18. Bölüm

79 4 0
                                    

18. Bölüm

Yazar: Hanuel'r.a

'' Neyden bahsediyorsun sen?''

'' Aynı evde kaldığınızı biliyorum?''

Shin Hye Seung Ho'nun kolundan tutup kapının önüne getirdi.

'' Kendini ne sanıyorsun?''

''......''

'' Cevap ver sen kim oluyorsunda benim hayatıma karışıyorsun?''

'' Ben sadece....''

'' Ne sadece ?''

Seung Ho hiç bir şey demeden sınıfına gitti. Shin Hye'de sinirden kafayı yiyecekti. Oda sınıfa girdi. 

'' Boşuna sürtük demiyormuşuz.'' dedi müdürün yiğeni.

Onew kızın yanına gidip tehtit etmeye başladı.

'' Eğer o lafı ağzına bir daha alırsan seni bitiririm.''

Bu kez kızı susturmuştu ama sınıfta ki herkes konuşmaya başlamıştı.

'' İnanamıyorum Seung Ho'ya sevdiğini söylemişti. Sürtük işte ne olucak.''

''Sürtük...''

''Pislik sürtük''

Shin Hye daha fazla dayanamayıp ağlayarak sınıftan çıktı. Onew'de peşinden gidecekti. Ama kolundan tutan So Eun buna izin vermedi.

'' Ne yapıyorsun bırak kolumu?''

'' Asıl sen onu yalnız bırak artık !''

'' Ne demek istiyorsun ?''

''Görmüyormusun sürekli ona zarar veriyorsun.''

'' Ama ... Ben ona yardım ediyorum''

'' Onew'' dedi So Eun sert bir şekilde.

'' Tamam. Gitmiyorum bırak kolumu.''

Shin Hye bu okul denen cehennemden kendini dışarıya zor atmıştı. Ağlayarak sokaklarda boş boş geziniyordu.

'' Şimdi ne yapacağım. İnsanların beni yanlış tanımasından nefret ediyorum. Ahh hayır artık Onew'in evinde kalamam ev bulmalıyım kendime.''

Shin Hye gözünden yanağına akan yaşları elinin tersiyle silip kiralık ev aramaya başladı. Uzun süre aramanın sonucunda kendisine uygun bir ev bulmuştu. Kirası ucuzdu ama parasını ödemek için kendine iş bulması gerekiyordu. Evi kiraladıktan sonra bu kezde iş aramak için gezinmeye başladı.

Seung Ho'nun içi huzursuzdu. Böyle bir aptallığı neden yapmıştı ki. Neden düşünerek konuşmuyordu.

Shin Hye iş bulamayıp Onew'in evine eşyalarını toplamak ve son kez kalmak için gitti.

'' Shin Hye saçmalıyorsun? Herkesin ne dediğini neden umursuyorsun ki?''

'' Boşuna çabalama Onew yarın sabah gideceğim burdan.''

'' Ya Shin Hye!''

'' Onew yeter artık. Kararlarıma saygı duymanı bekliyorum.''

''Tamam ne istiyorsan onu yap''

Shin Hye odasına çıkıp eşyalarını topladıktan sonra yattı.Sabah erkenden kalkıp kiraladığı eve eşyalarını götürdükten sonra okula gitti.. Herkes ona bakıyor ;

'' Duydunuz mu Onew'le aynı evde kalıyormuş?''

'' Duymayan mı kaldı sürtük işte'' diyorlardı.

Shin Hye takımıyormuş gibi gözüksede içinden Seung Ho'ya karşı kızgınlığı gün geçtikçe dahada alevleniyordu. Ama nefreti duygularının önüne geçemiyordu.

Seung Ho dün gece yatağına yattığında çok düşünmüştü. Evet bu kez gerçekten dengesizce konuşmuştu. Bunu neden yapıyordu?

Kendisine saymadığı küfür bırakmamıştı. Evet sonunda Seung Ho Shin Hye karşı olan duygularını kabul etmişti. Sabah olunca Shin Hye aşkını itiraf edeckti. Aynanın karşısına geçti sanki karşısında Shin Hye varmış gibi konuşuyordu;

'' Shin Hye ben.., şey yani senden herşey için özürdiliyorum ve ben.. sana talibim. Ayş talibim ne ya? olmadı bu.

Shin Hye ben farkında değildim ama yeni farkettim senden hoşlanıyormuşum. Off olmuycak bu . Shin Hye bak bende sana aşık oldum uzatmayalım sevelim birbirimizi. Bu da emir veriyormuş gibi oldu . Shin Hye bende sana aşığım . İşte bu ''

Geceyi yapacağı aşk itirafına çalışarak geçirmişti Seung Ho.

Shin Hye sınıfına gidip sırasına oturdu. 5 dk sonrada So Eun gemişti.

'' Günaydın''

'' Günaydın''

'' Nasılsın Shin Hye?''

'' Nasıl olmalıyım?''

'' Gerçekten Onew'le aynı evdemi kalıyorsunuz?''

'' Kalıyorduk. Dünden sonra ayrıldım. O benim kardeşim gibi nasıl yargısız infaz yapabiliyorlar anlamıyorum.''

So Eun ilk defa Shin Hye sinirlenmişti. Seung Ho okula girer girmez Shin Hye'nin sınıfına doğru yavaş adımlarla yürümeye başladı. İçindeki heyecandan dolayı adımları hızlanıyor bir an önce Shin Hye'nin sınıfına gitmek istiyordu. Kapıya geldi derin bir nefes aldıktan sonra içeriye girdi. Shin Hye'nin gözleri mutluluktan uçacakmış gibi duran Seung Ho'ya baktı.

'' Adi herif neden bu kadar mutlusun ki?'' dedi içinden.

Seung Ho Shin Hye'nin sırasına yaklaştı.

'' Dışarda konuşabilirmiyiz Shin Hye?''

''Seninle konuşacak hiç bir şeyim yok benim''

''Lütfen sadece 5 dakika'' dedi Shin Hye'nin kolunu tutarak.

'' bırak kolumu'' Deyip Seung Ho'nun kolunu itti. Tam o sırada Shin Hye'nin telefonu çaldı. Numara tanıdık değildi Telefonu açtı;

'' Alo?''

'' Park Shin Hye'lemi görüşüyorum?''

'' Evet benim siz kimsiniz?' dedi Shin Hye.

Telefondaki ses orta yaşlı bir adama aitti.

'' Ben...''

Adam tam konuşacaktıki arkadan gelen sesle konuşmasını kesti.

'' Doktor bey hastamızın kalbi durdu.''

Aşkın RengiWhere stories live. Discover now