3D*2*İNTİKAM-19

3.4K 293 24
                                    

BÖLÜMLERİ SERİ ATIYORUM OKUYUN VE YORUMLAR ATIN DA BOL BOL BENDE BOL BOL BÖLÜM ATIYIM.

HADİ ALLAHA EMANET.

MİRAYDAN:

"Hani ha-ni bilmiyordun bir şey!" diye bağırmıştı koray ve elimde ki fotoğrafı hızlıca çekip aldı koşa koşa gitmişti.

"Neyi bilmiyordun miray? Bana şu olanları anlatır mısın?" diye bora bana soru soruyordu ama aklım korayda kalmıştı.

"Miray sana diyorum!" diye bora birden bağırınca kendime gelmiştim ve bende ayrıntılı olarak yavaş yavaş her şeyi anlatmıştım.

Bembeyaz olmuştu bora ve bana bakıp "Ben zaten bu çocuğu sevmiyorum. Miray bu ne demek oluyor?! Ne demek seni seviyor?! Sikerim ben bunu!" diye bağırıp tam giderken kolundan zar zor tutmuştum.

"Dur bi hemen kızma. Onun için ne kadar zor biliyor musun söylemek. İçinde tutmak ne kadar zor biliyor musun? Ona böyle davranma. Onla konuşmayacağımı falan sanıp böyle davranıyor bora. Bırak sakinleşsin."

"Sanki normal bir şeymiş gibi konuşuyorsun miray! Oğlan seni seviyor ben de benim sevdiğim kızı seven oğlan için anlayış mı gösteriyim? Ne kadar normal!" diyip bana bağırmaya başlayınca sesi duymuş olacak ki yağmur yanımıza gelmişti.

"Ne bağırıyonuz lan birbirinize?" diye bize bakmıştı.

"Koray denen it mirayı seviyormuş. Sarhoşken onun evine gelip ona seviyorum diye bağıracak kadar. Benden de anlayış bekliyor işte noolsun ya!" diye hala bana sinirle bakıyordu.

"Anam! Koray seni mi seviyormuş! Bize niye söylemiyon Böbrek kanı!" diye kafama vurduğu an ben de ona vurup "Böbrek kanı ne lan?!" ben sarhoş sarhoş dediği için yalandır diye düşündüm de demedim." demiştim yağmura bakarak.

"Neyse miray. Bugün evden dışarı çıkmak yok. Bitmiştir koray meselesi de. O burak denen herif dolanıyordur etrafta bir de Koray çıktı başıma. Bana bak ağzına sıçarım eğer dışarı çıkarsan!" diye bağırıp ben eliyle itip eve doğru itekledi ve gitmişti.

"Senin ağzına sıçsınlar! Sarhoş diye düşünmüşmüş de bize dememiş öyle mi!"

"Yalnız ben size hala kırgınım yağmur!" diye kırgınlığımı öne sürmüştüm ama nafile. Bu kız küssekte başka bir şey olsa da benim yakamı bırakmıyor,bırakmıyorlar desek daha iyi.

"Sıçtırtma lan kırgınlığına! Ecriiiiğn! Gel gel neler kaçırdın gel!" diye benim odaya bağırmıştı yağmur.

"Noldu lan? Çınarla konuşuyordum!" diye bağırmıştı bize merdivenlerden inerek.

Yağmur da ecrine her bir boku anlattıktan sonra ecrinin dediği ilk kelime "Senin ağzına sıçsınlar." idi.

"Benim ağzıma sıçmaya da ne meraklıymışsınız lan! Tükürecem ha!" diye isyan etsem de yağmur hemen arayı kapatıp "Canlı canlı ağza nasıl sıçılır gösterebilirim. Meraklıyız ya!" diye bana imalı imalı bakınca sustum. Yapar mapar valla kokudan ölürdüm.

Düşündüğün şeye bak! Gerizekalı!

Deyince muhittin kendime gelivermiştim. Neler düşünüyorsam!

"Dur şimdi biz bu korayı napacaz? Valla yazık lab çocuğa şu an acımadım değil. O yüzden miraya direk 'ben sana bir şey dedim mi?' diye sordu. Lan kıyamam lan nasıl korkmuştur kim bilir."

deyince "Demi? Valla çok üzüldüm bende. Hani yani sizle olan kavgada bile 'siz' değil 'o' yanımdaydı benim. Ve o hasta olduğunda bile yanına gitmedim onun." dedikten sonra omuzlarım düşmüştü birden. Tabi ben böyle dedikten sonra onlarında yüzü düşmüştü. O garip hisin yerini üzüntü ve pişmanlık almıştı. Onla konuşmam lazımdı. Hemde hemen.

"Kızlar benim onla konuşmam lazım. O şu anda kim bilir neler düşünüyor ve düşüncelerinin tersini söylemem lazım." demiştim ikisine de bakarak.

"Her ne kadar bora kızsa da şimdi ne diyeceğini düşün biraz. Akşam ararız ve kapının önünde veya parkta konuşursunuz. Hadi az dinlenin lan. Sabah sabah neler yaşadık,az kahvaltı yapalım valla acıktım." deyince yağmur bana bakarak bende başımla onaylamıştım.
Kafam öyle karışıktı ki böyle annem toplamaya kalksa yarısında dinlenirdi.
Ne yapacaktım ben?

....










"Tamam sen gel kapının önüne."

"Hadi lan ben mi istiyom miray istiyor."

"Tamam hadi bay." diyip kapatmıştı telefonu ecrin ve bende ona 'ne dedi?' bakışımı atıyordum kaç dakikadır.

"Zar zor ikna ettim. Mübarek katır inadı var şu Korayda. Gelecek 5 dakkaya kapının önüne." demişti ecrin bana bakarak. Yani akşama kadar yemek yedim yemek yedim yemek yedim. Sadece ne diyeceğimi düşündüm ve kalbimin kimin için attığını düşündüm. Koray için pişman ve üzüntülü olduğum için böyleyim belki. Çünkü ben borayı seviyorum. Borayı sevmediğimi bile hayal edemiyordum. O benim en başından beri yanımdaydı. İlk başta birbirimizden nefret edişimizden tutun bana şevvalle hiç bir şey olmadığını kanıtladıktan sonra bile bana 'sen bana sensizliğinle ceza verdin,benimde cezam seninle olmak. Her şeye rağmen yanında olduğum da sana ceza olsun' deyişine kadar her daim yanımdaydı. E tabiki koray da yanımdaydı ama boraya karşı olan hislerimin değişeceğini sanmıyordum. Kalbim bu olanlardan sonra deli gibi atsa dahi.

"Ding dong!" diye bir ses geldiğinde derin düşüncelerimden birden fırlayıp kapıya baktım. Ecrinle yağmur bana bakıp "Kalbinden ne geçiyorsa onu söyle." demişti yağmur ve bende başımla onaylayıp kapıya doğru gittim. Yavaş yavaş açtığımda başı eğik ve bana zar zor bakan bir adet korayla karşılaştım. Hava açık olsa da akşamın o sert soğuğu vardı İzmirde. Koray da siyah ince bir ceket ve boynunda olan atkıyla karşımdaydı.

"Şey.. Çağırmışsın konuşmak için beni? O yüzden geldim." diye lafı geveleyince bende "Evet. Sabah ki şey için." demiştim.

Ve konuşmasına izin vermeden devam ettim.
"Sakın korkma. Senle konuşmayacak falan değilim öyle de düşünme. Sadece böyle sevmen bile çok güzel bana göre." dediğim an gözleri ışıl ışıl olmuştu.

"Ama.." demiştim ve ona bakmıştım. O ışıl ışıl olan gözler birden kapkaranlık olmuştu sanki.

"A-ama?"

"Bak bugün çok düşündüm. Hani dersin belki 1 günlük düşünmeyle nolacak diye ama kalbimin kimin için attığını,kimi görünce kalbimin deli gibi olduğunu kime bakınca kalbimin yerinden çıkacağını düşündüm ve karar verdim. Koray,benim kalbim bora için atıyor. Senin için ne kadar zor olacak hiç ama hiç bilmiyorum ama benim kalbim başkası için atıyorken kimseyi umutlandıramam ben. Hani sana git başkasını sev veya bul diyecek kadar cesaretli değilken sana beni sevmeye devam et diyecek kadar pislik biri de değilim.....-"

"Tamam. Konuşma daha fazla. Sana beni sev diye diretecek kadar şerefsiz değilim bende. Ben sadece senin kimsede olmayan masumluğunu sevdim. Borayı sevdiğini gözlerinden gördüm ama yine ben kendi kendimi umutlandırdım. Özür dilerim. Ne için özür dilediğimi bile bilmeyen biri olduğum için. Ben seni sevmeye devam edicem. Seni de beklemeye devam edicem...-"

"Bekleme beni. Hani bunu demek ne sana bunu söylemek zor ama sonuç alınamayacak şeyleri bekleyip de zamanını harcama. Elbet senin gibi seni seven biri çıkacak. Bekle ama beni değil."

"Sana sarılabilir miyim? Bari son olarak bekleyeceksem senin kokunu unutana kadar beklerim." diyip daha tamam dememe izin vermeden sarılmıştı bana sımsıkı. Ellerim havada şaşkın şaşkın etrafa bakıyordum.

Birden bora geldiği an ellerimle itmiştim korayı ve izin verememiştim daha fazla sarılmasına.

"Miray?! Noluyor burda?! Sen beni delirtmek mi istiyon miray?! İlla şu oğlanın ağ......-"

Koray boranın kulağına eğilip sadece şöyle demişti.

"Sevdiğim kişinin kokularını ciğerlerim hissetsin diye nefes almayana kadar çektim. Ve artık gidiyorum. Ona iyi bak."

3 DELİ *2* İNTİKAM (Tamamlandı)Where stories live. Discover now