Bardan içeri girdiğimde gözlerimle bizimkileri aramaya başladım. İşte, görmüştüm. Cansu ağır ağır içkisini yudumluyordu, aynı zamanda Murat ve Hakan ile sohbet ediyordu. Bir köşede Ebru ve Taner de gülüşerek acayip bir dans ediyorlardı.

"Herkese selam," dedim ve bir sandalyeye oturdum.

"Geleceğinden haberimiz yoktu," dedi Hakan, gözlerinde bir parıltı vardı.

"Benim de yoktu, ta ki Cansu arayana kadar." Cansu keyifle güldü.

"Nasılsın Deniz," diye sordu Murat. Açıkçası onunla pek aram yoktu, gülümseyerek onun da hal hatırını sordum. Zaten Cansu ve Ebru dışındakilerle çok da iyi sayılmazdım. Hakan ile Taner ile tanışmıştık ve samimi olmuştuk. Murat, Sinem"in arkadaşıydı falan filan.

"Oooo kaçak!" Sinem'in söylediğiyle gülmeye başladım. Taner ile de selamlaştık.

"İyiyim, sen nasılsın canım arkadaşım," dedim Ebru'ya kinayeyle.

"Bana hiç öyle bakma, sonuçta iki üç haftadır arayıp sormuyorsun. Belki de daha uzun bir süredir?"

"Hah, sen arayıp sormuş oluyorsun yani?"

"Kızlar, bu tartışmayı sonraya saklasanız? Kız tartışmaları biri fedakarlık yapıp durdurmazsa asla bitmez."

"Aa öyle mi Murat, kaç tane kız da deneyimledin bunu?" Ebru sinirle çıkışınca gülmeden edemedim.

"Tamam ya, ben Ebru'yu affediyorum. Büyüklük ben de kalsın."

"Manyak," dedi Ebru da gülerek. Bir ara onun Murat'a niye böyle çıkıştığını da soracaktım, şimdilik susmaya devam ettim.

"Tatilde ne yapıyorsunuz, anlatın bakalım."

"Benle Deniz burdayız sanırım."

"Sen gitmiyor muydun Cansu?" Öyle biliyordum çünkü.

"Benim baya bir çalışmam lazım. Bu dönem biraz saldım, kendimi toplamam lazım."

"Kızım topu topu üç gün dersin ya var ya yok. Nasıl salmış olabilirsin?"

"Her zamanki performansım değildi. Bir de evi tadilata alıyormuş bizimkiler. Tüm evi dekore edecekler, ben orda çalışamam."

"Hepi topu bir kaç hafta sürer."

"Yaz tatili dediğin 12 hafta zaten. Bir kaç hafta çıkarsan ne kalıyor ki elinde."

"Sen çıldırmış olmalısın," dedi Taner ve noktayı koydu. Cansu biraz şaşırdı ama arkadaşça bitirmiş olmaları memnun olmasını sağladı.

"Sizi bilmem ama benim evim zaten Antalya'da, yani tatil cenneti. Her yazım müthiş geçiyor, bunun da diğerlerinden farkı olmayacak."

"Antalya'da bisiklete binsen selenin izi çıkar Ebru ama güzel yer. Hakkını yiyemem."

"Ve ben de yazımı kitapçıda çalışarak geçireceğim." Bunu söyleyince sohbet birden kesildi ve tüm yüzler bana döndü.

"Sen Cansu'yu da geçtin."

"Para kazanmam lazım. Bu saatten sonra baba parası yemek istemiyorum."

"Sene içinde part time çalışsaydın yazını feda etmek zorunda kalmazdın. Yeni mi akıllandın?"

"Bakın gençler, bu yazı feda etmek falan değil. Kitapçıda çalışacağım ve istediğim kitabı okuyacağım, ayrıca Yaşar da burda-"

"Yaşar da kim oluyor," dedi hayal kırıklığı içinde Hakan. Bu konudan sadece Cansu'nun haberi olduğunu unutmuştum ama kimseden çekinmezdim. Bu yüzden anlatmaya çalıştım.

Aşkın Ritmi #Wattys2017 Where stories live. Discover now