Bölüm 23

2.6K 107 16
                                    

Bol bol yorum yapın bebekler...

Edit: teşekkür etmeyi unutmuşum, her bölüm en çok yorum yapana teşekkür edeceğim artık. Sahurec gerçekten teşekkür ederim, öpüldün.

Cansu ben taksideyken arayınca şansıma küfrettim. Hayır eve gelmeme kalmış bir kaç dakika ama kız beni azarlamak için arıyordu.

"Deniz, Heyzenberg Bar'dayız. Hemen gel." (Böyle bir yer var bilmiyorum az önce uydurdum.)

"Uzun zaman sonra gece gezmelerine mi çıktın," diye sordum rahatlayarak. En azından başka dertleri vardı ve beni unutmuştu.

"Ben, Ebru, Hakan ve Murat çıkmıştık aslında. Sonra Hakan, Taner'i de çağırayım dedi. Ben de onu aforoz edemeyeceğimizi söyledim ama şimdi çok tedirginim. Gelirsen iyi olacak."

"Tamam be. Şimdi geliyorum. Geri dönün lütfen." Son sözümü taksiciye ithafen söylemiştim. Telefonu kapatınca adama yeri tarif ettim. Cansu bitirmişti işte, ne diye bu konuyu sorun ediyordu ki kendine?

Telefonum tekrar çalmaya başlayınca oflayarak cebimden çıkardım. İlhan arıyor... yazıyı görünce afalladım, ne yapacağımı bilemez durumdaydım.

"Efendim canım kardeşim," diye açtım telefonu ama o bir çocuk değildi ve benim doğallıktan uzak halimi anlardı.

"Biz finaller, vizeler, cartlar curtlar bitince eve gelip gelmeyeceğini merak ettik." Birbirimize biraz yabancı gibiydik fakat o evde adam akıllı sevdiğim tek kişi küçük kardeşimdi, onu kendimden uzaklaştırmamalıydım.

"Gelmeyeceğim ama seni çok özledim."

"Biz de özledik."

"Yalanın batsın," dedim gülerek.  "Babamın beni özlemediğini adım gibi biliyorum. Beni mutlu etmek için söylüyorsan sana tüm içtenliğimle söylüyorum, umrumda değil. Annemle babamın beni özleyip özlemediği inan ki umrumda değil." Doğruydu.

"Ben senin umrunda mıyım?"

"Bu nasıl laf İlhan? Sen benim bu dünyada tek hediyemsin. Seni nasıl umursamayabilirim?"

"O zaman gel abla. Sana ihtiyacım var." Abla demenden belli oluyor zaten merinos.

"Sen gelemez misin İlhan? Benim para kazanıp babamın parasından, desteğinden kurtulmam lazım. Bu lafları etmem kolay, önemli olan onların arkasında durabilmek. Bunun için de çalışmam gerekiyor. Sen gel yanıma kardeşim olmaz mı? Doğum gününü de kutlarız."

"Aslında olur, deniz görmüş olurum. Ankara'da insan yazını geçirmek istemiyor. Hem babam ne kadar pişman olmuş olsa da eskisi gibi. Senin başında durmam onun çok hoşuna gidecek."

"Tamam canım benim. Benim şimdi işim var, bir ara ayrıntılı konuşalım. Görüşürüz."

"Görüşürüz, kendine iyi bak."

Beklediğim kadar hüzünlü bir konuşma olmamıştı. Onları arayıp sormamama kızmamıştı. O hep içine kapanık ve yaşından daha olgun bir insan olmuştu zaten. Siyah, kıvırcık saçları ve hüzünlü kahverengi gözleri vardı. Hatırlıyorum da küçükken gözleri bu kadar hüzünlü bakmıyordu. İşte babama bu yüzden çok kızgındım, benim hayatımı karartmakla kalmamıştı. Aynı zaman da İlhan'ı da yakmıştı.

Taksiciye parasını ödedikten sonra tekrar paramı kontrol ettim, oldukça az kalmıştı. Ama bu sefer babamın gönderdiği parayı almayacaktım, iki üç hafta sonra sınavlardan kurtulacak ve bir kitapçıda işe başlayacaktım. Çok yüksek bir maaş almayacaktım ama beni bir süre idare edecekti.

Aşkın Ritmi #Wattys2017 Where stories live. Discover now