Her Şeyi Hatırlıyorum

1.2K 71 7
                                    

Gözlerimi ormanda açtım.Ben buraya nasıl gelmiştim.Eminim ki o şizofren rüyalarımın içindeydim..Kesinlikle kafayı yiyordum. Her yeri sis kaplamaya başlamıştı.Sonra sislerin arasından sarışın bir kızın bana doğru geldiğini gördüm.Aman Tanrım sislerin arasındaki sarışın kız bendim.Kendimi görüyordum.Kesinlikle tedavi olmalıyım.Etraftaki sisler bir anda kaybolmaya başladı.Ve onu gördüm.Bu Klaus’tu.Kendime tekrar baktım.Alnımda yeni iyileşmeye başlamış yara izi vardı.Boynumda morluklar...Birinden güzel dayak yemiş olmalıyım.Klaus'la ikimize baktım.Kesinlikle çok uyumluyduk.Uyandığımda bunu ona söylemeliydim.

Klaus birden durdu.Alnımdaki yaraya dokundu.Aslında rüyamdaki bene dokundu.Bu çok garipti.

“Hepsi benim yüzümden Caroline.” Dedi.Parmaklarını yaramın üstünde gezdiriyordu.

“İkimizde “biz” olmanın kolay olmayacağını biliyorduk Klaus.” Dedim gözlerinin içine bakıyordum.

“Buna daha fazla katlanamam Caroline.Senin daha fazla acı çekmene katlanamam.” Gözleri dolmuştu.Hadi ama Klaus ağlarken bile yakışıklı olmak zorunda değilsin.Bana sarılıyordu.

“Seni seviyorum Klaus şu an tek bildiğim bu.”Kendimi ondan geri çekmiştim.Büyük bir ihtimalle bende seni seviyorum Caroline demesini bekliyordum.Ama hiçbir şey demedi.Sadece gözlerimin içine bakıyordu.

“Caroline bunu daha fazla yapamam.” Beni terk ediyordu.Bu rüyadan hemen uyanmak istiyorum.

“Beni terk mi ediyorsun Klaus.” Demiştim.Bu bir soru değildi.Cevabı ikimizde biliyorduk.Aslında üçümüz.Yanağıma küçük bir öpücük kondurdu.

“Hepsi senin için Caroline senin iyiliğin için.”

“Gidiyorsun çünkü zayıflıklarının üstesinden gelmek zor geliyor .” Hadi ama bir şey söyle Klaus.Beni sevdiğini söyle gitmeyeceğini söyle.Hiç bir şey söylemiyordu.Sadece beni geride bırakıp yürümeye başlamıştı.Onu kollarından tuttum

“Eğer beni terk edersen Klaus senden sonsuza kadar nefret ederim” gözlerimden yaşlar süzülüyordu ve tek ağlayan ben değildim.Klaus’ta ağlıyordu.

“Aslında Caroline geri kalan hayatında beni hatırlayacağını sanmıyorum.” Dedi ben söylediklerinin ne anlama geldiğini anlamaya çalışırken o çoktan ortadan kayboldu.

Olduğum yere çökmüş ağlıyordum.O sırada ağaçların arkasından Madison’u gördüm.Bana doğru geliyordu.

“Madison burada ne işin var.” Dedim ağlayan gözlerle ona bakıyordum.

“Özür dilerim Caroline.Ama bunu yapmak zorundayım.”

“Neyi yapmak zorundasın Madison.” Telaşlanmış gibi gözüküyordum.O anda ikimizde olanları çaktık.İkimiz derken yani ben.Klaus aklımı mühürlemesi için Madison’u buraya göndermişti.Onu unutmam için.Her şeyi….

“Lütfen Madison yapma onu unutmak istemiyorum.Lütfen.” ağlıyordum.“Madison lütfen lütfen.”” Oldum yerden doğrulmaya çalışıyordum.

“Üzgünüm Caroline.” Dedi.Acaba gerçekten üzülüyormuydu?.Acı içinde yerde kıvranıyordum.Bir şey yapmalıydım.Acı çekiyordum.Ama yapamazdım hologramdan başka bir şey değildim.

“Caroline direnme.Lütfen işleri benim için daha zorlaştırma.” Ağlıyordum çığlık atıyordum.Birinin beni duyması için.Herhangi biri. Ama kimse gelmedi.Her şey birden kararmaya başlamıştı.Boşluktaydım.Ama her şeyi hatırlıyordum.

“Caroline buradayım.” Diyen Matt’in sesini duyuyordum sadece.Gözlerimi açtım bulanıkta olsa Matt’i gördüm.

“Caroline iyi misin?” diye sordu.Evet anlamında kafamı salladım.Ama değildim.

“Hatırlıyorum Matt her şeyi.” Dedim kısık bir sesle.Şiddetli öksürük krizi yerini şiddetli boğaz ağrısına bırakmıştı.

“Neyi hatırlıyorsun Caroline.” Diye sordu.Anlam vermeye çalışıyordu.Matt’in kolundan destek alarak kalkmaya çalıştım.

“Caroline yatsan daha iyi olacak.” Ahh Matt ben bundan sonra daha iyi olacağımı düşünmüyorum.Hatırladığım tek şey Klaus’un kendini unutturması değildi.Acı hayal kırıklığı öfke korku hepsi geri gelmişti.

“O nerde?” dedim.

“Kapıda ama eşikten içeri geçemiyor.”Hızlı adımlarla odamdan çıktım kapıya doğru yöneldim.İçimdeki yükselen öfke dalgasını bastıramıyordum.Kapı açıktı ve Klaus eşikte oturuyordu.Beni görünce oturduğu yerden kalktı.

“Caroline sen iyi misin?”

“Gerçekten beni önemsiyor musun Klaus.” Matt yaptıklarıma anlam vermeye çalışıyormuş gibi arkamda dolanıyordu.Kapıdan dışarı çıkmaya çalıştım.Ama olmuyordu Klaus içeri giremediği gibi bende dışarı çıkamıyordum.Görünmez bariyere çarpıyordum.

“Sana pekte duymak istemeyeceğin bir şey söyleyeyim mi Klaus.Her şeyi hatırlıyorum.Kendini nasıl unutturduğunu benİ her şeyin ortasında bırakıp gittiğini.Her şeyi…” Matt birden ortadan kayboldu.İşin dramatikleşeceğini anlamıştı.Klaus duydukları karşısında geri sendeledi.Bana baktı.

“Peki neden hayatıma tekrar girdin.Neden beni kendine tekrar aşık ettin?” artık dayanamıyordum.Fazla duygu incinmesinde yere yığıldım.Olduğum yerde ağlıyordum.

“Hepsi senin içinde Caroline iyiliğin içindi.”

“Klaus kral olmak istiyordun.Güç istiyordun daha fazla güç.Aşk senin için zayıflıktı.” Düşünemiyordum.Nefes alamıyordum.Sadece iyi kalpli perinin gelip beni uyandırmasını bekliyordum.İçimden bir ses artık ayağa kalkmamı kendimi toparlamam gerektiğini söylüyordu.Ayağa kalktım gözyaşlarımı sildim ve omuzu dikleştirdim.

“Seni öldürmeyi  iç organları deşip kargalara yedirmeyi düşündüm ama daha kötüsüne karar verdim.Seni unutacağım Klaus istediğin gibi.Asla karşına çıkmayacağım.Sende kendi zayıflıklarınla uğraşmak zorunda kalmayacaksın.”  Sert ama kontrollü bir şekilde söylemiştim.Fiziksel olarak hayatta ama ruhsal olarak ölüydüm.

“Seni asla bulamayacağım bir yere git Caroline.” Dedi derin mavi gözlerinden yaşlar akıyordu.Normal bir zamanda bu beni kesinlikle etkilerdi ama şuan onu öldürmekten başka bir şeyi düşünmüyordum.

“Yanlış Klaus.Beni asla bulmaya çalışmıcaksın.Söz ver bana Klaus.” Hiçbir şey demiyordu.Gözlerinde hayal kırıklığı üzüntü öfke her şeyi görebiliyordum.

“Bana söz ver Klaus.” Diye bağırdım.Sesim çatallaşmıştı.

“Veremem Caroline.” Dedi ve beni yine savaşın tam ortasında bırakıp gitti.Korkak.Beyin ölümü gerçekleşmiş canavar.Onu için söylediğim kötü şeyler hayal kırıklığımı bastıramıyordu.Arkasından öylece kalakaldığım kapıyı kapattım.O kapı sadece Klaus için kapanmamıştı.Aşk için güven için mutluluk içinde kapanmıştı.Kendimi tutuyordum.En sonunda dayanamayıp kapının yanına çöküp bağırarak ağlamaya başladım.İşte bu çok iyi geliyordu bana.

Nasıl oluyorda tam mutlu oldum derken her seferinde bunu mahvedebiliyorum?

Hayat bundan sonra benim için kolay olmayacaktı.Çünkü cadılar intikam istiyordu.

  "ARKADAŞLAR AKLINIZDA OLUŞAN TÜM SORU İŞARETLERİNİN CEVABINI ÖTEKİ BÖLÜMDE VERECEĞİM :) " 

İNSAN OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin