*26*

23K 732 545
                                    

MERHABA CANLARIM👋 BÖLÜM BU KADAR GECİKTİĞİ İÇİN ÇOK ÜZGÜNÜM AMA TABLETİM KIRILDI. HALİYLE BÖLÜM YAZAMADIM. UMARIM BENİ ANLARSINIZ. BU BÖLÜMÜ BİRAZ UZUN TUTTUM RAHATSIZ OLACAĞINIZ KÜÇÜK BİR YER VAR UYARI YAPTIM. HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUM❤😘😍

Seni seviyorum?

Kulaklarım sağır olmuştu diğer seslere. Bu iki kelimenin verdiği şaşkınlık beynimde adeta bir deprem etkisi yaratmıştı. Doruk Güner beni seviyordu? Hadi canım! Duygusuz bir sadist beni seviyordu öyle mi? Kalbimdeki sevinç o kadar fazlaydı ki nefes almakta zorlanıyordum. Ve hayatımda ilk defa gözyaşlarımı mutlulukla bıraktım. Aşık olduğum adam sonunda beni sevdiğini söylemişti. Bu hissin tarifi yoktu. Hıçkırarak boynuna sarıldığımda kolları beklemeden belimi kavradı ve benimsin der gibi bedenimi sahiplendi. Dudakları saçlarımın arasında gezinirken gözlerimi yumup bunun bir rüya olmaması için yalvardım. Çünkü ne zaman böyle güzel şeyler olsa ya benim hayal gücümün bir eseri oluyordu ya da sonu hüsranla bitiyordu. Doruk beni kendinden birkaç milim uzaklaştırdıktan sonra yüzümü ellerinin arasına aldı ve gözyaşlarımı sildi.

"Ağlamanı istemiyorum Bulut. Mutluluktan olsa bile"

"Elimde değil hayatımdaki en güzel gün bu gün gibi"

"Sana sözveriyorum hayatında daha güzel günler olacak. Ve hepsinde yanında olacağım. Şimdi gitmeliyiz"

Başımı salladım. Ona herkesten çok güveniyordum. Dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktıktan sonra arabanın kapısını açıp binmem için işaret verdi.

**

Bir apartmanın önünde durduğumuzda arabadan etrafı izlemeye başladım. Küçük bir mahalleye gelmiştik. Etrafta küçük büyük eski yeni karışık evler vardı. Mimarisi ise gerçekten kötüydü. Ama bunların hiçbiri umrumda değildi. Çünkü yanımdaki adam bulunduğu her yeri mükemmel gösterecek güzellikteydi.

"Böyle bir yer tutmak istemezdim ama elimizdeki para bizi ne kadar idare eder bilmiyorum."

Ona bakıp gülümsedim. Yüzünde mahçup bir ifade vardı. Beni güzel bir yere götürmek istediği belliydi zaten.

"Umrumda değil. Yanımda sen varsın"

Bu sözlerimden sonra yüzünde gerçek bir gülümseme belirdi. Çok güzel gülüyordu.

"Hadi o zaman aşk yuvamıza gidelim"

Arabadan çıktığında küçük bir kahkaha atıp peşinden indim. Elimi tutup önümüzdeki üç katlı binaya ilerlemeye başladı. Bina en yeni görünen binalardan biriydi. Fena sayılmazdı aslında.. Doruk kapıyı açıp girişteki ilk kapıya yöneldi. Eh! Girişte olması pek güzel sayılmazdı.
İçeriye girdiğimizde evin eşyalı olması beni şaşırtmıştı.

"Bunları ne zaman aldın?"

"Ben almadım ev eşyalarıyla birlikte satılıyordu bende fırsatı kaçırmadım"

Ev iki kişiye yetecek büyüklükteydi. İki odası ve diğer odalara oranla daha büyük olan bir salonu vardı. Doruk yatak odasını göstererek pis bir sırıtış sergiledi.

"İşte yatak odamız karıcığım. Burda aşkımızın meyvelerini yetiştireceğiz."

Karnına sıkı bir dirsek atıp gözlerimi devirdim.

"Çok beklersin kocacığım. "

Doruk üzerime gelmeye başladığında kendimi iyice kapıya yasladım. Bana çok garip bakıyordu.

"En son ne dedin sen? Tekrar et"

"Hiçbir şey demedim Doruk. Çekilirmisin lütfen"

Bu kadar yakın olması nefes almamı engelliyordu ve o da bundan etkilendiğimin gayet farkındaydı. Dudaklarımızın arasında çok az bir mesafe bıraktı ve tekrar sordu.

SadistWhere stories live. Discover now