Mükemmel Sabahın Berbat Akşamı

1.4K 86 6
                                    

Bugün mükemmel hayatımın birinci günüydü.Hayatımın adamı aşağıdaki kanepede uyuyordu.Neden kanepede yattığı konusunda hiçbir fikrim yoktu.Kendi isteğiydi tamamen.Hayatımın adamını kanepede yatırdığımdan dolayı vicdan azabı çeksemde yapacağım bir şey yoktu.

Klaus birden odama girdi.

“Caroline uyanma vakti.” Dedi.En iyisi ölü rolü yapmaktı.Belki öldüğü sanıp odayı terk eder ve bende uyumaya devam edebilirdim.Bana baktığını hissedebiliyordum.Gitti perdeleri açtı.Güneş gözümün içine doğmuştu.Ama bu bile beni uykumdan edemezdi.

“Caroline uyuyor rolü yapma.Çoktan uyandın.” Dedi Klaus alaycı bir ses tonuyla.

“Rahat bırak beni Klaus.Biraz daha uyumalıyım” dedim uykulu bir ses tonuyla.Sıkı sıkıya sarıldığım üstümdeki battaniyeyi çekti.Kendimi çıplak kalmış gibi hiseettim.Huzursuzca yataktan kıpırdandım.

“Klaus lütfen biraz daha.” Diye yalvarıyordum.Kendimi lisede annesine beş dakika daha yalvaran gençler gibi hissediyordum.

Yanağıma öpücük kondurdu. “Kalkmalısın Caroline günü kaçırıyorsun.”

Tepki vermedim. “Caroline şimdi seni yalnız bırakıyorum 3 dakika içinde döndüğümde uyanmış ol.” Dedi muzip tavırla.İşte bu uyabileceğim 3 dakika daha.Klaus odadan çıkar çıkmaz.Yere attığı battaniyeyi aldım koşarak yatağıma geri döndüm.Klaus’u yatağımla aldatıyordum ve bu Jonny Deep’i  Voldemort’la aldatmaya benziyordu.Ama napayım tembelim ben bir kere.

Klaus 3 dakika geçmeden  odama geldi.

“Caroline.” Dedi gülerek.Bu sefer ona direnemezdim.

“Peki tamam kalkıyorum.” Dedim uykulu uykulu.Ayağımla battaniyeyi iktirdim.Klaus bana bakıyordu.Her an uyumaya başlamama karşı müdahale etmeye hazırdı.Gözlerim yarım açık şekilde yataktan kalktım.

“Bunun bedelini ödeyeceksin Klaus.” Dedim gülerek.

“Fazla uykucu bir sevgilim var.” Dedi gamzelerini ortaya çıkarak şekilde gülümseyerek.Sevgilim mi?Bana sevgilim demişti.Yanlış anlamış olmalıyım.Bunu uykulu halime verdim.

 1 saat sonra ben kahvaltı yapıyordum ve Klaus beni izliyordu.Kesinlikle çok açtım.Önüme geleni ağzıma tıkıyordum.Klaus bu halime gülüyordu.

“Caroline boğulmadan önce biraz yavaşlamalısın.” Dedi alaycı tavırla.

“Ama açım.” Hiçbir  hareketimi kaçırmadan beni izliyordu.Hareketlerime anlam vermeye çalışır gibi bir hali vardı.

“Klaus beni izlemekten vazgeç.Yemeğe odaklanamıyorum.” Dedim tek kaşımı kaldırarak.

“Odaklanamıyorsun yani sen şimdi?”  gülüyordu.Bende gülmeye başladım.

“Sen çok farklısın Caroline.” Dedi ciddileşmişti birden.

“Biliyorum çünkü ben insanım.” Dedim gülümseyerek.Ortamın ciddi havasını kırmaya yetmemişti gülümsemem.Klaus hüzne boğan bir şey vardı gözlerinde.

“Peki Klaus insan olmak istedin mi hiç?” diye sordum aniden.Bana baktı.Cevabını düşünüyor gibiydi.

“Peki sen Caroline hiç vampir olmak istedin mi?” dedi.Düşündüm.İster miydim?Hem ölü olup hem de yaşamaya devam etmek.16 yaşımda evet ama şimdi ?

“Yaşlanmak istiyorum.Her sabah ölmememin verdiği hazla uyanmak istiyorum Klaus” dedim yüzüne bakmamıştım.Ama anladığım kadar beklediği cevap bu değildi.Ya da duymak istediği cevap.Ortam birden sessizleşti.Sesimi çıkarmadan yemek yemeye devam ediyordum.Bana verecek cevabı yok gibiydi.Ares’in gelmesiyle ortamdaki sessizlik bozuldu.Ares Klaus’tan korkuyor gibiydi.Ya da ona karşı fazla itaatkardı.

Klaus aniden ayaklanıp. “Gitmem lazım.” Dedi.Ona bir şey diyemeden ortadan kayboldu.Kendime kızıyordum.Acaba ne demiştim de bu anı bozmuştum.O an anladım.Biz hiçbir zaman normal bir çift olamayacaktık.Aslında ne olduğumuzu bende bilmiyordum.

 İşe gittiğimde karşılaştığım manzara beni şaşkınlığa uğrattı.Klaus esmer bir kadınla fazla samimi bir şekilde oturuyordu.Gözüm seyriyordu.Kalbime kazık saplanmış gibiydi.O kadının boğazını parçalamak istiyordum.Kıskanıyor muydum?Evet kesinlikle.Hiç o tarafa bakmadan işimin başımın koyuldum.Gözüm sürekli onlara kayıyordu.Acaba Klaus benim burada olduğumu fark etmiyor muydu?O Kadını kafamda belli şekillerde idam ettim.Boğazladım,boğdum ve kalbini yerinden çıkardım.Kendimin canavar tarafımı keşfediyorum.Klaus baktım.Şeytanla bir olmuş gibiydi.Yanlarına gitmek istiyordum.Hesap sormak istiyordum.Ben onun hayatının neresindeydim.Dün beni öpmüş bugün başka bir kadına içki ısmarlıyordu.

“Hey Caroline oradaki masaya içki götürmen gerekiyor.” Dedi iş arkadaşım Max. Klaus’ların masasını gösteriyordu.

“Sen götüremez misin Max.” Dedim tüm sevimliliğimle.Hayır anlamında kafasını salladı.Peki tamam yapabilirdim.Sadece sakin olmalıydım.İçkilerini verip hiçbir şey söylemeden gidecektim.Masaya yaklaştıkça kalbim hızlanıyordu.İçkilerini önüne koydum.Klaus bana bakıyordu.Bir şey demem için.Herhangi bir şey.Geriliyordum.

“Merhaba Caroline.” Dedi gergin bir tavırla.Hiçbir şey söylemeyecektim.Hiç bir şey…Ama dayanamadım.

“Kasabadaki kadınları yatağına atmak dışında başka işlerin var sanıyordum.” Dedim aniden.İşte bu beni rahatlatmıştı.Klaus tepki vermiyordu.Beni inceliyordu.

“Aslında Caroline  Madison eski bir dostum.” Dedi kadın beni inceliyordu.

“Ve bu benim umrumda değil Klaus.” Dedim gözlerimi devirerek.Ama umrumdaydı.Merak ediyordum.Hatta meraktan ölüyordum.Klaus’un cevap vermesine izin vermeden yürüdüm.En azından o güzel ortamlarını bozdum.Kendimi bunun için tebrik etmeyi sonraya sakladım.

İNSAN OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin