3D*2*İNTİKAM-35

2.4K 230 11
                                    

SİZLERİ SEVİİREM ~

WHATSAPP GRUBUNA ALIM VARDIR VE BİTMEK ÜZEREDİR BİRDENELERİM HABERİNİZ OLSUN!

MİRAYDAN:

"Gerçekten çok özür dileriz. Yağız bir daha böyle bir şey yapmayacak demi yağız?" demişti anası oğlana bakarak. Bir gün lan bir gün de bana denk gelmesin neden ecrinle yağmur değilde ben? Yağmur öldürürdü gerçi. Ecrinin dili tutulurdu o yüzden bana denk geliyor heralde.

Yatağımın üstünde yatan oğlan bu otelin sahibinin oğluymuş ve öylesine bir odaya girip yatarmış hep. Şimdi de annesi benden özür diliyordu. Bora efenin odasındaymış ve çığlığımı duyar duymaz geldiği için oğlanı elinden zor alabilmiştik.
Daha odaya girmeden bir sorun çıkmıştı lan!

"Umrumda değil. Sen de ne diye çığlık atıyon lan ilk defa mı kaslı erkek gördün?" deyip yeni giydiği tişörtte ki kollarını kasıp bana gösteriyordu.

"İlk defa egoist bir kaşar gördüm de ona bağırmıştım." dedim muzipçe sırıtarak. Tabi ki lafın altında kaldı. Miray Yılmaz laflarıyla magmaya sokar onu.

"Neyse ne! Yürü miray odana!" diye bora bir hönkürdü bir hönkürdü megafonla konuşuyor sandım. Bir anda titrediğim için direk kapıyı yüzüne çarpmıştım. Lan kalbim çıkacaktı ha! Abooo ne biçim bağırdı haa!

Neyse ne miray. Haydi eşyalarını yerleştir de dinlen. Bugünlük aksiyon yeter. Odaya baktığım zaman boydan bir pencere birbyata bir mini buz dolabı gardırob yatağın yanında zigon bir sehpamsı bir şey ve bir kapı daha vardı orda da banyo ve lavabo vardı. Odanın renkleri mavi ve pembeydi. Yatak mavi duvarlar pembe gardrob yine mavi ve kalan eşyalar pembeydi. Çok tatlı bir odaydı lan. Eşyalarımı yerleştirdikten sonra güzel bir duş aldım ve dolaba yerleştirdiklerimden hava sıcak olduğu için şortumsu beyaz bir kapri ve çook açık tatlı bir pembe olan sıfır kol tişört giymiştim. Belimede kareli bir gömlek bağlamıştım üşürsem çıkartır giyerim diye saçlarımı da kuruttuktan sonra yüksekten at kuyruğu yapmıştım. Kısacası hazırdım. Saate baktığımda akşam 7 buçuktu. Kızların yanına gidiyim diye düşündüm ve telefonumun kabına odanın kartını tıktıktan sonra odadan çıktım ve ecrinin kapısını yumruklamaya başladım. Bağırtı sesi geldi ve birden kapı açıldı şok olmuştum lan. Ecrinin saçları şampuanlı altında bornoz sinirli sinirli bana bakıyordu.

"On saattir bağırıyom bekle miray saçımı bitiriyim diye! Geç lan içeri!" diye bora misali ecrin de bir hönkürdü. Bunlar hönkürme ilacı mı içtiler acaba?

Olabilir de sen de bağır lan anca onlar bağırıyorlar ha! Bak ben muhittin sahibine bağırttırıyormuş DEDİRTMEM!

Aynen lan! Canım muhittin beni çok seviyorsun biliyordum ya.

Lan ne sevecem? Elin sesleri laf eder diye şeyettim.

Taam taam anladım konuyu ben deyip kendi kendime kahkaha attıktan sonra ecrine döndüm. Yok ecrin! Saolsun hemen banyoya girmiş. Ben de oturam da yağmuru bekleyem diye ecrinin yatağına oturmuştum ki kapı çaldı direk. Bende kapıyı açmak için yeltendiğimde ecrinin eşyaları ayağıma takıldı ve bir güzel yere yapıştım. Bileğim burkulmuştu ve acısından kalkamıyordum lan!

"Deprem mi oldu lan ecrinin odasında?" diye bağıran yağmura o görmese de gözlerimi devirdim.

"Ben düştüm Allahın cezası!" diye de bağırmayı unutmadım. Yavaş yavaş kalkıp seke seke kapıyı açmıştım ve geri devrildim yere. Yağmur hanım ona zahmet olacak ama kaldırdıda eski yerime oturdum geri. Ecrin de banyodan çıktığında beyaz kot bir şort ve üstüne rengarenk oan askılı bir tişört giymişti. Sarı saçlarını da açık bırakmıştı. Yağmur da göbekten askılı bir tişört ve kaprimsi bir eşofman giymişti. O bu değilde hala ayağım ağrıyordu lan benim.

Bizimkiler ayağa kalkınca zar zor kalkabilmiştim ama yürüyemiyordum.

"Ben gelmiyorum siz gidin." demiştim daha fazla dayanamayaraktan.

"Odada oturacan mı boş boş? Yok lan omzumda taşırım seni gel işte." demişti yağmur bana bakarak.

"Yok yok Borada olur zaten yanımda otururum onla ben bir şey olmaz." demiştim onlara bakarak.

"E iyi bari gel seni odana götürelim." demişti ikiside omzumdan tutarak. Lan basamıyordum bile ayağıma bu ne biçim düşmüştüm ki?

Koridora çıktığımız an bora çıktı karşıma.

"Güzelim bugün ben gelemiyorum siz gidin." demişti daha biz bir şey demeden.

"Niye gelmiyon ki?" demiştim direk gözlerine bakarak.

"Teyzem burda yaşıyordu ve Yurt dışına gidecekmiş. 3 senedir görmüyorum zaten gel şimdi göriyim dedi o yüzden gitçektim siz eğlenin bugün." demişti samimi gözleriyle bana bakarak.

"E mirayda ayağını incitti o da gelmiyor." demişti Ecrin Boraya bakarak.

Bora birden endişeli bir hal aldı ve "Otursana şuraya noldu nasıl düştün? Ne diye dikkat etmiyon kendine?" deyip daha hangi ayağımı olduğunu bile söylemeden bulmuş ayağımı ve şişen yerine bakıyordu.

"Yav iyiyim ben otururum burda bulurum yav birini." demiştim onlara bakarak.

"Bora sende hiç ısrar etme git teyzeni gör ben bir yere kaçmıyom lan otururum odamda." demiştim boraya bakarak.

...











Nihayet yalvarışlı bir yarım saatten sonra borayı göndermeyi başarabilmiştim. Ve resepsiyona inip seke seke arka bahçelerinde olan kafede bir yere oturdum ve kahve sipariş ettim. Lan sırf merdivenden indiğim için bile ayağım ağrıyordu ha. Sanırsın inşaattan düştüm.

Kahvem gelmiş bir yandan yudumlarken bir yandan da sanki yıllar olmuş girmeyeli misali sosyal medya hesaplarıma bakıyordum. Karşımda ki sandalyenin çekilmesiyle irkilip oturan kişiye baktığımda otelin sahibinin oğlu sabahki odun Yağız olduğunu gördüm.

"Napıyon bayan topal?" demişti sırıtarak.

"Oturuyom bay kaşar sen napıyon?" demiştim ve sırıtma sırası da bendeydi galiba.

"Bu böyle gidecek galiba. Neyse hiç kimse yok kafede dedim ki kaslarıma hayran olan kişinin yanına geliyim dedim." deyip kolunda ki kaslarını gösteriş amaçlı bana sıkıyordu.

"Ben senin paçoz kaslarına hayran olmam. Sevgilimin olduğunu bile bile sende ki cesarete hayranım ha bu arada. Nasıl bir yüzsüzlüktür anlamadım."

"Şuan 'sevdiceğin' yanında değil ama değil mi? İstediğim gibi oturur konuşurum. İnan umrumda değil." demişti sandalyeye biraz daha yayılarak.

"Senin umrunda değil ama benim umrumda. Kavga çıkmasını ve kötü bir şey olmasını istemiyorum."

"Bence bu kadar abartma. Arkadaşça konuşmamıza da mı izin vermiyor 'sevgilin?'" demişti hala bana bakarak. Bunun derdi neydi benle anlamış değilim.

"Yav o kadar daş kız var git barlara bul birini yav kendi otelinin kafesinde müşteri sayılan bir insana sabah sabah kaslarını gösterip ŞİMDİ BİRDE BURDA OTURMAYA UTAN MIYOR MUSUN MÜNAFIK!" demiştim birden gerilip bağırarak. Münafık nedir yav? O da benim gibi düşünmüş olacak ki kahkaha atmaya başlamıştı. Tabi bende anırmaya başladım. Qardeş münafık nedir yav miray kendine gel yavrum deyip daha fazla anırırken gülmemi kesen o sesi duydum.

"Miray?"

3 DELİ *2* İNTİKAM (Tamamlandı)Where stories live. Discover now