Bölüm 9'2"

6.3K 167 24
                                    

Bazen bazı ayrıntıları atlıyorum, eğer düzenlemeye alırsam hepsini düzelteceğim.

Geçen bölüm daha uzun olacaktı ama yetişmedi. Devamı da burda.

Bir de baya yorum oldu ya ♥♥♥ hepinize çok ama çok teşekkürler ^-^ Süpersiniz!

Bir şey soracağım. Çok sevmediğim bir şey ama Yaşar'ın ağzından bir bölüm yazmamı isterseniz yazabilirim.

Benim kitabım da çok klişe farkındayım, zaten amacım biraz da buydu( ama kötü çocuk hikayesi yazmaya içim elvermediği için Yaşar böyle bir şey oldu) şimdi Wattpad'in geleneksel oyununu oynatmazsam çok ayıp olur diye düşündüm ve şişe çevirmece oynattım onlara :D

Okunma da azalıyor sankim. Neyse sizinle mutluyum napalım böyleymiş alın yazımız

Uzatmadan...

Bölüm Şarkıları:
Shakira- Whenever, Wherever
Sezen Aksu- Erkek Güzeli

"Hadi siz inin, ben de arabayı parkedip geleyim," dedi Yaşar, Tunca Cafe'nin önünde durarak. Sevgi ve Orhan indikten sonra, ben de tam iniyordum ki,

"Kardeş meselesinin hesabını soracağım," demesini es geçiyorum şu anda. Çünkü çok korkunç bir şekilde demişti. Koyu gözleri kötülükle parlıyordu.

Neyse.

Sevgi ile Orhan yanyana, ben ise tam Orhan'ın karşısına oturduktan çok sonra bile Yaşar aramıza katılmamıştı. Onu beklerken ağaç olmamızın dışında pek bir aksiyon yaşamamıştık. Tabiî Sevgi'nin seri katil bakışları da var, ama onu da es geçiyorum çünkü yeşil gözleri baya korku uyandırıyordu. Yaşar, nasıl cesaret ediyordu anlamıyordum.

Neyse.

Neyse, neyse, neyse.

Ay! Bu gerici sessizlik beni öldürecekti, Orhan'dan bile ses seda çıkmıyordu. Sevgi ayağını gürültüyle yere vuruyor, her vuruşunda Orhan üç metre yukarıya zıplıyordu. Göz göze gelince parmağını boynunun üstünde kesercesine gezdirdi.

"Ee birşeyler sipariş etsek mi artık," diye sordum çekinerek, elimi masanın üstüne koyup geri çektim. Sonra tekrar bıraktım.

Sevgi babası gibi boynunu gıcırdata gıcırdata kafasını bana çevirdi,

"Ne dedin," diye sordu fırtına öncesi sessizliği andıran bir sesle.

"D-dedim ki-ay! Baya gerildim. Sevgi'ciğim, bir şey mi oldu? Geriyorsun bizi de," dedim aynı anda elimi yelpaze yapıp yüzümü havalandırarak.

"Resmen Küçük Mahmut..." dedi fısıltıyla Orhan, kendimi sıkıp gülmemeye çalıştım ama Sevgi'nin çatık kaşları görüş alanıma girince boğuk bir kahkaha ağzımdan fırladı.

Orhan ise kahkahalarla arsız arsız gülüyordu,

"Gülün gülün! En sonunda ben güleceğim," dedi Sevgi ve yumruğunu aldığı gibi masaya vurdu. Orhan'dan çıktığını düşünmek istemediğim tiz bir çığlık kulaklarıma ulaştı. Allah'tan bahçede oturuyorduk da kimse görmemiş ve duymamıştı.

"Bu Yaşar nerde kaldı," diye sordu Orhan çekine çekine. Altına kaçırsa yeridir diye düşünmeden edemedim.

O kadar da değil, abartma.

Senin de tatillerin ne kısa sürüyor. Bir kurtulamadım.

Benden kurtuluş yok.

Kesin öyledir. Açığını kolluyorum kızım!

Aşkın Ritmi #Wattys2017 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin