Beklediğime Değmiş Gibi

1.3K 89 2
                                    

Nefes alamıyordum.Bugün benim için en uzun geceydi.Kesinlikle vakit geçmiyordu.Onlar orda benim bozduğum mutluluklarına geri dönmüşlerdi.Kesinlikle içkiye ihtiyacım vardı.Kendime viski aldım.İhtiyacım olan buydu.Art arda bardakları kafama dikiyordum.3 bardaktan beynim bulanmaya başlamıştı.İstediğim gibi olmuştu.Onu düşünmemeliydim.5.  bardaktan kesinlikle sarhoş olmuştum.

“Caroline hızlı gitmiyor musun.” Dedi Klaus.Bugün son duymamam gerekn ses kesinlikle onunkiydi.Ona cevap vermedim.

“Caroline” dedi tekrardan.

“Özür dilerim dalmışım.Seni kafamda belli şekillerde idam ediyordum da.” Dedim yapmacık bir gülümsemeyle.

“Caroline anlamıyorum.Neden bu kadar sinirlisin?” Köpek yavrusu gibi bakıyordu.Kendimi tutmalıydım.Kesinlikle bu bakış beni etkilemiyordu.Tamam belki biraz etkiliyordu.Cevap vermedim.Çünkü bende bilmiyordum.Niye bu kadar kızmıştım.Ben bunları düşünürken o çoktan masasında yerini almıştı.Beni izliyordu.Benimse kafamda filler koşturuyordu.Hiç bir şeyi düşünemiyordum.Aptal aptal gülüyordum.

“Hey güzelim ordan bana bir viski verir misin?” dedi müşterilerden biri.Ona baktım.Tatlı birine benziyordu.Viskisini koydum.

“Bence kendine de almalısın bir tane.Belki bana eşlik edersin” Dedi.Bana asılıyordu.Kafam bir dünyaydı.Ama kesinlikle benim için bir fırsattı.

“Neden olmasın.” Diyip kendime bir viski koydum.

Sonralardan adının Vincent olduğunu öğrendiğim adamla hafif meşrep ve çoğunlukla sarhoş bir şekilde ona asılıyordum.Klaus’un görmesini istiyordum ve görüyordu da.

Geçmeyen saatler birden geçmiş ve mesaim bitmişti.Tam  kendimi bardan dışarı atmıştım ki Vincent arkamdan seslendi.

“Hey Caroline  bir şeyler yapmak ister misin?” diye sordu.

“Vincent aslında hoş birisin ama hayır.”       Öylece bana baktı.

“O zaman Caroline sana çok yazık oldu.” Diyip vampir dişlerini ortaya çıkardı.Gerçekten mi yani.Tam hazırlıksız olduğum anda yakalamıştı beni.Hızlıca beni duvara yapıştırmıştı.Gözlerimi kapattım.Çünkü ona karşı koyamayacak kadar sarhoştum.Tam dişlerini boynumda hissetmeyi beklerken üstümdeki yük birden kalktı.Gözlerimi açtım.Klaus tam karşımda  elinde kanlı bir kalple duruyordu.Vincent yerde hareketsiz bir şekilde yatıyordu.Klaus kalbi yere fırlattı.Sinirliydi.Birbirimize bakıyorduk.

“Eve gidiyoruz Caroline.” Dedi.Hiç bir şey söylemedim ve onu takip ettim.Ona karşı gelmemem gerektiğini biliyordum.Jipinin yanına geldiğimizde de Klaus hiçbir şey demeden kapımı açmıştı.En azından centilmenliği devam ediyordu.Arabaya bindimizde aramızda soğuk rüzgarlar esiyordu.Etrafı sık ağaçlarla örülü yoldan gidiyorduk.Ben ağaçlara bakıyordum o da büyük bir sinirlilikle arabayı kullanıyordu.En sonunda sessizliğini bozarak

“Sürekli başını belaya sokmak zorunda mısın Caroline” dedi

“Hiçte bile Klaus.” Dedim ama söylediğinin doğru olduğunu biliyordum.

“Gerçekten mi söylediğinin doğru olduğuna inanıyor musun Caroline.” Dedi gözlerini bana dikmişti.Doğru düşünemiyordum.

“Belki de beni en başından yemeliydin.En azından beni sürekli kurtarma zahmetinden kurtulurdun.”  Öfkelenmiştim.

“Belki de” dedi öfkeyle.Gözleri parlıyordu sinirden.Ama bende sinirliydim.

“Durdur arabayı Klaus inmek istiyorum.” Bana cevap vermedi.

“Klaus sana inmek istediğimi söyledim.Durdur arabayı.” Klaus arabayı birden durdurdu.Aslında bunu yapmasını hiç beklemiyordum.Kapıyı açıp arabadan indim.Tam kapıyı kapatacakken “Bu sefer de seni kurtarmaya geleceğimi düşünüyorsan Caroline yanılıyorsun.” Kapıyı çarptım.Kendi başımın çaresine bakabilirdim elbette.Bir çok vampir öldürmüştüm şimdiye kadar.Klaus arkamdan bakarken bende ormana doğru yürüdüm.Sadece gözden kaybolmak istiyordum.Klaus birkaç dakika beklemiş sonra son gaz ortadan kaybolmuştu.Ormanın içine doğru ilerledikçe korkmaya başlamıştım.Neden arabadan inmiştim ki.Eve vardıktan sonra da onunla kavga edebilirdim.Aslında onun beni arabadan indirmemesini umuyordum yada bırakıp gitmemesini.

Biraz ilerledikten sonra bir ağacın altına çöktüm.Sabaha kadar bu ölüm yuvasında beklemeye karar verdim.Azıcıkta ay ışığıyla etrafımı görebiliyordum.Tüm korku filmleri böyle başlamıyor muydu zaten.Kafamı kaldırıp aya baktım.Kesinlikle bu manzara ölmeye değerdi.Biraz vakit geçtikten sonra birinin bana seslendiğini duydum.Kesinlikle kafayı yemeye başladım.Bu sefer ses daha yakından geliyordu.Bunu kendimin uydurmadığımı biliyordum.Ayağa kalktım.Tam koşmaya yeltenecektim ki biri kolumdan tuttu.Tam çığlık atmaya yeltenecektim ki beni tutan kişinin Klaus olduğunu fark ettim.Korkum geçmişti birden.Güvendeydim.Bunu hissedebiliyordum.

“En son beni kurtarmamaya karar vermiştin.” Dedim kaşlarımı kaldırarak.

“Yalan söyledim.” Dedi gülümseyerek.İşte bu gülümseme tüm vücuduma yayıldı.

“Peki şimdi benimle ne yapmayı planlıyorsun.”

“Eve götürmeyi.” Aslında ormanda onunla baş başa kalmak istiyordum.Beraber aya bakmak istiyordum.Ama bunu ona söyleyemezdim.

“Belki de sorunlarımızı halletmeden buradan gitmemiz gerekiyor.” Dedi Klaus birden.Evet işte bu.Kesinlikle beklediğim teklifti.Hiç istifimi bozmadan kalktığım ağacın altına çöktüm.

“Peki Klaus benimle sorunun ne?” dedim tepkisizce.Kendimi ağırdan satmaya karar verdim.Hızlıca yanıma gelip çöktü

“Aslında Caroline senin benimle derdin var gibi.” Dedi gözlerimin içine bakarak.Bakışlarıyla yaptığı büyülü bir şey vardı ve benim sağlıklı düşünmemi engelliyordu.

“Ben sadece kafası karışık huzur araya bir kızım ve benden ne istediğini anlayamıyorum” Dedim aniden.

“Ben geceleri seninle beraber uyumak istiyorum.Birlikte uyanmak.Kahvaltı yapmak.Film izlemek istiyorum.Ben her şeyi seninle beraber yapmak istiyorum Caroline.” Utanmasan ayağa kalkar işte bu diye bağırırdım.Dudaklarına masum küçük bir öpücük kondurdum.

“Daha önce bu kadar kısa sürede kendimi kaptırmamıştım.Seninleyken her şey bana doğru geliyor Klaus.Her şey mümkünmüş gibi geliyor.” Ağzımdan asla çıkmayacak sözleri ona söylüyordum.

“Sorunlarımız hallettiysek gidebiliriz Caroline.” Diyip ayağa kalktı.Sorunlarımız halletmekten çok itiraf vakti gibiydi.Kalkmam için elini bana uzattı.Elinden destek alarak kalktım.Buraya geldiğim onca yolu geri dönecektim.Hemde her yer bu kadar karanlıkken.Kendimi birden yere attım.

“Ah Klaus ayağım çok acıyor.” Dedim ayağımı tutarak.Aniden gelip ayağımı tuttu.

“Burktum galiba.” Dedim acı çekerek.Tabiki de yalandı.İyi ki lisedeyken tiyatro eğitimi almışım.

“Buraya gel güzelim.” Diyip kucağına aldı.Ben Carolineyim.Üşengecim ve tembelim ve güçlü bir vampirin kollarındayım.

Bir süre yürüdükten sonra ana yola yaklaştığımızı anladım.

“Mucizelere inanır mısın Klaus?”

“Senden sonra evet inanıyorum” dedim tüm masumluğuyla.Ama küçük oyunumun bir parçası olduğunu bilmiyordu.

“O zaman sana bir tane göstermek istiyorum.” Diyip kendimi kucağından atladım.

“İşte bak arabaya yaklaştık ve ayağım birden iyileşti.” Bana bakıyordu öylece.Yere bakara

“Aslında Caroline ben buraya arabayla gelmedim.” Dedi.Yaramaz bir çocuk gibi gözüküyordu.Bende erken son vermiş oyunumun pişmanlığıyla.

“Neeeeee?” diye bağırdım.Birden gülmeye başladı.Alaycı bir tavırla kafamı salladım.

“Çok komik Klaus.” Dedim ve bende gülmeye başladım ve o anı hiçbir şeye değişmezdim.Bunca yıl onu beklemiş ve beklediğime değmiş gibiydi.

İNSAN OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin