"Sonra?"

"İki arkadaşımın arasını yaptım ehehe. Çok zor olmadı, çöpçatanlıkta mastır yaptım. Biri bana ilanı aşk etti-"

"Ne!" Birden üstünde benim olduğunu unutup sinirle doğrulmaya çalıştı, sonra vazgeçti.

"Deniz, kalk üstümden ve bana o çocuğun adresini ver."

"Saçmalama Yaşar, asla üstünden kalkmayacağım. Çok güzel kokan bir yastık gibisin."

"Bak, bu ateşli sözlerini ben sinirli değilken söyle. O çocuk kim ve ne demeye sana ilanı aşk ediyor?"

"Güzel kokan yastık, ateşli bir söz değil," dedim diğer söylediklerini duymazdan gelerek.

"Deniz, sen cidden benim sabrımı zorluyorsun."

"Hayır, ne alakası var?"

"Üstümden kalk."

"Trip mi atıyorsun," dedim gülerek. "Tamam be. Çocuk çok da yakın olmadığım bir arkadaşım. İsmi Hakan ama beni sevdiğini kesinlikle bilmiyordum. Seni sevdiğimi söyleyince üzüldü ve bana ilanı aşk etti işte."

"En azından benden haberi var. Bir dakika, beni sevdiğini sadece laf aralarında söyleyemezsin," dedi keyifli bir sesle.

"Başka ne zaman söylememi istersin?"

"Uykuluyken baya çekilir bir insan oluyorsun. Her zaman söyle."

"Demek ben çekilmez bir insanım normalde," dedim sinirle, üstünden kalkmaya çalışarak. İzin vermedi ve beni daha çok kendine çekti.

"Eh,  ne yapalım. Başka türlüsü bana yakışmazdı zaten."

Uyku falan kalmamıştı, pislik herif. Madem ben çekilmezim, gelme o zaman yanıma.

"Beni seviyor musun Yaşar, doğru söyle." Konuyla da amma alakalı Deniz, helal olsun. Yüzümü göğsünden kaldırıp kendine yaklaştırdı, elimi tutarak kalbinin üstüne koydu.

"Cevap veriyorum," diyip dudaklarımızı birleştirdi. Kalbi en az benimki kadar hızlı atarken tutkulu bir şekilde öpüşmeye devam ettik. Bir süre sonra ayrıldığımızda,

"Herhalde cevabını almışsındır," dedi kısık bir sesle.

"Tutkulu bir cevaptı."

"Sana daha tutkulu cevaplar verebilirdim ama dua et ki ikimizin de uykusu var."

Güldüm, madem öyle uyusak daha iyiydi.

"Öyleyse benim odama gidelim."

"Beni yatağa mı atacaksın?"

"Hı hı," dedim alayla. "Hadi gel." Ayağa kalktığımızda beni kucağına aldı, bacaklarımı beline doladım ve beni odama kadar götürdü. Sırtım yatakla buluştu, kafasını boynuma gömdü. Bacaklarımı belinden ayırdım ve ben de boynunu koklamaya başladım. Allahım, daha ne kadar güzel kokabilirdi?

Evet ama erkek milletini şımartmaya gelmez. Bugünlük kotasını doldurdu Yaşar bey.

Benim erkeğim, sana ne oluyor?

Aynı kişiyiz mal. Adamı kendinden kıskanacak duruma mı geldin? Vah vah. Delirmiş besbelli.

"Deniz?"

"Efendim?"

"Seni seviyorum." Kafasını kaldırıp gözlerimin içine bakarak söylediğinde nedensizce duygulandığımı hissettim. Uzanıp dudaklarını öpmeye başladım. Ağzını açınca bu sefer ben dilimi içeri daldırdım ve güzel ağzını talan ettim. Alt dudağımı emmeye başlayınca inledim. O işin farklı boyutlara ulaşmasını engellemek için dudaklarımızı ayırdı ve üstümden kalkıp yanıma uzandı.

Aşkın Ritmi #Wattys2017 Where stories live. Discover now