Güvendesin Caroline

1.5K 93 7
                                    

İşe gittiğimde gözlerim Klaus’u aramıştı.Yine yoktu ortalıkta.Klaus’u haftalardır görmüyordum.Onu özlemiştim.Tek arkadaşımı kaybetmiştim.Kendimi terk edilmiş gibi hissediyordum..Klaus günlerce aramıştım ama ulaşamamıştım.Sonra vazgeçtim zaten aramaktan.Yoğun bir iş gününden sonra eve gitmek üzere kendimi dışarı attım.Klaus yokken her şey çok sıkıcı gelmeye başlamıştı.Peki ben Klaus’u ne zaman bu kadar benimsemiştim?Belki gelir diye sahile gitmeyi bile düşündüm sonra vazgeçtim.Pekte umrunda olduğum söylenemezdi.

Kafam dağılmış tenha bir sokağa girmiştim.Kimse yoktu ve sokak lambası cılız bir ışıkla etrafı aydınlatıyordu.Geri dönmek için hamle yaptığımda onu gördüm.Beni sorularla boğuşmak zorunda bırakan yaşlı cadıyı.Aramızda pek bir mesafe yoktu.İri siyah gözleri ışıldıyordu.

“Beni hatırladın mı Caroline” dedi ve boğazımın yırtıldığını hissettim.Sanki denizdeydim  boğuluyordum.Ciğerlime su doluyordu ve nefes alamıyordum.Nefes almak için ağzımı açmaya çalışıyordum ama olmuyordu.Ciğerlerim yanıyor tüm acı benliğimi kaplıyordu.Yerde nefes almak için kıvranırken benim için her şeyin son bulduğunu hissettim.Her şey karanlıktı.

 Üstümdeki basıncın etkisiyle uyandım.Yaşıyordum ama etraf  karanlıktı.Belki de ölmüşümdür ve burası cehennemdir.Bilincimi yoklayıp nefes almaya çalıştım.Kesinlikle yaşıyordum.Etrafımı yokladım.Dar bir alanın içindeydim.Üstüme bir kapak kapatılmıştı.Aman Tanrım bir tabuttaydım.Huzursuzca  tabutun kapağını açmaya çalıştım.Kıpırdamadı.Üstümdeki onlarca toprağın ağırlığını hissediyordum.Nefes alamıyordum.Kapana kısılmıştım.Tabutun tahtaları üstümde doğru geliyor ve beni daha çok sıkıyor gibiydi.Çığlık atmak istiyor ama ağzımı bile açamıyordum.Bacaklarım karıncalanıyordu.Ölmemiştim ama diri diri gömülmüştüm.Deli gibi etrafımı tekmeliyordum.Belki birileri duyar diye.Ama kimse beni duyamazdı.Ölmeden gömülmüştüm ve bu beni öldürecekti.Bilincimi kaybetmeye ve etrafı bulanık görmeye başlamıştım.Ve sonra yine her yer karanlık oldu

Boğuluyordum.Delice çığlık atarak uyandım.Kesinlikle tabutta değildimYataktaydım.Beyaz satenle kaplanmış büyük bir yatak.

"Bir şey yok Caroline burdayım." dedi tanıdığım kadifemsi ses.

"Klaus sen yoktun ben tabuttaydım ve çıkamıyordum." dedim ağlamaya başladım.Olanlar gerçek mi hayal mi ayırt edemiyordum.Klaus yanıma gelip sarıldı.Şimdi daha iyiydim.Güvendeydim ama hıçkırarak ağlamaya devam ediyordum.Saçlarımı okşayarak beni yatıştırmaya çalışıyordu.

"Şakacı cadımızın küçük bir oyunuydu Caroline ve inan bana bedelini ödedi." dedi büyük bir sinirlilikle.Sakinleşmem ve olayları idrak edebilmem için beni yalnız bıraktı odadan.

Cadının bahsettiği ölüm kendisiydi.Peki bu sefer kurtulamıyacaksın dediğinde kast ettiği neydi?Bilmiyordum ama düşünemiyecek kadar tükenmiştim.Odadaki yalnızlıktan korkmaya başlamıştım.Peki ya burası Klaus'un odası mıydı.Sanmıyorum.Odadan hızlı adımlarla çıktım.Kimse yoktu etrafta.Merdivenlerden aşağı indim.Barok tarzı düzenlenmiş bu evi gözden geçirdim.Tam Klaus'a göreydi.Muhtemelen beni kurtarmış ve evine getirmişti.

İçimde büyük bir panik atak dalgası yükseldi.Kaçmak istiyordum.

"Caroline iyi misin?" dedi sarışın bir kadın.Onu fark etmemiştim.Ona baktım yüzünü aydınlatan mavi gözleri vardı.Kollarını kavuşturmuş acıyarak bana bakıyordu.Cevap vermek istiyor ama veremiyordum.Sadece bakıyordum.Hızlıca yanıma gelip kollarımı tuttun ve güven verici sesle 

"Güvendesin Caroline." dedi.Farkında mıydı bilmiyorum ama diri gömülmüştüm.Nasıl güvendeydim.Klaus bizi gördü ve yanıma yaklaştı.

"Rebekah kızı rahat bırak." dedi sarışına.Kendimi Klaus'un kollarına atmak istiyordum.Güven istiyordum.

"Klaus beni eve götür lütfen." dedim aniden.Evim köpeğim evet güven buydu.Klaus bana baktı.Ne cevap vereceğine bilemiyordu.Götürmek istemiyor gibiydi.

"Peki tamam ben giderim." dedim ve kapıya yöneldim.Sarışın ve Klaus arkamdan bakıyordu.

1 saat sonra evdeydik.Klaus benim onu dinlemeyeceğimi anladığında istemeyerekte olsa eve getirmişti.

Beni küçük kızı gibi yatağa yatırmıştı.Gitmek için kapıya yöneldiğinde "Yanımda kal lütfen." dedim birden.İhtiyacım vardı.Korkuyordum.Anlam veremediğim yüz ifadesiyle bana baktı ve yatağa yaklaştı.Yanıma yatması için biraz kaymıştım.Beni kollarının arasına almıştı.Tek ihtiyacım buydu.Kafamı kaldırıp tam gözlerinin içine baktıp.Mavi gözlerinin derinliğindeki hüznü gördüm.O hüznü gördüğümde kalbim sıcak ekmeğin arasındaki tereyağı gibi erimeye başladı.Korkmuyordum ama yine de kalbim deli gibi çarpıyordu.Tüm bunları düşünürken kolları arasında uyuyakalmışım.

İNSAN OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin