gün sırd bu kız Yağızdan kurtulmak için Yağıza iftira attı." demişti efe ve sanki hala o olayı yaşıyormuş gibi anlatırken.

"Ne iftirası?" demişti ecrin de büyük bir merakla.

"Kız bir gün geldi okula üstü başı dağınık. Yağız beni taciz etti dedi herkese. Yağızın babası eski okulumuzda öğretmen. Bunu duyunca yağızı resmen tanınmayacak hale getire getire dövdü. Üstünde sigara bile söndürdü. Bora hep yanındaydı bende yanındaydım ama bu babasından da yediği darbe yüzünden baya değişti. İşte şey yaptı." deyip biraz utansa da direk "Ne yaptı lan? Söylesene." demiştim.

"Böyle her gün kullanıp attı kızları. Sonra bora buna sürekli seni iyileştirelim falan dedi. O yok dedikçe borayla kavga ettiler sürekli. En sonda da Bora bunun ailesine laf atınca ortalık karıştı diyim. Bunlar o günden beri kedi köpek gibiler." demişti ve nefes almıştı efe.

Yani Bora arkadaşlarının hep yanında olurdu,güvenirdi ederdi. Neden yağıza böyle yapmıştı anlamış değilim.

"Miroş,bence abartma bu kadar zaten özür de diledin. Siktir et gitsin napacan yağızla boranın eski arkadaşlığını?" demişti ecrin bana bakarak.

"Ecrin bu arkadaşlık yüzünden ben bu haldeyim. Borayla bu haldeyiz. O yüzden abartma deme bana." demiştim sinirle gözümü devirerek. Yağızın yürüyüşte bizimle olduğunun bile farkında değildim ama şuan ecrinin dedikleri beni çok çok sinirlendirmişti.

"Bak,kızma ama ecrin haklı olabilir. Sen her ne kadar abartmadığını düşünsende öyle var ya miroş. Senin iyiliğin için söylüyoruz bunları. Kötü anlama sakın." dediğinde böyle nefesim daralmıştı ve alamadığımı hissettim. Gözüm zaten çoktan kapanmıştı...

...

YAĞIZDAN:

"Konuşacak durumda değilim." dediği an miray bayılacağını anlamıştım ve yere düşmemesi için direk tutmuştum. Sarı kız ecrin miydi neydi o ağlamaya başlamıştı bile ve bende direk kucaklayıp bodrumda ki en yakın hastaneye götürmüştüm. Umarım hemen iyileşirdi. Nefes almak için çırpınırken daha da tedirgin olup daha hızlı gitmeye başlamıştım. Sonunda hastaneye vardığımızda sedyeye yatırmıştım ve endişeli bir şekilde beklemeye başlamıştık..
Da? Ben niye bu kadar endişelenmiştim ki? Miray bir nevi düşman olduğum kişinin sevgilisiydi. Ama onun yüzünden bu hale gelmişti. İçimde ki ses beni sıkıştırınca daha fazla düşünmeyi kesip mirayın odasından çıkan doktora yönelmiştik ve durumunu sorduğumuzda "Aslında hastalığı öyle kötü bir durumda değil ama aşırı stresten dayanamamış. Şu bir iki gün stresten uzak tutun." demişti bize bakarak ve direk odasına geçmiştik.

Uyuyordu ama gözlerini açmak istiyordu. Ona sürekli çirkin olmamasına rağmen çirkin demek istiyordum. Uzun açık kahverengi saçları yanağının altında ki hafif çillerle ve bal rengi gözleriyle cidden çokta güzeldi. Ben ne düşünüyorum acaba? Kız bu halde sen kızı inceliyorsun yağız?

3 DELİ *2* İNTİKAM (Tamamlandı)जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें