İNSAN OLMAK

8.4K 129 15
                                    

"Ben Caroline Forbes.24 yaşındayım tüm arkadaşlarımı geride bırakıp bu sahil kasabasına taşındım.Sebebini bilmiyorum ama içimdeki o boşluk duygusu beni buraya kadar sürükledi" sürekli kafamdan bunları tekrar ediyordum.Kendime bir şey hatırlatmaya çalışırcasına ama hiç bir şey olmuyordu.O boşluk hissinden bir türlü kurtulamıyordum.

Buraya yerlesir yerlesmez kendime iş bulmuştum.4 yıl üniversite okudum ama en sonunda üniversite mezunu barmen oldum.İşin iyi yanları vardi.Başkalarının sorunları dinleyerek vakit gecirebiliyordum..

Saate baktım işe gitmem lazımdı.Kot sortumu giyip üstüne salas bir tisört giydim.İşten dönerken diye yanıma hırka aldım yazın ortasındaydik ama hava aksamlari cok serin oluyordu.İşe gelmiştim pek kalabalık değildi.Kuytuda kalmış masada adamın birinin bana şaşkın bir ifadeyle baktığını fark ettim.Buna anlam verememistim.

Saatler gectikce müşteriler gidip geliyor ve o adam bana bakmaya devam ediyordu.Nefesini tutmus gibi bir hali vardı.Büyük bir ihtimalle vampirdi ve bardan dışarı çıktığım an dişlerini boynuma geçirecekti.Aman Tanrım vampirler hep beni buluyordu.Mine içmiştim beni ısırırken mine tadı alacak ve beni bırakacaktı.Garip bir sekilde minenin onu durdurmayacagini biliyordum.Bu seferde avcı güdülerime guüvenmeye karar verdim.Evet avcıydım babam beni bòyle yetiştirmişti.Hızlıydım güçlüydüm ama hiç biri bir vampirinki kadar degildi.Ve babamın bana ögretigi tek bir kural vardı "Sana zarar vermeye çalışmadıkça hiç bir vampire zarar verme."Tek kural.Bu aksam kesinlikle zarar görecektim.Kazığım cantamin icinde mi diye kontrol ettim.Oradaydı.Biraz rahatlamış bir havayla isimin bitmesini bekledim.Neyseki artik bitmisti.Kazigimi ceketimin icine saklayıp dışarı çıktım.Yürümeye başlayalı bir kaç dakika olmuştu ama bir ürperti hissettim ve önümden bir karatı gecti.Aslında kim olduğunu biliyordum.

"Kim var orada' diye bagirdim ve tabiki cevap yoktu."Ben vampirim ve birazdan lezzetli aksam yemegim olacaksin " diyemezdi herhalde.Ben bu düşüncelere dalmışken ensemde birinin nefesini hissettim.İşte tam vakti diyerek esnek bir hareketle kazığı sapladım.Büyük bir ihtimalle kalbine gelmemisti.Yani kacmam icin fazla vaktim yoktu.Kaziktan kurtulduğu an pesime düşecekti.Koşmaya başladım evime dogru.Ensemde tutup beni yere yapıştırmasını bekledim hep ama hiç bir sey olmadi.Bu cok garipti.Eve vardım kapıyı kitledim sanki bu onu tutabilirmis gibi.Bugün olanları düşünerek uyuya kalmışım.

Sabah uyandım dün gece ki her şeyi kafamdan silmeye karar verdim.Böyle daha iyiydi.Kahvaltımı yaptıktan sonra sahile gittim.Saatte baktip 08.40 dı.Neden güne bu kadar erken başlamak zorundayım ki? Sahilde yaz olmasina ragmen kimse yoktu.Belkide cok erkendi.

Boş bir sezlonga oturdumGözlerimi kapayıp günesin tadını cıkarmaya basladim.Ta ki yanimdaki bos sezlonga biri oturana kadar.Gözlerimi yarı aralayıp baktım ve oydu.Tanrım kesinlikle bu sefer ölücektim.İnançlı biri sayılmazdım ama inanmak icin bundan uygun zamanım olamazdı.

"Öldüreceksin demi beni " dedim sanki hic umrumda degilmiscesine.Yüzüne dikkatli baktım sanki bir yerden tanıyordum.Dilimin ucundaydı ama cıkmıyordu kelimeler ağzımdan.

"Büyük bir ihtimalle o kazık yüzünden seni öldürmem gerek" dedi gülümseyerek.Beni öldürecekti ve bunu gülerek söylüyordu.(!)En azından Yunan Tanrılarına benziyordu.Bu biraz ölüm duygusunu hafifletebilirdi.

"Lütfen hızlı yap" deyip sezlongtan kalktım.Sanki beni öldürmek istemiyor gibi bir hali vardı.Sonra ölümün verdi cesaretle ağzıma geleni saydım.o sadece gülüyordu.Düşündüm beni öldürmeye niyeti yoktu.

"Beni öldürmeyeceksin en azından simdi degil." dedim aniden

Birden ayaklanarak "Nerden biliyorsun" dedi.

"Çünkü bu isin 3 dakika önce bitmesi gerekiyordu." diye cevap verdim.

"Belki unut vererek sana acı cektiriyorumdur"

"Kendine bak bir insanın öldürüp öldürmeme konusunda kendinle iç savaş veriyorsun belli ki icinde kurtarilmis bir taraf vardır" dedim ve cesaretim icin kendimi tebrik etmeyi sonraya bıraktım.

Şaşkındı belli ki sözlerim kalbinde bir parcaya dokunmustu yada cesaretin ölmek üzere olan bir insana ne kadar yakıştığını dusunuyordu.

Gözlerimi acip kapadigimda coktan ortadan kaybolmustu.Bende hayatta kalmamin serefine gunesin batışına kadar burda takılmaya karar verdim.

Günes batmadan once herkes sahilden  gitmisti.Garipti herkes sanki karanliktan kaciyor gibiydiler.

Tünekledigim sezlongtan inip kumların üstüne yattım ve bu harikaydı.Dakikalarca öyle kaldım ve biri gelip yanıma oturdu.Tanrım yine o.

"Sence de harika degil mi adını bile bilmedigim adam" dedim günesi gostererek.

"Adım Klaus" dedi gülümseyerek gamzeleri ortaya çıkmıştı.

"Ben Caroline Forbes" dedim ama pek aldırış etmedi.Sanki biliyor gibiydi.Elinde kazık vardı ve bana uzattı.Yattığım yerden dogrulup aldım. "Buna benden daha cok ihtiyacin var dedi muzip bir tavirla.Dün onu kazıklamıştım ve bana iyi davranıyordu.

"Bu arada ben kökenim kazıkların benim üstümde etkisi yoktur."

Şaşkındım babamın bana kökenlerden bahsettigini hatırlamıyorum.Neyse ki daha bir cok seyi hatırlamıyordum.Yine aynı seyi yapmisti ben dusuncelere dalmısken ortadan kaybolmustu.Benim de ise gitme vaktim gelmisti zaten.Beynim sürekli Klaus'u düsünmekte ısrar ediyordu.Klaus dedim sesli bir sekilde.Nerden tanıyordum ben bu adamı?

İNSAN OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin