*28*

21.1K 706 125
                                    

Yutkunamıyordum.
Arabadan inen kişiye öylece bakarken sürücü koltuğundan inen kişiyle şok üstüne şok yaşıyordum. O nasıl yardım ederdi buna? Gözlerimin yanmaya başladığını hissettiğimde arkamda hissettiğim güvenilir bedene yaslandım. Kaskatı kesilmişti. Doruk'un kolları bedenimi sararken tutunacak dalıma sımsıkı sarıldım. Topuklu ayakkabıların çıkardığı ses gitgide yaklaşırken gözlerimi kapattım. Durmasını istiyordum. Dursun ve gitsin. İçimdeki öfke harlanan ateş gibi çoğalıyordu. Eğer gitmezse onu yakıp kavuracaktı.

"Kızım..."

Titrek bir sesle söylediği o küçük kelime onun ağzında o kadar emanet duruyordu ki... Gözlerimi öfkeyle açarak beni dolu gözlerle izleyen kadına baktım. Anneme(!)

"Kızım? Kızım mı? Cidden mi? Bu kelimeyi kullanacak kadar ANNE olduğunu düşünüyor musun cidden? Haketmediğin kelimeleri kullanma Selin Özgür. Ağzına yakışmıyor."

Annemin hıçkırıkları boş sokakta yankılanırken ona düşmesin diye destek veren Utku'ya nefretle baktım. Nasıl onu buraya getirirdi? Hala aklım almıyordu.

Annem yaşlardan ıslanmış suratını silerek sakinleşmeye çalışıyordu. Bana buruk bir gülümsemeyle bakıp boğuk sesiyle konuşmaya başladı.

"Anlaşılan bu delikanlı sana hiçbir şey anlatmamış. Ne söylesen haklısın. Ama.... Öfkeni kusmadan önce gerçekleri bir dinlesen?"

Gözlerim yavaşça Utku ile bakışan Doruk'a kaydı. Burada herşeyden habersiz olan bir tek ben miydim?

"Neyden bahsediyor?"

"Bulut içeri gir. Selin hanım sizde gelin lütfen"

Kaşlarımı çatarak Doruk'a baktığımda beni kolumdan tutarak içeriye sürükledi ve koltuğa oturdu. Beni de yanına çekerek annemin ve Utku'nun da gelmesini bekledi. Sonunda herkes minik salonumuzda yerini alırken Doruk konuşmaya başladı.

"Selin hanım buraya gelerek kızınızı nasıl bir tehlikeye attığınızın farkındasınızdır umarım. İzleniyorsanız eğer, bizi bulmaları an meselesi."

Annem Doruk'a anlam veremediğim bir özgüvenle bakarken Doruk yüzündeki ifadesiz tavrı bozmamıştı. Sinirlerime engel olamayarak konuşmaya başlamıştım.

"Zaten amacı da bu değil mi? Beni zorla evlendirecek olan bir anneyle konuşuyorsun Doruk. İzlenmiyor. Adamları zaten kendisi getiriyor."

Annemin yüzü anında değişirken bana kırgın gözlerle bakmaya başladı.

"Daha olanları bilmiyorsun kızım. Bırak da anlatsınlar. Ayrıca bak oğlum Vedat şuan davayla uğraştığı için kafasını kaşıyacak vakti yok. Zira ona öyle suçlamalar sundum ki altından kalkması imkansız. İzlenmediğime eminim."

Doruk annemi başıyla onaylarken ben bu söylenenleri anlamlandırmaya çalışıyordum. Bir dava olduğunu zaten radyodan duymuştum ancak bu davayı annemin açtığına inanamıyordum. Annem bana göre pasif bir kadındı, sözü fazla dinlenmezdi, fikri alınmazdı, içine kapanıktı. Birini üzmeye korkardı ve bu yüzden çok üzülürdü. Peki ben bunları bile bile nasıl ona bu kadar sert davranıyordum?

"Bulut annen Vedat Özgür'e dava açtı. Elinde anlaşmanın maddelerini içeren amcanın ve evlendirileceğin adamın yani Kerem Atılgan'ın imzası bulunan evraklar var. Bu evraklarda apaçık bir şekilde senin üzerine ortaklık kurulduğu yazıyor. Ayrıca anneni de sahte bir evlilik olacağına dair kandırmışlar ve amcan babanı tüm mal varlığına el koymakla tehdit etmiş. Annende bunun ses kaydı da var. Anlayacağın amcanın ve o şerefsizin bu davadan kurtulması imkansız."

SadistWhere stories live. Discover now